Tarihi:
İLKÇAĞ
Arkeolojik çalışmalar sonucu ortaya çıkan bilgilere göre Çukurova Bölgesi’nde çok eski devirlerden beri yüksek kültürlü medeniyetlerin yaşadıkları bilinmektedir.
Çukurova’nın belirgin tarihi Kitvanza Krallığı ile başlamaktadır. Bu konuda Hitit Devleti’ne ait kitabelerden bilgi alınmıştır. Bu Krallık M.Ö. 1335 yıllarında Hititlerin himayesine girmiştir.
Hitit Devleti’nin M.Ö. yaklaşık 1191 – 1189 yılları arasında batıdan gelen akınlarla yıkılması ile birçok küçük krallıklar ortaya çıkmıştır. Sırasıyla Kue Krallığı, Asurlular, Klikya Krallığı, İranlılar, Makedonyalılar, Selokidler, Çukurova Korsanları, Romalılar hakim olmuştur. Romalılar zamanında Çukurova ve Adana’nın geliştiği söylenebilir. Çünkü burada yapılan büyük köprüler, yollar ve sulama tesisleri ile başta Adana olmak üzere Çukurova oldukça gelişmiş ve önemli bir ticaret merkezi olmuştur. Roma İmparatorluğunun yıkılışı ile birlikte İlk Çağ devri de kapanmıştır.
ORTAÇAĞ
Romalılar’dan sonra Orta Çağ’da Bizanslılar, Araplar, Selanikliler, Ermeniler, Mısır Türk Memlük Devleti, Ramazanoğulları buraya hakim olmuşlardır.
Ramazanoğulları Vakfiyesine göre bu dönemde; camiler, mescit ve medreselerle birlikte, yatılı ve yatısız yüksekokullar ve diğer kültür kurumları, sağlık ve sosyal hizmet veren kurumlar yapılmış, büyük imar atılımlarına girişilmiştir.
YENİÇAĞ
Yeni Çağ döneminin sonunda ve Yakın Çağ’da buraya Osmanlı İmparatorluğu hakim olmuştur. ( 1517 – 1918 )
19 y.y. Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkmak üzere her türlü siyasi mücadeleye giren İngiltere, Fransa ve Rusya, Osmanlı İmparatorluğu’na başkaldıran Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’ya yardım etmişlerdir. Kısa bir dönem sonra ( 1840 ) buraları tekrar Osmanlı İmparatorluğu’nun eline geçmiştir. 1867 yılında İdari Teşkilat kurularak Adana Vilayet haline getirilmiştir. 24 Aralık 1914’de Fransızlar antlaşma hükümlerine göre Adana’ya girmişlerdir. Daha sonra 20 Ekim 1921’de Ankara Antlaşması ile 5 Ocak 1922’de Fransızlar Adana’yı terk etmek zorunda kalmışlardır.
YAKINÇAĞ
Adana İsminin Kaynağı
Adana'ya ait en eski yazılı kayıtlara ilk defa, Anadolu yarımadasının en köklü uygarlıklarından biri olan Hititlerin kaya kitabelerinde rastlanmaktadır. Boğazköy metinleri olarak bilinen M.Ö. 1650 yıllara tarihlenen bir Hitit tabletinde, Adana havalisinden URU ADANIA yani ADANA BÖLGESI olarak bahsedilmektedir. Bu konuda sadece bu tablet dikkate alınacak olsa bile ADANA ismi en az 3640 yıllık bir geçmişe sahiptir.
Eski çağlarda Seyhan Nehri kıyılarının bol miktarda söğüt ağacı ile kaplı olması ve bu ağacın Mezopotamya kavimlerince AND ağacı olarak tanınması da yöre isminin oluşumunda etkili olduğu kanaatini yaratmaktadır.
Yine başka bir görüşe göre, ormanlık yörelerde yaşadığına inanılan Fırtına Tanrısı ADAD (Tesup) adının, ormanları bol Toroslar ile Seyhan nehri bölgesinin oluşturduğu Adana yöresine isim olarak verilmiş olduğuna inanılmaktadır.
ADAD Hititler'in, TESUP da Suriye ve Mezopotamya kavimlerinin Fırtına Tanrısıdır.
Bu guruplar birbirlerinden düşünce, isim ve yazı tarzlarını alıp verdikleri için bu gelişimin olması kuvvetle muhtemeldir. Fırtına Tanrısı yağmuru, yağmurda bereketi getirdiği için bu bölgede çok sevilen, sayılan bir Tanrı olarak yasamış ve ona izafeten bu bölgeye de URU ADANIA yani ADANIN bölgesi de denmiş olması mümkündür.
Hititlerin etkisinde kalan Fenikeliler de Tarım ve Bitki Tanrısına ADONIS adını vermiştir. ADONIS "EFENDI" anlamına gelmektedir. Bu yöre ile sıkı ticaret yapan ve buradaki zengin orman ve ova ürünleri ile ticaretlerini geliştiren Fenikeliler'in, bu yöreye ADONIS'in yeri demeleri adet haline gelmiştir.
Sırası ile bu bölgeye gelen her kavim, devlet ve gelişen her uygarlık kendi kültür anlayışı ve değerleri içerisinde beldelere isim vermiş ve isimlerin anlamını açıklamıştır. Homer'in Ilyada'sında bu bölgeye Adana denilmiştir.
Yine batıdan gelen kavimlerce, Adana'yı kendi ilahları Uranüs'ün kurduğu ve oğulları Adanos ve Sarosa anlatılır. Adana doğulu kavimlere göre Fırtına Tanrısı ADONIS'in yeridir.
Bütün bu inançlar çok tanrılı eski çağlara aittir. Orta Çağ’da özellikle M.S. 7. yüzyıldan itibaren İslam ordularının bu bölgeye gelişiyle yeni anlayışlar içinde yeni tanımlar yapılmıştır. Arap tarihçilerinden Ibnül Adim, Adana isminin de eski peygamberlerden Yasef’in torunu EZENE'den geldiğini yazdığı "Halep Tarihi" isimli eserle kanıtlamaya çalışmaktadır. Orta Doğu’nun peygamberler bölgesi olduğu ve pek çok eski peygamberin bugünkü Anadolu sınırları içinde yasamış olduğu hatırlanırsa, bu açıklamanın nasıl geliştiğini anlamakta kolay olur.
Daha ileriki yüzyıllarda Karçinli-Zade Süleyman Şükrü Bey'in "Seyahat'ül-Kübra" adlı kitabında ise Adana'nın eski isminin "BATANA" olduğu ve İslamlık devrinde "ADANA"YA çevrildiği savunulmaktadır. Hatta bunun "Fi ezeneil arz" ayetinden esinlenerek yapıldığını da açıklamalarına eklemektedir.
DANUNA isminin M.Ö. yasayan kavimlerce bu bölge için kullanıldığı bilinen bir gerçektir. Bulunan kayıtlarda da mevcuttur.
Hatta Danunalıların yöre kurallarına ad ve paye verecek kadar kudretli oldukları da bilinmektedir. DANUNA adının asırlar boyunca değişerek zamanla BATANA ve daha sonra ADANA olması da çok kuvvetle muhtemeldir.
Yöreye gelen Türkler'in, yüksek Torosları aşıp güneye doğru sarkmaları sırasında yöreye "Çukurova" adını vermeleri de doğanın insanlara verdiği ilhamın güzel bir örneğidir. Toroslardan sonra adeta düz bir görünüm içinde çok tatlı bir eğimle Akdeniz'e kadar inen bu bereketli topraklar Türkler için "ÇUKUROVA" olarak bilinmiştir. Günümüze kadar da böyle bilinmektedir.
Bölgenin tarihi adı olan Kilikya ve Silisya (Cilicia) da bu bölgede bulunan zengin Kilkin yani kireç ve yine çok bol olarak bulunan Silex yani çakmak taşı madenlerinden dolayı verilmiştir. Bir başka ifade ile yöre, coğrafi özelliklere göre isimlendirilmiştir.
Hatta topraklarının bereketliliğinin verdiği ilhamla ADANA-EDENA (Cennet Yöresi) ve karlı dağlar bu ilhamı vermektedir.
Sümerlerden kalma "Gılgamış Destanı"ndan bu yana devamlı adı geçen, dikkat çeken yörenin adı da böylece sayısız kaynaklara, sayısız olaylara bağlanarak çok renkli bir gelişim takip etmiştir.
Osmanlılar idaresinde Adana birçok değişik yazılışlarla kayıtlara geçmiştir. Bunlardan birkaçı: Erde-na, Edene, Ezene ve hatta Azana olarak eski olarak eski tahrir defterlerinde, sicil kayıtlarında ve fermanlarda yer almıştır.
Gezici aşiretlerin zorunlu olarak 1865'den itibaren devlet zoru ile bölgeye yerleştirilmesi ve toprağa bağlanması sırasında Adana ismi ADANA olarak resmi kayıtlarda yer almış ve tescil edilmiştir.
Adana’nın İşgali ve Kurtuluş Savaşı
Büyük kayıplara sebep olan I. Dünya Savaşı, siyasi ve ekonomik üstünlük için birbirleri ile mücadeleye girişen Avrupa Devletleri arasında ve Avrupa'da çıkmıştır.
Kısa zamanda mücadele bütün kıtalara yayılmış ve Osmanlı İmparatorluğu da bu savaşın içine sürüklenmiştir. Sonunda imparatorluk çökmüş, topraklan parçalanmış, anayurt bile düşman istilası altında kalmıştır.
Beş cephede birden ve pek çok devlete karsı savaşmak zorunda bırakılan Osmanlı Devleti, Mondros Ateşkes Antlaşması ile imparatorluk topraklarının pek çoğunu düşmana bırakarak çekilmiştir. İşte bu dönemde Suriye cephesinde kalan Türk Birliği, o cephede Yıldırım Orduları Komutanı olarak bulunan Mustafa Kemal idaresinde Halep'e çekilerek, tamamen yok edilmekten kurtarılmıştır.
Zamanın sadrazamı İzzet Paşa tarafından, o sırada grup komutanı Liman Von Sanders'ten (Alman komutanı) elindeki tüm grup komuta ve koordinasyon yetkisini Mustafa Kemal Paşa'ya devretmesi bildirilmiş ve bu devir-teslim işlerini gerçekleştirmek için 31 Ekim 1918'de Mustafa Kemal Paşa Adana'ya gelmiştir.
Liman Von Sanders Paşa'nın "Yenildik. .. bizim için her şey bitti" sözüne karşılık, yetkiyi teslim alan Mustafa Kemal Paşa "Savaş müttefikler için bitmiş olabilir ama bizi ilgilendiren savaş, kendi istiklalimizin savaşı, ancak simdi başlıyor" karşılığını vermiştir.
İste bu sözlerin özetlediği ve vurguladığı mücadele yılları 1922'ye hatta politik anlaşmaların bitimine kadar yani 1923'e kadar sürmüştür.
Mustafa Kemal Paşa 31 Ekim 1918'de geldiği Adana'da 11 gün kalmış, etrafın ve halkın durumunu inceleyerek bunu Genel Kurmay Başkanlığı'na bildirmiştir.
Bu telgraflarda sadece mevcut durum değil, ileriye dönük düşünce ve uyarılar da yer almıştır.
İskenderun'a asker çıkararak işgal teşebbüsünde bulunulursa İngilizlere ateş açılacağını zamanın hükümet ve başbakanına telgrafla bildiren Mustafa Kemal Paşa, aynı zamanda kendine bağlı kumandanlara da benzer bir emir vermiştir.
Tarihi açıdan bakılacak olursa, Adana'dan verilen bu ilk emir Türk Kurtuluş Savaşı'nın ilk emridir. Nitekim, 15 Mart 1923'te Adana'ya tekrar gelen Mustafa Kemal Paşa bu durumu şu sözleriyle toplum ve tarih önünde kanıtlamıştır: "Bende bu vekayiin ilk hiss-i teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana'da vücut bulmuştur."
Adana'dan İstanbul'a gönderilen telgrafların hiçbir olumlu etkisi olmadığı gibi, kısa bir süre sonra Yıldırım Orduları Grubu ve 7. Ordu Karargâhı lağvedilmiş ve Mustafa Kemal Pasa İstanbul'a çağrılmıştır.
Adanalılar, İstanbul Hükümetinin 23 Kasım 1918 tarihli, Adana ve dolaylarının boşaltılmasını zorunlu kılan kararını büyük tepki ile karşılamışlardır. Durumu protesto eden, böyle bir harekâtın yaratacağı vahim hadiseleri vurgulayan bir telgraf dönemin İçişleri Bakanına yollanmıştır.
Kısa bir süre sonra işgal kuvvetleri Mersin Limanından Çukurova'ya girmiş, tüm kilit noktaları kontrol altına almış ve sonra Adana'yı işgal etmişlerdir. Bu işgal sırasında Türklere ait bütün sembol, arma, işaret ve levhalar yok edilmiş ve sistemli şekilde Türk Halkının soykırımı yoluna gidilmiştir.
Fransız işgal kuvvetleri tarafından yine çok planlı ve kati bir şekilde uygulanan diğer bir işlem de Adana, Çukurova ve civarı bölgelere Ermenilerin yerleştirilmesi olmuştur. 1915 yıllarında yani I. Dünya Savaşı sırasında Anadolu'nun Doğu yöresinde isyan eden Türk Halkını öldürüp, işkence eden ve Ruslara yardım ederek ülke içinde 5. kol olarak çalışan Ermenilerin 1915 tarihli Tehcir Kanunu ile Suriye'ye zorunlu göçleri sağlanmıştır.
1918'de Adana ve Çukurova'yı işgal eden Fransızlar kendi birlikleri içinde özellikle Ermeni askerleri getirdikleri gibi, Suriye'den 70 bin Ermeni'yi Adana'ya, 12 binini Dörtyol'a, 8 binini Saimbeyli'ye yerleştirmişlerdir. Hatta Antep ve Maraş çevresine de 50 binden fazla Ermeni getirilmiştir. Bütün bu gayretler adeta I. Haçlı Seferi sırasında olduğu gibi yine Avrupa devletlerine bu bölgede "ileri karakol" görevim görecek bir Ermeni Krallığının yeniden oluşturulması içindi.
1918-1919 yıllarında Adana'da tam bir terör ve cinayet dönemi yaşanmıştır. Bunlar arasında Abdiağa çiftliği olayları, şehir içi cinayetleri, Taşköprü'de Türklerin çarmıha gerilişi ve kırbaçlanarak işkence yapılması gibi olaylar toplum şuurundan ve hatırasından çıkmayacak olaylar haline gelmiştir.
Bunca terör ve baskı arasında Adana ve yöredeki Türkler, örgütlenerek Kilikya Milli Kuvvetler Teşkilatını oluşturmuşlardır.
Çukurova, bölgelere ayrılarak, her bölgeye milis kuvvetleri ve komutanı atanmış ve tüm yöre bu milli direnme ve mücadele teşkilatının denetimine girmiştir.
Şubat 1920'den itibaren milli kuvvetler düşmana karşı zaferler kazanmaya başlamış ve her zafer daha iyi bir örgütlenme ve daha yüksek bir moral kuvveti sağlamıştır.
1920'de Toroslar'dan Fransızlara saldırı başlatılmıştır. Sonuçta 27 Mayıs 1920'de Fransız orduları komutanı Mehil, milli kuvvetler tarafından esir alınmıştır. "Karboğazı Olayı" olarak bilinen olay, Kuvay-ı Milliye'nin ilk siyasi zaferidir. Bunu takiben 28 Mayıs 1920'de Fransızlar Mersin-Adana hattına çekilmişler ve kuzey Çukurova (Kozan ve diğer dağlık bölgeler) tamamen kurtarılmıştır. Düzlük, ovalık yörelerde Ermeniler zulüm ve şiddeti arttırmışlar ve sayısız cinayetleri işlemişlerdir.
10 Temmuz 1920'de Ermeniler tarafından Türklere karşı büyük bir şiddet ve soykırım harekatına girişilmiş ve bu harekat sonucu onbinlerce Türk Toroslar'a doğru kaçmıştır. Dört gün süren bu hareket tarihte "Kaç Kaç" olayı olarak isimlendirilmiştir.
5 Ağustos 1920'de Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Bey (Çakmak) ve Milletvekilleri Pozantı'ya gelmiş ve orayı il haline getirerek Pozantı Kongresini yapmışlardır. Daha büyük direnişe geçen Türkler çok büyük kayıplar vermişlerdir. Buna rağmen Kasım 1920 sonlarında Fransızları ağır yenilgiye uğratmayı başarmışlardır. Sonuç olarak Fransa, TBMM hükümetini resmen tanıyarak barış yoluna gitmiştir.
Türk-Fransız Barış Antlaşması, 20 Ekim 1921'de Ankara'da yapılmıştır.
Bu antlaşma gereğince 5 Ocak 1922'de Fransızlar Çukurova'dan tamamen (getirdikleri Ermenileri de beraberinde götürerek) çekilmişlerdir. Fransızlarla gidemeyen veya yerli olan Ermeniler de bölgeden kaçmışlardır. Bunlardan 120 bini tekrar Suriye'ye, 30 bini Kıbrıs veya İstanbul'a gitmişlerdir.
5 Ocak 1922 kurtuluşunu kutlama amacı ile Büyük Saat ile Ulu Camii arasına çok büyük bir bayrak çekilmiş ve daha sonra bu bayrak çekilmesi olayı il'in kurtuluş günlerinde tekrarlanmıştır. Bayrak Adana'nın simgesi haline gelmiştir.
Adana ve Çukurova halkı milli kuvvetlere katılarak yurdun diğer cephelerinde de çarpışmış ve anavatanı düşmandan kurtarma mücadelesinde sonuna kadar yer almışlardır.
SOSYAL DURUMU VE NÜFUS BİLGİLERİ
- Göç Olgusu
- Konut Durumu
- Göç Olgusu
Eski bir tarihi geçmişi olan Adana yöresinde çeşitli uygarlıklar yaşamış ve iz bırakmışlardır. Araplar, Selçuklular, Ramazanoğulları ve Osmanlıların (Türkmen ve Yörük Aşiretleri) yöre kültürünün çeşitlenmesinde önemli katkıları olmuştur. Adana kültürü oluşan bu kültür mozaiği içinde ortaya çıkan ulusal kültürün bir parçasıdır.
Çukurova’nın iklim ve toprak özelliklerinin pamuk ekimine elverişli olması 1860’lı yıllarda İngiltere’nin, ardından da Fransa ve Almanya’nın ilgisini çekmiştir. Bu ilgi sayesinde ilk tarım makineleri de bölgeye girmeye başlamıştır. Ekonomik yaşamdaki değişme sosyal yaşama da yansımış, pamuk ekimiyle beraber yöreye mevsimlik işçi göçleri de başlamıştır. İlimiz, çoğunluğu Güneydoğu illerinden olmak üzere özellikle 1970’ li yıllardan itibaren yoğun göç almaya başlamıştır. Göçle gelenlerin % 38.6’ sı Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden gelen vatandaşlardır. % 61.4’ ü Doğu ve diğer illerden gelenlerdir.1990’lardan sonra Güneydoğu Anadolu’da yaşanan terör olayları Adana’ya göçü daha da yoğunlaştırmıştır. Adana’ya olan göçün % 75’i geçim sıkıntısından, % 17’si can güvenliği, % 6’sı eğitim kaygısından ve % 2’si de sağlık nedenlerinden kaynaklanmaktadır. Nüfusu 1950 yılında 117 bin iken 1990 yılında 916 bine ulaşmış olan bu rakam günümüzde 2 milyona yaklaşmıştır.
Göçün Oluşturduğu Sosyal ve Ekonomik Sorunlar<
-Çarpık kentleşme,
-Suç oranlarında artış,
-Aşırı nüfus yığılması,
-Gettolaşma,
-Sağlıksız yaşam,
-Düşük eğitim,
-Yetersiz istihdam ve yoğun işsizlik,
-İşportacılık ve sokak çocukları,
-Konut açığı,
-Altyapı yetersizliği.
Çözüm Önerileri
-Kentsel dönüşüm projesi üretmek,
-Altyapı sorunlarını çözmek,
-İmarlı ve sağlıklı konut üretmek,
-Yeni iş ve istihdam alanları açmak,
-Zorunlu ve mesleki eğitim vermek,
-Sosyal ve kültürel ortamı iyileştirmek,
-Sağlık sorunlarını çözmek,
-Kamu-Üniversite-Belediye-STÖ işbirliğini çözüme katmaktır.
Konut Durumu
DİE 2000 verilerine göre
Adana ilinde konut sayısı :469.189
Lojman sayısı :3.031
İl merkezi
Kent merkezinde 247.000 konut bulunmaktadır.
Konutların % 65’ inin iskân izninin olmadığı bilinmektedir.
Önümüzdeki 15 yıl içerisinde Adana’da 263.310 ilave konut ihtiyacına karşılık 12.297 ha arsa üretilmesi gerekecektir.
Çözüm Kentsel Dönüşüm Projesi uygulamak,
TOKİ destekli arsa üretmek ve kredi sağlamak,
Toplu konut kooperatifçiliğini teşvik etmektir.
2000 yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre; 1 849 473 olan ilimiz toplam nüfusunun
1. 397 853’ü şehirlerde (%64,90), 451 625’i (%35.10) ise köylerde yaşamaktadır.
Yıllık şehir nüfusu artış hızı %21.70, köy nüfusu artış hızı ise % 6.29’dur.
Büyükşehir nüfusu 1.130.710’dur. Erkek nüfus oranı %49.74, Kadın nüfus oranı %50.26’dır.
Nüfus yoğunluğu 178’dir. Bu rakam Seyhan ilçesinde 1.762, Yüreğir ilçesinde ise 324 kişidir.
Aynı ilde doğanlar %71, başka ilde doğanlar ise %29’luk orana sahiptir.
Adana ili şehir nüfusu açısından Türkiye beşincisi il nüfusu açısından ise Türkiye altıncısıdır.
Toplam nüfusun %76,31'nin Seyhan ve Yüreğir ilçelerinden oluşan il merkezinde yaşamaktadır.
2000 Ekim ayında yapılan nüfus sayımına göre
İl Nüfusu:
1.849.478Büyükşehir Nüfusu:
1.130.7101990-1997 Nüfus Artış Hızı :
%o 11.611997-2000 Nüfus Artış Hızı:
%o 16.16
Şehir Merkezinde Nüfus Artış Hızı
1990-1997 Nüfus Artış Hızı
Seyhan:
%o 31.12Yüregir:
%o 46.07
1997-2000 Nüfus Artış Hızı
Seyhan:
%o 24.10Yüreğir:
%o 22.06
ÇEVRE BİLGİLERİ
ÇEVRE
Hava Kirliliği
Mobil Hava Kirliliği Ölçüm Cihazı ve bir SO2 sabit ölçüm istasyonu ile ölçümler yapılarak şehrin hava kalitesi denetlenmektedir.
Hava kirliliği parametrelerinden sınır değeri geçen gün sayısı yoktur.
İlimizde Trafik Tescil Şube Müdürlüğü verilerine göre 242.772 adet Motorlu Taşıt bulunmaktadır. 2005 yılı Temmuz ayı itibariyle 52.509 araca egzos ölçümü yapılmış olup, bu dönemde herhangi bir cezai işlem yapılmamıştır. İlimizde ölçüm yapan istasyon sayısı 8’dir.
Son bir yıl içerisinde il sınırları içerisindeki 176 adet Sanayi Kuruluşu Endüstriyel Kaynaklı Hava Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği doğrultusunda denetlenmiştir.
Su Kirliliği
Atık Su Arıtma Tesisleri
Batı Adana, Kozan, Yumurtalık, Organize Sanayi Bölgelerinde bulunan tesisler faal durumdadır. Doğu Adana ise inşaat halindedir.
İlimizde bulunan sanayi kuruluşları ile Karataş ve Yumurtalık ilçesinde bulunan yazlık sitelerin arıtma tesisleri denetlenmektedir.
Gürültü Kirliliği
İlimizde tespiti yapılan ses yükseltici cihazlarla müzik yayını yapan 236 adet işletme (disko, bar, restoran, otel vb.) mevcut olup, periyodik olarak denetimleri yapılmaktadır. İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’ne 2005 yılı 15 Eylül itibariyle 93 adet gürültü ile ilgili şikayet gelmiş ve denetimleri yapılmıştır. Gürültü kontrolü kapsamında 3 adet işletmeye 1.018,622 YKR para cezası uygulanmış olup, 35 adet anons izni verilmiştir. 01.07.2005 tarihinden itibaren Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği çerçevesinde, denetimler ve yetkiler Belediye sınırları dışında kalan bölgelerde İl Müdürlüğüne, Belediye sınırları içerisinde de Belediyelere verilmiştir.
Katı Atıklar
Kentimizde oluşan atıkların tamamı Sofulu Beldesi’nde bulunan 850.000 m2’ lik alanda toplanmaktadır
11 ilçe belediyesinde standart çöp depoları bulunmamaktadır. Buralarda alternatif yer seçim çalışmaları sürmektedir.
Yönetmelik doğrultusunda 118 adet sanayi kuruluşu denetlenmiştir.
Sofulu çöp depolama alanında bugünkü haliyle düzenli depolamaya devam edilirse 2009 yılına kadar kullanılacak. Çöp alanı 2.000.000 m3’tür.Günlük atık miktarı 1250 ton/m3 tür.
Bertaraf tesisi kurulursa mevcut yer 2040 yılına kadar yeterli olabilir. Bertaraf tesisinin yap işlet devret modeli projesi için Müdürlüğümüze başvuranlar Bakanlıktan görüş beklemektedir.
Sokak Hayvanları
İlimizde bulunan hayvan barınağında yaklaşık 1.000 adet köpek ve 75 adet kedi barınmakta olup; sokak hayvanları için 2005 yılı içerisinde yapılan çalışmalar denetim ve kontrol düzeyinde devam etmektedir. 5199 sayılı kanun çerçevesinde Belediyeler ile koordineli olarak çalışılmaktadır.
Önümüzdeki dönemde İl Hayvanları Koruma Kurulu içerisinde bulunan tüm kurum ve kuruluşlardan söz konusu kanunun 16. maddesinde belirtilen İl Hayvanları Koruma Kurullarının görevlerine ilişkin olarak yıllık, beş yıllık ve son on yıllık plan ve projelerin yapılması ve yıllık hedef raporlarının hazırlanıp kurula sunulması konusunda görüş istenecektir.
Bu görüş neticesinde ortak bir hedef program belirlenecektir.
2005 Yılı İçerisinde Sokak Hayvanları İle İlgili Olarak Çevre Koruma Vakfı Tarafından Yapılan Faaliyetler
• Hayvan koruma alanına 1 adet ahşap köpek kulübesi,
• Başıboş hayvanlar için branda gölgelik,
• Sahipsiz hayvanların korunmasını ve sahip çıkılmasını anlatan resimli broşür bastırılması,
• DOHAYKO tarafından kullanılmakta olan 1 adet araca akaryakıt alımı,
• Hayvan barınağının ağaçlandırılması için 200 adet fidan alımı,
• Zehirlenmiş olarak bulunan hayvanların zehirlenme nedeninin araştırılması için Üniversiteye tahlil yaptırılmış olup, karşılığında 8.743,00 YTL harcanmıştır.
Seyhan ilçesinde 74 mahalle; Yüreğir Mahallesinde ise 40 mahalle olmak üzere toplam 114 mahalle bulunmaktadır.
1- A.REMZİ YÜREĞİR
2- AKKAPI
3- ALİDEDE
4- AYDINLAR
5- BAHÇELİEVLER
6- BAHÇEŞEHİR
7- BARBAROS
8- BARIŞ
9- BELEDİYE EVLERİ
10- BEŞOCAK
11- BEY
12- BEYAZ EVLER
13- CEMAL PAŞA
14- ÇINARLI
15- DAĞLIOĞLU
16- DEMETEVLER
17- DENİZLİ
18- DÖŞEME
19- DUMLUPINAR
20- EMEK
21- FATİH
22- FEVZİPAŞA
23- GAZİPAŞA
24- GÜLBAHÇESİ
25- GÜLPINAR
26- GÜRSELPAŞA
27- GÜZELYALI
28- HANEDAN
29- HAVUZLUBAHÇE
30- HURMALI
31- HUZUREVLERİ
32- HÜRRİYET
33- İSMETPAŞA
34- İSTİKLAL
35- KARASOKU
36- KAYALIBAĞ
37- KOCAVEZİR
38- KURTULUŞ
39- KURUKÖPRÜ
40- MAHFESIĞMAZ
41- MESTANZADE
42- MEYDAN
43- MIDIK
44- MİRZAÇELEBİ
45- MİTHATPAŞA
46- NAMIK KEMAL
47- NARLICA
48- ONUR
49- OVA
50- PINAR
51- REŞATBEY
52- SAKARYA
53- SARIYAKUP
54- SUCUZADE
55- SÜMER
56- ŞAKİRPAŞA
57- ŞEHİTDURAN
58- TEPEBAĞ
59- TOROS
60- TÜRKOCAĞI
61- UÇAK
62- ULUCAMİ
63- YENİBARAJ
64- YENİBEY
65- YENİ MAHALLE
66- YENİ YURT
67- YEŞİLEVLER
68- YEŞİLOBA
69- YEŞİLYURT
70- YEŞİLYUVA
71- YURT
72- ZİYAPAŞA
73- 100.YIL
74- 2000 EVLER
75- AKDENİZ
76- AKINCILAR
77- ANADOLU
78- ATAKENT
79- BAHÇELİEVLER
80- BAŞAK
81- CUMHURİYET
82- ÇAMLIBEL
83- DADALOĞLU
84- DEDEKORKUT
85- DERVİŞLER
86- GÜNEŞLİ
87- GÜZELEVLER
88- HAYDAROĞLU
89- KARACAOĞLAN
90- KAZIMKARABEKİR
91- KIŞLA
92- KİREMİTHANE
93- KOZA
94- KÖPRÜLÜ
95- LEVENT
96- M.AKİF ERSOY
97- 19 MAYIS
98- ÖZGÜR
99- PTT EVLERİ
100- R.OĞUZ ARIK
101- SARIÇAM
102- SELAHATTİN EYYUBİ
103- SERİNEVLER
104- SEYHAN
105- SİNANPAŞA
106- ŞEHİT ERKUT AKBAY
107- TAHSİLLİ
108- ULUBATLI HASAN
109- YAMAÇLI
110- YAVUZLAR
111- YENİDOĞAN
112- YEŞİL BAĞLAR
113- YILDIRIM BEYAZIT
114- YUNUS EMRE
TURİSTİK YERLERİ
Adana'da her uygarlık kendi kültür çeşitliliğini bir sonrakine aktararak bir kültür mozaiği oluşturmuştur. Hititler, Romalılar, Araplar, Selçuklular, Ramazanoğulları, Osmanlılar, Türkmen ve Yörük aşiretlerinin yöre kültürünün çeşitlenmesine katkıları olmuştur. Özellikle 19. ve 20. yüzyıllarda Adana ovasında yerleşimin yoğunlaşmasıyla tarımda ve sanayileşmede büyük atılımların olması, yörenin kültüründe büyük değişiklikler yaratmıştır.
İLÇELERDE BULUNAN TARİHİ ESERLER
ALADAĞ:Akören Kalesi
Mazılık Ören Yeri ve Kalesi
Postyağbasan Kalesi
3 adet Kilise
http://www.adana-bld.gov.tr/images/adana/bebekli_kilise.jpghttp://www.adana-bld.gov.tr/images/adana/bolge_mozaik.jpg
CEYHAN:
Kurtkulağı Kervansarayı : 1711'de yapılmıştır.
Yılankale : Kilisesi ve sarnıcı bulunan kale Şahmeran Kale olarak da anılmaktadır.
Ulu Cami : 1868'de yapılmıştır.
Sirkeli Höyüğü : Tepebağ'dan sonra bölgenin en büyük höyüğüdür.
Muradiye Cami : 1912-1720 yılları arasında yaptırılmıştır.
Durhasan Türbesi : 1717-1720 yılları arasında yaptırılmıştır.
Dumlu Kalesi : Asur, Pers, Roma kalıntılarına rastlanmaktadır.
FEKE:
Feke kalesi : 12.yüzyılda Bizanslılar tarafından yapıldığı sanılmaktadır.
KARAİSALI:
Milvan Kale : Karakılıç köyü yakınlarında bulunmaktadır.
KARATAŞ:
Yanık Kilise (Karakilise Kalıntısı) : Romalılar tarafından yapılmıştır.
Antik Magarsus Kilisesi : Romalılar döneminde yapılmıştır.
Menzil Hanı Kalıntısı : Osmanlılar tarafından 1782 yılında yaptırılmıştır.
Tarihi Han Kalıntısı : Osmanlılar 1608 de yaptırmıştır.
Amfi Tiyatro : Romalılardan kalma tiyatro kalıntılarıdır.
http://www.adana-bld.gov.tr/images/adana/kozan_kale.jpghttp://www.adana-bld.gov.tr/images/adana/muze_yumurtalik.jpg
KOZAN:
Kozan Kalesi : Asurlular tarafından yapılmıştır.
Bucak Kalesi : Ortaçağ döneminde yapılmıştır.
Hoşkadem Cami : Mısır Kölemen Sultanı Abdullah Hoşkadem tarafından 1448 yılında yaptırılmıştır.
Pelesel Manastırı Kalıntıları : Ermeniler tarafından yaptırılmıştır.
Anavarza Kalesi ve Kalıntıları : M.Ö. 9. yy. Da Asurlular tarafından yapılmıştır. Romalılardan kalma iki su kemeri, tiyatro,saray, tapınak, hamam kalıntıları, kaya mezarları, frenkslerle süslenmiş mezarlarkilise ve sarnıç bulunmaktadır.
POZANTI:
Kızıl Tabya : Mısırlı İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Ak Tabya : Mısırlı İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Yakarpınar Köprüsü : Yörenin en eski köprüsüdür.
Anaşka Kalesi : Müslüman ve Araplarca "Rus-Nuş-Sekaribu"diye de bilinir.
SAİMBEYLİ:
Saimbeyli Kalesi : Ortaçağ da yapılmıştır." Kara Kilise" de denir.
SEYHAN:
Tepebağ Höyüğü : Bölgenin en büyük höyüğüdür.
Taşköprü : 117-138 yıllarında yaptırılmıştır.Şehir merkezindedir.319 metre uzunluğundadır.
Bebekli Kilise : Saint Paul Katolik kilisesidir. 1880-1890 yıllarında yapılmıştır.
Saat Kulesi : 1881'de yaptırılmıştır.
Bedesten : Ramazanoğulları tarafından 16. yy. da yaptırılmıştır.
Ulu Cami : Ramazanoğulları tarafından 1541 yılında yaptırılmıştır.
Yağ Cami : 1501 yılında kilise iken camiye çevrilmiştir.
Yeni Cami : 1724 yılında yaptırılmıştır.
Kemeraltı Cami : 1599 yılında yaptırılmıştır.
Akça Mescit (Ağca Mescit) : 1489 yılında yaptırılmıştır.
Çarşı Hamamı : 1529 yılında yaptırılmıştır.
Irmak Hamamı : Eski bir Roma hamamı üzerine yaptırılmıştır.
Gön Hanı Kapısı : Adana Arastası ile yan yanadır. Bugün sadece birkapı bulunmaktadır.
Bahri Paşa Çeşmesi : 1890'da yaptırılan ve imar çalışmaları nedeniylekaldırılan çeşmenin aynısı 1993 yılında yeniden yaptırılmıştır.
Ramazanoğlu Konağı ve Harem Dairesi : 1489 yılında yaptırılmıştır.
Hasanağa Cami ( Hasan Kethüda) : 1558 yılında yaptırılmıştır.
TUFANBEYLİ:
Şar Harabeleri : Tarihte Hititlerin merkeziydi.
Amfi Tiyatro : Romalılardan kalmadır.
Kilise Kalıntıları : Bizanslılardan kalmadır.
Kaya Kabartmaları: Hititliler tarafından yapılmıştır.
YUMURTALIK:
Ayas Kalesi
Süleyman Kulesi
Markopolo İskelesi
Yüreğir ( Misis, Mopsuhestia )İlk ve ortaçağda önemli bir yerleşim merkezi olan Yüreğir ve yöresinde eski eser olarak köprü ve höyük, yer mozaikleri ve su kemerleri, hamam ve kervansaray bulunmaktadır.
BELDELER VE KÖYLER
SEYHAN BELDELERİ ve YÜREĞİR BELDELERİ
1 - KARAYUSUFLU
2 - KÜÇÜK DİKİLİ
3 - ABDİOĞLU
4 - BURUK
5 - ÇELEMLİ
6 - DOĞANKENT
7 - GEÇİTLİ
8 - HAVUTLU
9 - İNCİRLİK
10 - KÜRKÇÜLER
11 - SOFULU
12 - SOLAKLI
13 - SULUCA
14 - YAKAPINAR
15 - YUNUSOĞLU
SEYHAN KÖYLERİ ve YÜREĞİR KÖYLERİ
1 - BÜYÜK ÇILDIRIM ( MD)
2 - BÜYÜK DİKİLİ ( Mİ)
3 - ÇAMUZCU ( MD)
4 - ÇAKAL KUYUSU ( Mİ)
5 - ÇAPUTÇU ( MD)
6 - DERVİŞLER ( MD)
7 - DÖRAĞAÇ ( MD)
8 - GÖKÇELER ( MD)
9 - GÖLBAŞI ( Bİ)
10 - HADIRLI ( Bİ)
11 - KABASAKAL ( Mİ)
12 - KARAHAN ( MD)
13 - KARAKUYU ( MD)
14 - KARSLILAR ( Mİ)
15 - KAYIŞLI ( MD)
16 - KİREÇOCAĞI ( Bİ)
17 - KOYUNCU ( MD)
18 - KÖYLÜOĞLU ( MD)
19 - KURTTEPE ( Mİ)
20 - KUYUMCULAR ( MD)
21 - KÜÇÜK ÇILDIRIM ( MD)
22 - MÜRSELOĞLU ( MD)
23 - SALMANBEYLİ ( MD)
24 - SARI HAMZALI ( Mİ)
25 - SARIHUĞLAR ( Bİ)
26 - SAMBAYADI ( Mİ)
27 - YALMANLI ( MD)
28 - YENİDAM ( Bİ)
29 - YOLGEÇEN ( Mİ)
30 - ZEYTİNLİ ( Mİ)
31- AFLAK ( MD)
32- AĞZIBÜYÜK ( MD)
33- AKDAM ( MD)
34- AKKUYU ( Mİ)
35- AKPINAR ( MD)
36- ALİHOCALI ( MD)
37- AVCILAR ( MD)
38- AYDINCIK ( MD)
39- AYDINLAR ( MD)
40- AYVALI ( MD)
41- BAKLALI ( MD)
42- BALCALI ( Bİ)
43- BAYRAMHACILI ( Mİ)
44- BELÖREN ( MD)
45- BEYCELİ ( Mİ)
46- BOZTEPE ( MD)
47- BOYNUYOĞUN ( Mİ)
48- BÜYÜK KAPILI ( MD)
49- CAMİLİ ( MD)
50- CERENLİ ( MD)
51- CİHADİYE ( MD)
52- ÇİNE ( MD)
53- ÇAĞIRKANLI ( MD)
54- ÇAMLICA ( MD)
55- ÇARKIPARE ( Mİ)
56- ÇATALPINAR ( MD)
57- ÇAYLI ( MD)
58- ÇINARLI ( Mİ)
59- ÇİÇEKLİ ( Mİ)
60- ÇİRİŞGEDİĞİ ( MD)
61- ÇOKLU ( MD)
62- DAĞCI ( Kİ)
63- DANİŞMENT ( MD)
64- DEDELER ( MD)
65- DEDEPINARI ( MD)
66- DENİZKUYUSU ( MD)
67- DÜZCE ( MD)
68- EĞECİUŞAĞI ( MD)
69- ESENLER ( MD)
70- GÖKBUKET ( MD)
71- GÖZTEPE ( Kİ)
72- GÜVELOĞLU ( MD)
73- HACI ALİ ( MD)
74- HAKKI BEYLİ ( MD)
75- HASAN BEYLİ ( MD)
76- HEREKLİ ( MD)
77- HOCALI ( MD)
78- IRMAKBAŞI ( MD)
79- İSMAİLİYE ( MD)
80- KADIKÖY ( MD)
81- KARAAHMETLİ ( MD)
82- KARAOĞLAN ( MD)
83- KARAÖMERLİ ( MD)
84- KARGA KEKEÇ ( MD)
85- KARLIK ( MD)
86- KAŞLICA ( MD)
87- KAYARLI ( MD)
88- KILBAŞ ( MD)
89- KILIÇLI ( MD)
90- KIZILKAŞ ( MD)
91- KÜTÜKLÜ ( MD)
92- MALTEPE ( MD)
93- MENEKŞE ( Mİ)
94- MUSTAFALAR ( MD)
95- MÜMİNLİ ( Kİ)
96- PAŞAKÖY ( MD)
97- SAKIZLI ( MD)
98- SARIÇAM ( MD)
99- SAZAK ( MD)
100- ŞAHİNAĞA ( MD)
101- ŞEYHMURAT ( MD)
102- TAŞÇI ( MD)
103- TAŞKENT ( MD)
104- TORUNLAR ( MD)
105- ÜNLÜCE ( MD)
106- YAĞIZLAR ( MD)
107- YARIMCA ( MD)
108- YENİKÖY ( MD)
109- YENİYAYLA ( MD)
110- YUKARI ÇİÇEKLİ ( MD)
111- YÜREKLİ ( Kİ)
112- ZAĞARLI ( MD)
Seyhan ilçesinde toplam 2 Belde 30 Köy; Yüreğir ilçesinde ise toplam 13 Belde ve 78 Köy bulunmaktadır. ( 4 köy Kürkçüler Belde Belediyesi sınırları içerisine alınmıştır.)
* (Bİ) : Belediye Sınırları içerisinde
* (Mİ) : Mücavir Alan sınırları içerisinde
* (MD): Mücavir Alan Sınırları Dışında
* (Kİ) : Kürkçüler Belde Belediyesi Sınırları içine alınan Köyler
ADANA ETNOGRAFYA MÜZESİ
ADANA ETNOGRAFYA MÜZESİ
İl merkezinde, Kuruköprü mevkiindeki 1845 yılında yapılmış ve terkedilmiş kilise binası 1924 yılından sonra müze olarak düzenlenmiştir. 1972 yılında eserlerin yeni müze binasına taşınmasının ardından kilise restore edilmiş, 1983 yılında ise Etnografya Müzesi'ne dönüştürülmüştür.
Taş Eserler
Bahçede kûfi, sülüs ve nesih hatla yazılmış kitabe ve mezar taşları teşhir edilmektedir. Güney ve kuzey kısımda sade, sikke başlıklı, mecidiye tipi, kavuklu, fes ve barok başlıklı, 17. yy.'dan kalma Osmanlı kadın ve erkek mezar taşları yer almaktadır. Bunlar arasında yörenin ileri gelenlerinden Adana Valisi Süleyman Paşazade Ahmet Paşa, Karaisalı Kaymakamı Hasan Fevzi Bey, Adana Askeri Alaybeyi Miratizade İbrahim Bey, Adana Defterdarı Sofyalı Mustafa Bey, Orman Başmüfettişi Akif Efendi'ninkiler de vardır.
Batı kısmında Türk-İslâm eserlerine ait kitabeler sergilenmektedir. Bunlar arasında Misis hanı, Adana Vilayet konağı, Bahripaşa çeşmesi, Taşköprü ve Misis köprüsü tamir kitabeleriyle Osmanlı devlet arması da bulunmaktadır.
http://www.discoverturkey.com/images3/adana-m-etnog-08.jpg
Etnografik Eserler
1 Nolu vitrin: Ham deri çarık, zemzem takımı, bakır kahve ibriği, ahşap kahve değirmenleri, mangal, hedik, ellik, körük, kirkit, keserler, gelin takunyası, güneş ölçme aleti.
2 Nolu vitrin: Ney, kaval, aşiret zurnaları.
3 Nolu vitrin: Altın küpe, kolye ve bilezikler.
4 Nolu vitrin: Gümüş kemerler ve kemer tokaları.
5 Nolu vitrin: Gümüş hamaylı kolyeler ve tesbihler.
6 Nolu vitrin: Gümüş halhal, yüzük, tepelik ve bilezik, ağızlık, sürmedan, köstekli saat.
7 Nolu vitrin: Yaylı kabak kemane, yaylı tanbur, kemençe.
8 Nolu duvar vitrini: Kılıç ve kalkan.
9 Nolu vitrin: Cepken, sırma işlemeli kadın giysisi, manken üzerinde simle dokunmuş kadın kıyafeti.
10 Nolu vitrin: Manken üzerinde iki adet bindallı ve cepken.Istar Bölümü
El dokuma tezgâhları, ıstar, mekik, kirkit, yay, ılkıdır, kirmen, çıkrık ve duvarda kilim örnekleri yer almaktadır.
Yörük Çadırı
Kurulmuş halde kara kıl çadır, içinde çeyiz çuvalları, yerde keçeler, kilimler, duvar yastıkları, fener, keklik kafesi, hızman, tüfek ve barutluk. Çadırın önünde deri çarık ayakkabı, ağaç su kabı, dibek, yayık, haviye ve kaşıklık. Çadırın sol tarafında deri yayık başında Türkmen kızı, el değirmeni, duvarda eli belinde koç boynuzu motifli kilim yer almaktadır.
http://www.discoverturkey.com/images3/adana-m-etnog-07.jpg
Şark Odası
Ortada bir mangal ve giyinmiş kuşanmış Türkmen kızı mankeni bulunmaktadır. Duvarda ise geyik derisi ve yazılı bakır tepsi vardır.
1-2-3 Nolu vitrin: Taş baskılı ve tezhipli Kuranıkerimler ve Güzler.
4 Nolu vitrin: Kılıç, kama ve hançer örnekleri.
5 Nolu vitrin: Barutlu dolma tüfekler ve barutluklar.
6 Nolu vitrin: Çakmaklı tabancalar.
7 Nolu duvar vitrini: Kılıç ve kalkan.
8 Nolu vitrin: Sırma ve sim işlemeli peşkir ve para keseleri.
9 Nolu vitrin: Aşiret kadınının genel giysileri.Panolar
Toroslarda yaşayan aşiretlerin el dokuma, cicim, zili, sumak, ilikli, düz dokuma kilim örnekleri, halı, heybe, seccade, yastık örnekleri teşhir edilmektedir. Ayrıca keçe seccade ve çeyiz çuvalı vardır.
ARKEOLOJİ MÜZESİ
ADANA ARKEOLOJİ MÜZESİ
Adana'nın ve bütün Çukurova'nın tarihi eserlerinin sergilendiği Müze, Cumhuriyetin ilanından hemen sonra 1924 yılında kurulmuştur. Bu nedenle Türkiye'nin en eski on müzesinden birisidir. İlk olarak çevredeki sütun, sütun başlıkları ve lahitlerin Polis Dairesinde toplanmasıyla kurulan Müze, Adana'lı Alyanakzade Halil Kamil Bey'in müdür olarak atanması ve başarılı çalışmaları sonunda, 1928'de Taşköprü'nün başındaki şimdi yıkılmış olan Cafer Paşa Camii'nin Medresesi'nde ziyarete açılmıştır.
1950 yılında, Kuruköprü'de şimdiki Etnografya Müzesi'ne taşınmıştır. Özellikle Tarsus/Gözlükule (1934), İçel/Yumuktepe (1936), Ceyhan/Sirkeli (1938) ve Yüreğir/Misis (1958) höyüğü kazılarında bulunan, Çukurova'nın ilk çağlarına ait seçkin eserler müzede toplanmıştır. Müzenin etnografik eser açısından zenginleşmesine Müze Müdürü Ali Rıza Yalman'ın (Yalkın) büyük katkıları olmuştur.
Müze 5 Ocak 1972 yılında şimdiki binasına taşınmıştır.
http://www.discoverturkey.com/images3/adana-m-arkeo-02.jpg
Bahçe
Müze girişinde Hitit dönemine ait Kapı Arslanı Silifke/Taşucu'ndan ve Uzuncaburç'tan getirilen iki adet Augustus heykeli ile zengin çelenkli lahitler, küpler, mancınık gülleri, yazıtlar, sunaklar ve çeşitli mimari parçalar sergilenmektedir.
Giriş Kat
Taş eserler salonudur. Buradaki Troya savaşlarını yüksek kabartma biçiminde betimleyen mermer lahit Tarsus'tan getirilmiştir. "Akhilleus Lahti" adıyla bilinmektedir. Ayrıca Seyhan Baraj gölünde kalan Augusta antik kentinden getirilen Medusalı Lahit ile Karataş/Magarsus antik kentinden getirilen insan boyutundaki bronz Karataş heykeli bu salonun en çok ilgi gören eserlerindendir.
Kronolojik Eserler Salonu
İlk çağlardan Osmanlı dönemine kadar Çukurova'da kurulan uygarlıklara ait eserleri kapsamaktadır. Sergilen eserler arasında; adak eşyaları, kap, kandil, tanrı, tanrıça, insan ve hayvan figürleri de bulunmaktadır. Adana/Tepebağ'da bulunan "Lir Çalan Orpheus Mozaği" de bu salondadır.
Bölgesel Eserler Salonu
Adana Müzesi'ne ait olup kazılar ve satın alma yoluyla gelen eserler sergilenmektedir. Zengin formlu cam örnekler, Selçuklu çinileri ve çeşitli uygarlıklara ait mühürler de bu salonda yer almaktadır.
Sikke, Mühür ve Mücevher Eserler Salonu
İlk defa paranın görüldüğü Lidya dönemiyle bundan sonraki çeşitli dönemlere ait sikkeler, takılar ve Adana'nın ilçelerinde bulunan defineler bu salonda sergilenmektedir. Hitit İmparatorluk dönemine ait "Dağ Kristali Heykelciliği" çok ilgi görmektedir.
http://www.discoverturkey.com/images3/adana-m-arkeo-06.jpg
ADANA ATATÜRK MÜZESİ
İLKÇAĞ
Arkeolojik çalışmalar sonucu ortaya çıkan bilgilere göre Çukurova Bölgesi’nde çok eski devirlerden beri yüksek kültürlü medeniyetlerin yaşadıkları bilinmektedir.
Çukurova’nın belirgin tarihi Kitvanza Krallığı ile başlamaktadır. Bu konuda Hitit Devleti’ne ait kitabelerden bilgi alınmıştır. Bu Krallık M.Ö. 1335 yıllarında Hititlerin himayesine girmiştir.
Hitit Devleti’nin M.Ö. yaklaşık 1191 – 1189 yılları arasında batıdan gelen akınlarla yıkılması ile birçok küçük krallıklar ortaya çıkmıştır. Sırasıyla Kue Krallığı, Asurlular, Klikya Krallığı, İranlılar, Makedonyalılar, Selokidler, Çukurova Korsanları, Romalılar hakim olmuştur. Romalılar zamanında Çukurova ve Adana’nın geliştiği söylenebilir. Çünkü burada yapılan büyük köprüler, yollar ve sulama tesisleri ile başta Adana olmak üzere Çukurova oldukça gelişmiş ve önemli bir ticaret merkezi olmuştur. Roma İmparatorluğunun yıkılışı ile birlikte İlk Çağ devri de kapanmıştır.
ORTAÇAĞ
Romalılar’dan sonra Orta Çağ’da Bizanslılar, Araplar, Selanikliler, Ermeniler, Mısır Türk Memlük Devleti, Ramazanoğulları buraya hakim olmuşlardır.
Ramazanoğulları Vakfiyesine göre bu dönemde; camiler, mescit ve medreselerle birlikte, yatılı ve yatısız yüksekokullar ve diğer kültür kurumları, sağlık ve sosyal hizmet veren kurumlar yapılmış, büyük imar atılımlarına girişilmiştir.
YENİÇAĞ
Yeni Çağ döneminin sonunda ve Yakın Çağ’da buraya Osmanlı İmparatorluğu hakim olmuştur. ( 1517 – 1918 )
19 y.y. Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkmak üzere her türlü siyasi mücadeleye giren İngiltere, Fransa ve Rusya, Osmanlı İmparatorluğu’na başkaldıran Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’ya yardım etmişlerdir. Kısa bir dönem sonra ( 1840 ) buraları tekrar Osmanlı İmparatorluğu’nun eline geçmiştir. 1867 yılında İdari Teşkilat kurularak Adana Vilayet haline getirilmiştir. 24 Aralık 1914’de Fransızlar antlaşma hükümlerine göre Adana’ya girmişlerdir. Daha sonra 20 Ekim 1921’de Ankara Antlaşması ile 5 Ocak 1922’de Fransızlar Adana’yı terk etmek zorunda kalmışlardır.
YAKINÇAĞ
Adana İsminin Kaynağı
Adana'ya ait en eski yazılı kayıtlara ilk defa, Anadolu yarımadasının en köklü uygarlıklarından biri olan Hititlerin kaya kitabelerinde rastlanmaktadır. Boğazköy metinleri olarak bilinen M.Ö. 1650 yıllara tarihlenen bir Hitit tabletinde, Adana havalisinden URU ADANIA yani ADANA BÖLGESI olarak bahsedilmektedir. Bu konuda sadece bu tablet dikkate alınacak olsa bile ADANA ismi en az 3640 yıllık bir geçmişe sahiptir.
Eski çağlarda Seyhan Nehri kıyılarının bol miktarda söğüt ağacı ile kaplı olması ve bu ağacın Mezopotamya kavimlerince AND ağacı olarak tanınması da yöre isminin oluşumunda etkili olduğu kanaatini yaratmaktadır.
Yine başka bir görüşe göre, ormanlık yörelerde yaşadığına inanılan Fırtına Tanrısı ADAD (Tesup) adının, ormanları bol Toroslar ile Seyhan nehri bölgesinin oluşturduğu Adana yöresine isim olarak verilmiş olduğuna inanılmaktadır.
ADAD Hititler'in, TESUP da Suriye ve Mezopotamya kavimlerinin Fırtına Tanrısıdır.
Bu guruplar birbirlerinden düşünce, isim ve yazı tarzlarını alıp verdikleri için bu gelişimin olması kuvvetle muhtemeldir. Fırtına Tanrısı yağmuru, yağmurda bereketi getirdiği için bu bölgede çok sevilen, sayılan bir Tanrı olarak yasamış ve ona izafeten bu bölgeye de URU ADANIA yani ADANIN bölgesi de denmiş olması mümkündür.
Hititlerin etkisinde kalan Fenikeliler de Tarım ve Bitki Tanrısına ADONIS adını vermiştir. ADONIS "EFENDI" anlamına gelmektedir. Bu yöre ile sıkı ticaret yapan ve buradaki zengin orman ve ova ürünleri ile ticaretlerini geliştiren Fenikeliler'in, bu yöreye ADONIS'in yeri demeleri adet haline gelmiştir.
Sırası ile bu bölgeye gelen her kavim, devlet ve gelişen her uygarlık kendi kültür anlayışı ve değerleri içerisinde beldelere isim vermiş ve isimlerin anlamını açıklamıştır. Homer'in Ilyada'sında bu bölgeye Adana denilmiştir.
Yine batıdan gelen kavimlerce, Adana'yı kendi ilahları Uranüs'ün kurduğu ve oğulları Adanos ve Sarosa anlatılır. Adana doğulu kavimlere göre Fırtına Tanrısı ADONIS'in yeridir.
Bütün bu inançlar çok tanrılı eski çağlara aittir. Orta Çağ’da özellikle M.S. 7. yüzyıldan itibaren İslam ordularının bu bölgeye gelişiyle yeni anlayışlar içinde yeni tanımlar yapılmıştır. Arap tarihçilerinden Ibnül Adim, Adana isminin de eski peygamberlerden Yasef’in torunu EZENE'den geldiğini yazdığı "Halep Tarihi" isimli eserle kanıtlamaya çalışmaktadır. Orta Doğu’nun peygamberler bölgesi olduğu ve pek çok eski peygamberin bugünkü Anadolu sınırları içinde yasamış olduğu hatırlanırsa, bu açıklamanın nasıl geliştiğini anlamakta kolay olur.
Daha ileriki yüzyıllarda Karçinli-Zade Süleyman Şükrü Bey'in "Seyahat'ül-Kübra" adlı kitabında ise Adana'nın eski isminin "BATANA" olduğu ve İslamlık devrinde "ADANA"YA çevrildiği savunulmaktadır. Hatta bunun "Fi ezeneil arz" ayetinden esinlenerek yapıldığını da açıklamalarına eklemektedir.
DANUNA isminin M.Ö. yasayan kavimlerce bu bölge için kullanıldığı bilinen bir gerçektir. Bulunan kayıtlarda da mevcuttur.
Hatta Danunalıların yöre kurallarına ad ve paye verecek kadar kudretli oldukları da bilinmektedir. DANUNA adının asırlar boyunca değişerek zamanla BATANA ve daha sonra ADANA olması da çok kuvvetle muhtemeldir.
Yöreye gelen Türkler'in, yüksek Torosları aşıp güneye doğru sarkmaları sırasında yöreye "Çukurova" adını vermeleri de doğanın insanlara verdiği ilhamın güzel bir örneğidir. Toroslardan sonra adeta düz bir görünüm içinde çok tatlı bir eğimle Akdeniz'e kadar inen bu bereketli topraklar Türkler için "ÇUKUROVA" olarak bilinmiştir. Günümüze kadar da böyle bilinmektedir.
Bölgenin tarihi adı olan Kilikya ve Silisya (Cilicia) da bu bölgede bulunan zengin Kilkin yani kireç ve yine çok bol olarak bulunan Silex yani çakmak taşı madenlerinden dolayı verilmiştir. Bir başka ifade ile yöre, coğrafi özelliklere göre isimlendirilmiştir.
Hatta topraklarının bereketliliğinin verdiği ilhamla ADANA-EDENA (Cennet Yöresi) ve karlı dağlar bu ilhamı vermektedir.
Sümerlerden kalma "Gılgamış Destanı"ndan bu yana devamlı adı geçen, dikkat çeken yörenin adı da böylece sayısız kaynaklara, sayısız olaylara bağlanarak çok renkli bir gelişim takip etmiştir.
Osmanlılar idaresinde Adana birçok değişik yazılışlarla kayıtlara geçmiştir. Bunlardan birkaçı: Erde-na, Edene, Ezene ve hatta Azana olarak eski olarak eski tahrir defterlerinde, sicil kayıtlarında ve fermanlarda yer almıştır.
Gezici aşiretlerin zorunlu olarak 1865'den itibaren devlet zoru ile bölgeye yerleştirilmesi ve toprağa bağlanması sırasında Adana ismi ADANA olarak resmi kayıtlarda yer almış ve tescil edilmiştir.
Adana’nın İşgali ve Kurtuluş Savaşı
Büyük kayıplara sebep olan I. Dünya Savaşı, siyasi ve ekonomik üstünlük için birbirleri ile mücadeleye girişen Avrupa Devletleri arasında ve Avrupa'da çıkmıştır.
Kısa zamanda mücadele bütün kıtalara yayılmış ve Osmanlı İmparatorluğu da bu savaşın içine sürüklenmiştir. Sonunda imparatorluk çökmüş, topraklan parçalanmış, anayurt bile düşman istilası altında kalmıştır.
Beş cephede birden ve pek çok devlete karsı savaşmak zorunda bırakılan Osmanlı Devleti, Mondros Ateşkes Antlaşması ile imparatorluk topraklarının pek çoğunu düşmana bırakarak çekilmiştir. İşte bu dönemde Suriye cephesinde kalan Türk Birliği, o cephede Yıldırım Orduları Komutanı olarak bulunan Mustafa Kemal idaresinde Halep'e çekilerek, tamamen yok edilmekten kurtarılmıştır.
Zamanın sadrazamı İzzet Paşa tarafından, o sırada grup komutanı Liman Von Sanders'ten (Alman komutanı) elindeki tüm grup komuta ve koordinasyon yetkisini Mustafa Kemal Paşa'ya devretmesi bildirilmiş ve bu devir-teslim işlerini gerçekleştirmek için 31 Ekim 1918'de Mustafa Kemal Paşa Adana'ya gelmiştir.
Liman Von Sanders Paşa'nın "Yenildik. .. bizim için her şey bitti" sözüne karşılık, yetkiyi teslim alan Mustafa Kemal Paşa "Savaş müttefikler için bitmiş olabilir ama bizi ilgilendiren savaş, kendi istiklalimizin savaşı, ancak simdi başlıyor" karşılığını vermiştir.
İste bu sözlerin özetlediği ve vurguladığı mücadele yılları 1922'ye hatta politik anlaşmaların bitimine kadar yani 1923'e kadar sürmüştür.
Mustafa Kemal Paşa 31 Ekim 1918'de geldiği Adana'da 11 gün kalmış, etrafın ve halkın durumunu inceleyerek bunu Genel Kurmay Başkanlığı'na bildirmiştir.
Bu telgraflarda sadece mevcut durum değil, ileriye dönük düşünce ve uyarılar da yer almıştır.
İskenderun'a asker çıkararak işgal teşebbüsünde bulunulursa İngilizlere ateş açılacağını zamanın hükümet ve başbakanına telgrafla bildiren Mustafa Kemal Paşa, aynı zamanda kendine bağlı kumandanlara da benzer bir emir vermiştir.
Tarihi açıdan bakılacak olursa, Adana'dan verilen bu ilk emir Türk Kurtuluş Savaşı'nın ilk emridir. Nitekim, 15 Mart 1923'te Adana'ya tekrar gelen Mustafa Kemal Paşa bu durumu şu sözleriyle toplum ve tarih önünde kanıtlamıştır: "Bende bu vekayiin ilk hiss-i teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana'da vücut bulmuştur."
Adana'dan İstanbul'a gönderilen telgrafların hiçbir olumlu etkisi olmadığı gibi, kısa bir süre sonra Yıldırım Orduları Grubu ve 7. Ordu Karargâhı lağvedilmiş ve Mustafa Kemal Pasa İstanbul'a çağrılmıştır.
Adanalılar, İstanbul Hükümetinin 23 Kasım 1918 tarihli, Adana ve dolaylarının boşaltılmasını zorunlu kılan kararını büyük tepki ile karşılamışlardır. Durumu protesto eden, böyle bir harekâtın yaratacağı vahim hadiseleri vurgulayan bir telgraf dönemin İçişleri Bakanına yollanmıştır.
Kısa bir süre sonra işgal kuvvetleri Mersin Limanından Çukurova'ya girmiş, tüm kilit noktaları kontrol altına almış ve sonra Adana'yı işgal etmişlerdir. Bu işgal sırasında Türklere ait bütün sembol, arma, işaret ve levhalar yok edilmiş ve sistemli şekilde Türk Halkının soykırımı yoluna gidilmiştir.
Fransız işgal kuvvetleri tarafından yine çok planlı ve kati bir şekilde uygulanan diğer bir işlem de Adana, Çukurova ve civarı bölgelere Ermenilerin yerleştirilmesi olmuştur. 1915 yıllarında yani I. Dünya Savaşı sırasında Anadolu'nun Doğu yöresinde isyan eden Türk Halkını öldürüp, işkence eden ve Ruslara yardım ederek ülke içinde 5. kol olarak çalışan Ermenilerin 1915 tarihli Tehcir Kanunu ile Suriye'ye zorunlu göçleri sağlanmıştır.
1918'de Adana ve Çukurova'yı işgal eden Fransızlar kendi birlikleri içinde özellikle Ermeni askerleri getirdikleri gibi, Suriye'den 70 bin Ermeni'yi Adana'ya, 12 binini Dörtyol'a, 8 binini Saimbeyli'ye yerleştirmişlerdir. Hatta Antep ve Maraş çevresine de 50 binden fazla Ermeni getirilmiştir. Bütün bu gayretler adeta I. Haçlı Seferi sırasında olduğu gibi yine Avrupa devletlerine bu bölgede "ileri karakol" görevim görecek bir Ermeni Krallığının yeniden oluşturulması içindi.
1918-1919 yıllarında Adana'da tam bir terör ve cinayet dönemi yaşanmıştır. Bunlar arasında Abdiağa çiftliği olayları, şehir içi cinayetleri, Taşköprü'de Türklerin çarmıha gerilişi ve kırbaçlanarak işkence yapılması gibi olaylar toplum şuurundan ve hatırasından çıkmayacak olaylar haline gelmiştir.
Bunca terör ve baskı arasında Adana ve yöredeki Türkler, örgütlenerek Kilikya Milli Kuvvetler Teşkilatını oluşturmuşlardır.
Çukurova, bölgelere ayrılarak, her bölgeye milis kuvvetleri ve komutanı atanmış ve tüm yöre bu milli direnme ve mücadele teşkilatının denetimine girmiştir.
Şubat 1920'den itibaren milli kuvvetler düşmana karşı zaferler kazanmaya başlamış ve her zafer daha iyi bir örgütlenme ve daha yüksek bir moral kuvveti sağlamıştır.
1920'de Toroslar'dan Fransızlara saldırı başlatılmıştır. Sonuçta 27 Mayıs 1920'de Fransız orduları komutanı Mehil, milli kuvvetler tarafından esir alınmıştır. "Karboğazı Olayı" olarak bilinen olay, Kuvay-ı Milliye'nin ilk siyasi zaferidir. Bunu takiben 28 Mayıs 1920'de Fransızlar Mersin-Adana hattına çekilmişler ve kuzey Çukurova (Kozan ve diğer dağlık bölgeler) tamamen kurtarılmıştır. Düzlük, ovalık yörelerde Ermeniler zulüm ve şiddeti arttırmışlar ve sayısız cinayetleri işlemişlerdir.
10 Temmuz 1920'de Ermeniler tarafından Türklere karşı büyük bir şiddet ve soykırım harekatına girişilmiş ve bu harekat sonucu onbinlerce Türk Toroslar'a doğru kaçmıştır. Dört gün süren bu hareket tarihte "Kaç Kaç" olayı olarak isimlendirilmiştir.
5 Ağustos 1920'de Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Bey (Çakmak) ve Milletvekilleri Pozantı'ya gelmiş ve orayı il haline getirerek Pozantı Kongresini yapmışlardır. Daha büyük direnişe geçen Türkler çok büyük kayıplar vermişlerdir. Buna rağmen Kasım 1920 sonlarında Fransızları ağır yenilgiye uğratmayı başarmışlardır. Sonuç olarak Fransa, TBMM hükümetini resmen tanıyarak barış yoluna gitmiştir.
Türk-Fransız Barış Antlaşması, 20 Ekim 1921'de Ankara'da yapılmıştır.
Bu antlaşma gereğince 5 Ocak 1922'de Fransızlar Çukurova'dan tamamen (getirdikleri Ermenileri de beraberinde götürerek) çekilmişlerdir. Fransızlarla gidemeyen veya yerli olan Ermeniler de bölgeden kaçmışlardır. Bunlardan 120 bini tekrar Suriye'ye, 30 bini Kıbrıs veya İstanbul'a gitmişlerdir.
5 Ocak 1922 kurtuluşunu kutlama amacı ile Büyük Saat ile Ulu Camii arasına çok büyük bir bayrak çekilmiş ve daha sonra bu bayrak çekilmesi olayı il'in kurtuluş günlerinde tekrarlanmıştır. Bayrak Adana'nın simgesi haline gelmiştir.
Adana ve Çukurova halkı milli kuvvetlere katılarak yurdun diğer cephelerinde de çarpışmış ve anavatanı düşmandan kurtarma mücadelesinde sonuna kadar yer almışlardır.
SOSYAL DURUMU VE NÜFUS BİLGİLERİ
- Göç Olgusu
- Konut Durumu
- Göç Olgusu
Eski bir tarihi geçmişi olan Adana yöresinde çeşitli uygarlıklar yaşamış ve iz bırakmışlardır. Araplar, Selçuklular, Ramazanoğulları ve Osmanlıların (Türkmen ve Yörük Aşiretleri) yöre kültürünün çeşitlenmesinde önemli katkıları olmuştur. Adana kültürü oluşan bu kültür mozaiği içinde ortaya çıkan ulusal kültürün bir parçasıdır.
Çukurova’nın iklim ve toprak özelliklerinin pamuk ekimine elverişli olması 1860’lı yıllarda İngiltere’nin, ardından da Fransa ve Almanya’nın ilgisini çekmiştir. Bu ilgi sayesinde ilk tarım makineleri de bölgeye girmeye başlamıştır. Ekonomik yaşamdaki değişme sosyal yaşama da yansımış, pamuk ekimiyle beraber yöreye mevsimlik işçi göçleri de başlamıştır. İlimiz, çoğunluğu Güneydoğu illerinden olmak üzere özellikle 1970’ li yıllardan itibaren yoğun göç almaya başlamıştır. Göçle gelenlerin % 38.6’ sı Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden gelen vatandaşlardır. % 61.4’ ü Doğu ve diğer illerden gelenlerdir.1990’lardan sonra Güneydoğu Anadolu’da yaşanan terör olayları Adana’ya göçü daha da yoğunlaştırmıştır. Adana’ya olan göçün % 75’i geçim sıkıntısından, % 17’si can güvenliği, % 6’sı eğitim kaygısından ve % 2’si de sağlık nedenlerinden kaynaklanmaktadır. Nüfusu 1950 yılında 117 bin iken 1990 yılında 916 bine ulaşmış olan bu rakam günümüzde 2 milyona yaklaşmıştır.
Göçün Oluşturduğu Sosyal ve Ekonomik Sorunlar<
-Çarpık kentleşme,
-Suç oranlarında artış,
-Aşırı nüfus yığılması,
-Gettolaşma,
-Sağlıksız yaşam,
-Düşük eğitim,
-Yetersiz istihdam ve yoğun işsizlik,
-İşportacılık ve sokak çocukları,
-Konut açığı,
-Altyapı yetersizliği.
Çözüm Önerileri
-Kentsel dönüşüm projesi üretmek,
-Altyapı sorunlarını çözmek,
-İmarlı ve sağlıklı konut üretmek,
-Yeni iş ve istihdam alanları açmak,
-Zorunlu ve mesleki eğitim vermek,
-Sosyal ve kültürel ortamı iyileştirmek,
-Sağlık sorunlarını çözmek,
-Kamu-Üniversite-Belediye-STÖ işbirliğini çözüme katmaktır.
Konut Durumu
DİE 2000 verilerine göre
Adana ilinde konut sayısı :469.189
Lojman sayısı :3.031
İl merkezi
Kent merkezinde 247.000 konut bulunmaktadır.
Konutların % 65’ inin iskân izninin olmadığı bilinmektedir.
Önümüzdeki 15 yıl içerisinde Adana’da 263.310 ilave konut ihtiyacına karşılık 12.297 ha arsa üretilmesi gerekecektir.
Çözüm Kentsel Dönüşüm Projesi uygulamak,
TOKİ destekli arsa üretmek ve kredi sağlamak,
Toplu konut kooperatifçiliğini teşvik etmektir.
2000 yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre; 1 849 473 olan ilimiz toplam nüfusunun
1. 397 853’ü şehirlerde (%64,90), 451 625’i (%35.10) ise köylerde yaşamaktadır.
Yıllık şehir nüfusu artış hızı %21.70, köy nüfusu artış hızı ise % 6.29’dur.
Büyükşehir nüfusu 1.130.710’dur. Erkek nüfus oranı %49.74, Kadın nüfus oranı %50.26’dır.
Nüfus yoğunluğu 178’dir. Bu rakam Seyhan ilçesinde 1.762, Yüreğir ilçesinde ise 324 kişidir.
Aynı ilde doğanlar %71, başka ilde doğanlar ise %29’luk orana sahiptir.
Adana ili şehir nüfusu açısından Türkiye beşincisi il nüfusu açısından ise Türkiye altıncısıdır.
Toplam nüfusun %76,31'nin Seyhan ve Yüreğir ilçelerinden oluşan il merkezinde yaşamaktadır.
2000 Ekim ayında yapılan nüfus sayımına göre
İl Nüfusu:
1.849.478Büyükşehir Nüfusu:
1.130.7101990-1997 Nüfus Artış Hızı :
%o 11.611997-2000 Nüfus Artış Hızı:
%o 16.16
Şehir Merkezinde Nüfus Artış Hızı
1990-1997 Nüfus Artış Hızı
Seyhan:
%o 31.12Yüregir:
%o 46.07
1997-2000 Nüfus Artış Hızı
Seyhan:
%o 24.10Yüreğir:
%o 22.06
ÇEVRE BİLGİLERİ
ÇEVRE
Hava Kirliliği
Mobil Hava Kirliliği Ölçüm Cihazı ve bir SO2 sabit ölçüm istasyonu ile ölçümler yapılarak şehrin hava kalitesi denetlenmektedir.
Hava kirliliği parametrelerinden sınır değeri geçen gün sayısı yoktur.
İlimizde Trafik Tescil Şube Müdürlüğü verilerine göre 242.772 adet Motorlu Taşıt bulunmaktadır. 2005 yılı Temmuz ayı itibariyle 52.509 araca egzos ölçümü yapılmış olup, bu dönemde herhangi bir cezai işlem yapılmamıştır. İlimizde ölçüm yapan istasyon sayısı 8’dir.
Son bir yıl içerisinde il sınırları içerisindeki 176 adet Sanayi Kuruluşu Endüstriyel Kaynaklı Hava Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği doğrultusunda denetlenmiştir.
Su Kirliliği
Atık Su Arıtma Tesisleri
Batı Adana, Kozan, Yumurtalık, Organize Sanayi Bölgelerinde bulunan tesisler faal durumdadır. Doğu Adana ise inşaat halindedir.
İlimizde bulunan sanayi kuruluşları ile Karataş ve Yumurtalık ilçesinde bulunan yazlık sitelerin arıtma tesisleri denetlenmektedir.
Gürültü Kirliliği
İlimizde tespiti yapılan ses yükseltici cihazlarla müzik yayını yapan 236 adet işletme (disko, bar, restoran, otel vb.) mevcut olup, periyodik olarak denetimleri yapılmaktadır. İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’ne 2005 yılı 15 Eylül itibariyle 93 adet gürültü ile ilgili şikayet gelmiş ve denetimleri yapılmıştır. Gürültü kontrolü kapsamında 3 adet işletmeye 1.018,622 YKR para cezası uygulanmış olup, 35 adet anons izni verilmiştir. 01.07.2005 tarihinden itibaren Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği çerçevesinde, denetimler ve yetkiler Belediye sınırları dışında kalan bölgelerde İl Müdürlüğüne, Belediye sınırları içerisinde de Belediyelere verilmiştir.
Katı Atıklar
Kentimizde oluşan atıkların tamamı Sofulu Beldesi’nde bulunan 850.000 m2’ lik alanda toplanmaktadır
11 ilçe belediyesinde standart çöp depoları bulunmamaktadır. Buralarda alternatif yer seçim çalışmaları sürmektedir.
Yönetmelik doğrultusunda 118 adet sanayi kuruluşu denetlenmiştir.
Sofulu çöp depolama alanında bugünkü haliyle düzenli depolamaya devam edilirse 2009 yılına kadar kullanılacak. Çöp alanı 2.000.000 m3’tür.Günlük atık miktarı 1250 ton/m3 tür.
Bertaraf tesisi kurulursa mevcut yer 2040 yılına kadar yeterli olabilir. Bertaraf tesisinin yap işlet devret modeli projesi için Müdürlüğümüze başvuranlar Bakanlıktan görüş beklemektedir.
Sokak Hayvanları
İlimizde bulunan hayvan barınağında yaklaşık 1.000 adet köpek ve 75 adet kedi barınmakta olup; sokak hayvanları için 2005 yılı içerisinde yapılan çalışmalar denetim ve kontrol düzeyinde devam etmektedir. 5199 sayılı kanun çerçevesinde Belediyeler ile koordineli olarak çalışılmaktadır.
Önümüzdeki dönemde İl Hayvanları Koruma Kurulu içerisinde bulunan tüm kurum ve kuruluşlardan söz konusu kanunun 16. maddesinde belirtilen İl Hayvanları Koruma Kurullarının görevlerine ilişkin olarak yıllık, beş yıllık ve son on yıllık plan ve projelerin yapılması ve yıllık hedef raporlarının hazırlanıp kurula sunulması konusunda görüş istenecektir.
Bu görüş neticesinde ortak bir hedef program belirlenecektir.
2005 Yılı İçerisinde Sokak Hayvanları İle İlgili Olarak Çevre Koruma Vakfı Tarafından Yapılan Faaliyetler
• Hayvan koruma alanına 1 adet ahşap köpek kulübesi,
• Başıboş hayvanlar için branda gölgelik,
• Sahipsiz hayvanların korunmasını ve sahip çıkılmasını anlatan resimli broşür bastırılması,
• DOHAYKO tarafından kullanılmakta olan 1 adet araca akaryakıt alımı,
• Hayvan barınağının ağaçlandırılması için 200 adet fidan alımı,
• Zehirlenmiş olarak bulunan hayvanların zehirlenme nedeninin araştırılması için Üniversiteye tahlil yaptırılmış olup, karşılığında 8.743,00 YTL harcanmıştır.
Seyhan ilçesinde 74 mahalle; Yüreğir Mahallesinde ise 40 mahalle olmak üzere toplam 114 mahalle bulunmaktadır.
1- A.REMZİ YÜREĞİR
2- AKKAPI
3- ALİDEDE
4- AYDINLAR
5- BAHÇELİEVLER
6- BAHÇEŞEHİR
7- BARBAROS
8- BARIŞ
9- BELEDİYE EVLERİ
10- BEŞOCAK
11- BEY
12- BEYAZ EVLER
13- CEMAL PAŞA
14- ÇINARLI
15- DAĞLIOĞLU
16- DEMETEVLER
17- DENİZLİ
18- DÖŞEME
19- DUMLUPINAR
20- EMEK
21- FATİH
22- FEVZİPAŞA
23- GAZİPAŞA
24- GÜLBAHÇESİ
25- GÜLPINAR
26- GÜRSELPAŞA
27- GÜZELYALI
28- HANEDAN
29- HAVUZLUBAHÇE
30- HURMALI
31- HUZUREVLERİ
32- HÜRRİYET
33- İSMETPAŞA
34- İSTİKLAL
35- KARASOKU
36- KAYALIBAĞ
37- KOCAVEZİR
38- KURTULUŞ
39- KURUKÖPRÜ
40- MAHFESIĞMAZ
41- MESTANZADE
42- MEYDAN
43- MIDIK
44- MİRZAÇELEBİ
45- MİTHATPAŞA
46- NAMIK KEMAL
47- NARLICA
48- ONUR
49- OVA
50- PINAR
51- REŞATBEY
52- SAKARYA
53- SARIYAKUP
54- SUCUZADE
55- SÜMER
56- ŞAKİRPAŞA
57- ŞEHİTDURAN
58- TEPEBAĞ
59- TOROS
60- TÜRKOCAĞI
61- UÇAK
62- ULUCAMİ
63- YENİBARAJ
64- YENİBEY
65- YENİ MAHALLE
66- YENİ YURT
67- YEŞİLEVLER
68- YEŞİLOBA
69- YEŞİLYURT
70- YEŞİLYUVA
71- YURT
72- ZİYAPAŞA
73- 100.YIL
74- 2000 EVLER
75- AKDENİZ
76- AKINCILAR
77- ANADOLU
78- ATAKENT
79- BAHÇELİEVLER
80- BAŞAK
81- CUMHURİYET
82- ÇAMLIBEL
83- DADALOĞLU
84- DEDEKORKUT
85- DERVİŞLER
86- GÜNEŞLİ
87- GÜZELEVLER
88- HAYDAROĞLU
89- KARACAOĞLAN
90- KAZIMKARABEKİR
91- KIŞLA
92- KİREMİTHANE
93- KOZA
94- KÖPRÜLÜ
95- LEVENT
96- M.AKİF ERSOY
97- 19 MAYIS
98- ÖZGÜR
99- PTT EVLERİ
100- R.OĞUZ ARIK
101- SARIÇAM
102- SELAHATTİN EYYUBİ
103- SERİNEVLER
104- SEYHAN
105- SİNANPAŞA
106- ŞEHİT ERKUT AKBAY
107- TAHSİLLİ
108- ULUBATLI HASAN
109- YAMAÇLI
110- YAVUZLAR
111- YENİDOĞAN
112- YEŞİL BAĞLAR
113- YILDIRIM BEYAZIT
114- YUNUS EMRE
TURİSTİK YERLERİ
Adana'da her uygarlık kendi kültür çeşitliliğini bir sonrakine aktararak bir kültür mozaiği oluşturmuştur. Hititler, Romalılar, Araplar, Selçuklular, Ramazanoğulları, Osmanlılar, Türkmen ve Yörük aşiretlerinin yöre kültürünün çeşitlenmesine katkıları olmuştur. Özellikle 19. ve 20. yüzyıllarda Adana ovasında yerleşimin yoğunlaşmasıyla tarımda ve sanayileşmede büyük atılımların olması, yörenin kültüründe büyük değişiklikler yaratmıştır.
İLÇELERDE BULUNAN TARİHİ ESERLER
ALADAĞ:Akören Kalesi
Mazılık Ören Yeri ve Kalesi
Postyağbasan Kalesi
3 adet Kilise
http://www.adana-bld.gov.tr/images/adana/bebekli_kilise.jpghttp://www.adana-bld.gov.tr/images/adana/bolge_mozaik.jpg
CEYHAN:
Kurtkulağı Kervansarayı : 1711'de yapılmıştır.
Yılankale : Kilisesi ve sarnıcı bulunan kale Şahmeran Kale olarak da anılmaktadır.
Ulu Cami : 1868'de yapılmıştır.
Sirkeli Höyüğü : Tepebağ'dan sonra bölgenin en büyük höyüğüdür.
Muradiye Cami : 1912-1720 yılları arasında yaptırılmıştır.
Durhasan Türbesi : 1717-1720 yılları arasında yaptırılmıştır.
Dumlu Kalesi : Asur, Pers, Roma kalıntılarına rastlanmaktadır.
FEKE:
Feke kalesi : 12.yüzyılda Bizanslılar tarafından yapıldığı sanılmaktadır.
KARAİSALI:
Milvan Kale : Karakılıç köyü yakınlarında bulunmaktadır.
KARATAŞ:
Yanık Kilise (Karakilise Kalıntısı) : Romalılar tarafından yapılmıştır.
Antik Magarsus Kilisesi : Romalılar döneminde yapılmıştır.
Menzil Hanı Kalıntısı : Osmanlılar tarafından 1782 yılında yaptırılmıştır.
Tarihi Han Kalıntısı : Osmanlılar 1608 de yaptırmıştır.
Amfi Tiyatro : Romalılardan kalma tiyatro kalıntılarıdır.
http://www.adana-bld.gov.tr/images/adana/kozan_kale.jpghttp://www.adana-bld.gov.tr/images/adana/muze_yumurtalik.jpg
KOZAN:
Kozan Kalesi : Asurlular tarafından yapılmıştır.
Bucak Kalesi : Ortaçağ döneminde yapılmıştır.
Hoşkadem Cami : Mısır Kölemen Sultanı Abdullah Hoşkadem tarafından 1448 yılında yaptırılmıştır.
Pelesel Manastırı Kalıntıları : Ermeniler tarafından yaptırılmıştır.
Anavarza Kalesi ve Kalıntıları : M.Ö. 9. yy. Da Asurlular tarafından yapılmıştır. Romalılardan kalma iki su kemeri, tiyatro,saray, tapınak, hamam kalıntıları, kaya mezarları, frenkslerle süslenmiş mezarlarkilise ve sarnıç bulunmaktadır.
POZANTI:
Kızıl Tabya : Mısırlı İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Ak Tabya : Mısırlı İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Yakarpınar Köprüsü : Yörenin en eski köprüsüdür.
Anaşka Kalesi : Müslüman ve Araplarca "Rus-Nuş-Sekaribu"diye de bilinir.
SAİMBEYLİ:
Saimbeyli Kalesi : Ortaçağ da yapılmıştır." Kara Kilise" de denir.
SEYHAN:
Tepebağ Höyüğü : Bölgenin en büyük höyüğüdür.
Taşköprü : 117-138 yıllarında yaptırılmıştır.Şehir merkezindedir.319 metre uzunluğundadır.
Bebekli Kilise : Saint Paul Katolik kilisesidir. 1880-1890 yıllarında yapılmıştır.
Saat Kulesi : 1881'de yaptırılmıştır.
Bedesten : Ramazanoğulları tarafından 16. yy. da yaptırılmıştır.
Ulu Cami : Ramazanoğulları tarafından 1541 yılında yaptırılmıştır.
Yağ Cami : 1501 yılında kilise iken camiye çevrilmiştir.
Yeni Cami : 1724 yılında yaptırılmıştır.
Kemeraltı Cami : 1599 yılında yaptırılmıştır.
Akça Mescit (Ağca Mescit) : 1489 yılında yaptırılmıştır.
Çarşı Hamamı : 1529 yılında yaptırılmıştır.
Irmak Hamamı : Eski bir Roma hamamı üzerine yaptırılmıştır.
Gön Hanı Kapısı : Adana Arastası ile yan yanadır. Bugün sadece birkapı bulunmaktadır.
Bahri Paşa Çeşmesi : 1890'da yaptırılan ve imar çalışmaları nedeniylekaldırılan çeşmenin aynısı 1993 yılında yeniden yaptırılmıştır.
Ramazanoğlu Konağı ve Harem Dairesi : 1489 yılında yaptırılmıştır.
Hasanağa Cami ( Hasan Kethüda) : 1558 yılında yaptırılmıştır.
TUFANBEYLİ:
Şar Harabeleri : Tarihte Hititlerin merkeziydi.
Amfi Tiyatro : Romalılardan kalmadır.
Kilise Kalıntıları : Bizanslılardan kalmadır.
Kaya Kabartmaları: Hititliler tarafından yapılmıştır.
YUMURTALIK:
Ayas Kalesi
Süleyman Kulesi
Markopolo İskelesi
Yüreğir ( Misis, Mopsuhestia )İlk ve ortaçağda önemli bir yerleşim merkezi olan Yüreğir ve yöresinde eski eser olarak köprü ve höyük, yer mozaikleri ve su kemerleri, hamam ve kervansaray bulunmaktadır.
BELDELER VE KÖYLER
SEYHAN BELDELERİ ve YÜREĞİR BELDELERİ
1 - KARAYUSUFLU
2 - KÜÇÜK DİKİLİ
3 - ABDİOĞLU
4 - BURUK
5 - ÇELEMLİ
6 - DOĞANKENT
7 - GEÇİTLİ
8 - HAVUTLU
9 - İNCİRLİK
10 - KÜRKÇÜLER
11 - SOFULU
12 - SOLAKLI
13 - SULUCA
14 - YAKAPINAR
15 - YUNUSOĞLU
SEYHAN KÖYLERİ ve YÜREĞİR KÖYLERİ
1 - BÜYÜK ÇILDIRIM ( MD)
2 - BÜYÜK DİKİLİ ( Mİ)
3 - ÇAMUZCU ( MD)
4 - ÇAKAL KUYUSU ( Mİ)
5 - ÇAPUTÇU ( MD)
6 - DERVİŞLER ( MD)
7 - DÖRAĞAÇ ( MD)
8 - GÖKÇELER ( MD)
9 - GÖLBAŞI ( Bİ)
10 - HADIRLI ( Bİ)
11 - KABASAKAL ( Mİ)
12 - KARAHAN ( MD)
13 - KARAKUYU ( MD)
14 - KARSLILAR ( Mİ)
15 - KAYIŞLI ( MD)
16 - KİREÇOCAĞI ( Bİ)
17 - KOYUNCU ( MD)
18 - KÖYLÜOĞLU ( MD)
19 - KURTTEPE ( Mİ)
20 - KUYUMCULAR ( MD)
21 - KÜÇÜK ÇILDIRIM ( MD)
22 - MÜRSELOĞLU ( MD)
23 - SALMANBEYLİ ( MD)
24 - SARI HAMZALI ( Mİ)
25 - SARIHUĞLAR ( Bİ)
26 - SAMBAYADI ( Mİ)
27 - YALMANLI ( MD)
28 - YENİDAM ( Bİ)
29 - YOLGEÇEN ( Mİ)
30 - ZEYTİNLİ ( Mİ)
31- AFLAK ( MD)
32- AĞZIBÜYÜK ( MD)
33- AKDAM ( MD)
34- AKKUYU ( Mİ)
35- AKPINAR ( MD)
36- ALİHOCALI ( MD)
37- AVCILAR ( MD)
38- AYDINCIK ( MD)
39- AYDINLAR ( MD)
40- AYVALI ( MD)
41- BAKLALI ( MD)
42- BALCALI ( Bİ)
43- BAYRAMHACILI ( Mİ)
44- BELÖREN ( MD)
45- BEYCELİ ( Mİ)
46- BOZTEPE ( MD)
47- BOYNUYOĞUN ( Mİ)
48- BÜYÜK KAPILI ( MD)
49- CAMİLİ ( MD)
50- CERENLİ ( MD)
51- CİHADİYE ( MD)
52- ÇİNE ( MD)
53- ÇAĞIRKANLI ( MD)
54- ÇAMLICA ( MD)
55- ÇARKIPARE ( Mİ)
56- ÇATALPINAR ( MD)
57- ÇAYLI ( MD)
58- ÇINARLI ( Mİ)
59- ÇİÇEKLİ ( Mİ)
60- ÇİRİŞGEDİĞİ ( MD)
61- ÇOKLU ( MD)
62- DAĞCI ( Kİ)
63- DANİŞMENT ( MD)
64- DEDELER ( MD)
65- DEDEPINARI ( MD)
66- DENİZKUYUSU ( MD)
67- DÜZCE ( MD)
68- EĞECİUŞAĞI ( MD)
69- ESENLER ( MD)
70- GÖKBUKET ( MD)
71- GÖZTEPE ( Kİ)
72- GÜVELOĞLU ( MD)
73- HACI ALİ ( MD)
74- HAKKI BEYLİ ( MD)
75- HASAN BEYLİ ( MD)
76- HEREKLİ ( MD)
77- HOCALI ( MD)
78- IRMAKBAŞI ( MD)
79- İSMAİLİYE ( MD)
80- KADIKÖY ( MD)
81- KARAAHMETLİ ( MD)
82- KARAOĞLAN ( MD)
83- KARAÖMERLİ ( MD)
84- KARGA KEKEÇ ( MD)
85- KARLIK ( MD)
86- KAŞLICA ( MD)
87- KAYARLI ( MD)
88- KILBAŞ ( MD)
89- KILIÇLI ( MD)
90- KIZILKAŞ ( MD)
91- KÜTÜKLÜ ( MD)
92- MALTEPE ( MD)
93- MENEKŞE ( Mİ)
94- MUSTAFALAR ( MD)
95- MÜMİNLİ ( Kİ)
96- PAŞAKÖY ( MD)
97- SAKIZLI ( MD)
98- SARIÇAM ( MD)
99- SAZAK ( MD)
100- ŞAHİNAĞA ( MD)
101- ŞEYHMURAT ( MD)
102- TAŞÇI ( MD)
103- TAŞKENT ( MD)
104- TORUNLAR ( MD)
105- ÜNLÜCE ( MD)
106- YAĞIZLAR ( MD)
107- YARIMCA ( MD)
108- YENİKÖY ( MD)
109- YENİYAYLA ( MD)
110- YUKARI ÇİÇEKLİ ( MD)
111- YÜREKLİ ( Kİ)
112- ZAĞARLI ( MD)
Seyhan ilçesinde toplam 2 Belde 30 Köy; Yüreğir ilçesinde ise toplam 13 Belde ve 78 Köy bulunmaktadır. ( 4 köy Kürkçüler Belde Belediyesi sınırları içerisine alınmıştır.)
* (Bİ) : Belediye Sınırları içerisinde
* (Mİ) : Mücavir Alan sınırları içerisinde
* (MD): Mücavir Alan Sınırları Dışında
* (Kİ) : Kürkçüler Belde Belediyesi Sınırları içine alınan Köyler
ADANA ETNOGRAFYA MÜZESİ
ADANA ETNOGRAFYA MÜZESİ
İl merkezinde, Kuruköprü mevkiindeki 1845 yılında yapılmış ve terkedilmiş kilise binası 1924 yılından sonra müze olarak düzenlenmiştir. 1972 yılında eserlerin yeni müze binasına taşınmasının ardından kilise restore edilmiş, 1983 yılında ise Etnografya Müzesi'ne dönüştürülmüştür.
Taş Eserler
Bahçede kûfi, sülüs ve nesih hatla yazılmış kitabe ve mezar taşları teşhir edilmektedir. Güney ve kuzey kısımda sade, sikke başlıklı, mecidiye tipi, kavuklu, fes ve barok başlıklı, 17. yy.'dan kalma Osmanlı kadın ve erkek mezar taşları yer almaktadır. Bunlar arasında yörenin ileri gelenlerinden Adana Valisi Süleyman Paşazade Ahmet Paşa, Karaisalı Kaymakamı Hasan Fevzi Bey, Adana Askeri Alaybeyi Miratizade İbrahim Bey, Adana Defterdarı Sofyalı Mustafa Bey, Orman Başmüfettişi Akif Efendi'ninkiler de vardır.
Batı kısmında Türk-İslâm eserlerine ait kitabeler sergilenmektedir. Bunlar arasında Misis hanı, Adana Vilayet konağı, Bahripaşa çeşmesi, Taşköprü ve Misis köprüsü tamir kitabeleriyle Osmanlı devlet arması da bulunmaktadır.
http://www.discoverturkey.com/images3/adana-m-etnog-08.jpg
Etnografik Eserler
1 Nolu vitrin: Ham deri çarık, zemzem takımı, bakır kahve ibriği, ahşap kahve değirmenleri, mangal, hedik, ellik, körük, kirkit, keserler, gelin takunyası, güneş ölçme aleti.
2 Nolu vitrin: Ney, kaval, aşiret zurnaları.
3 Nolu vitrin: Altın küpe, kolye ve bilezikler.
4 Nolu vitrin: Gümüş kemerler ve kemer tokaları.
5 Nolu vitrin: Gümüş hamaylı kolyeler ve tesbihler.
6 Nolu vitrin: Gümüş halhal, yüzük, tepelik ve bilezik, ağızlık, sürmedan, köstekli saat.
7 Nolu vitrin: Yaylı kabak kemane, yaylı tanbur, kemençe.
8 Nolu duvar vitrini: Kılıç ve kalkan.
9 Nolu vitrin: Cepken, sırma işlemeli kadın giysisi, manken üzerinde simle dokunmuş kadın kıyafeti.
10 Nolu vitrin: Manken üzerinde iki adet bindallı ve cepken.Istar Bölümü
El dokuma tezgâhları, ıstar, mekik, kirkit, yay, ılkıdır, kirmen, çıkrık ve duvarda kilim örnekleri yer almaktadır.
Yörük Çadırı
Kurulmuş halde kara kıl çadır, içinde çeyiz çuvalları, yerde keçeler, kilimler, duvar yastıkları, fener, keklik kafesi, hızman, tüfek ve barutluk. Çadırın önünde deri çarık ayakkabı, ağaç su kabı, dibek, yayık, haviye ve kaşıklık. Çadırın sol tarafında deri yayık başında Türkmen kızı, el değirmeni, duvarda eli belinde koç boynuzu motifli kilim yer almaktadır.
http://www.discoverturkey.com/images3/adana-m-etnog-07.jpg
Şark Odası
Ortada bir mangal ve giyinmiş kuşanmış Türkmen kızı mankeni bulunmaktadır. Duvarda ise geyik derisi ve yazılı bakır tepsi vardır.
1-2-3 Nolu vitrin: Taş baskılı ve tezhipli Kuranıkerimler ve Güzler.
4 Nolu vitrin: Kılıç, kama ve hançer örnekleri.
5 Nolu vitrin: Barutlu dolma tüfekler ve barutluklar.
6 Nolu vitrin: Çakmaklı tabancalar.
7 Nolu duvar vitrini: Kılıç ve kalkan.
8 Nolu vitrin: Sırma ve sim işlemeli peşkir ve para keseleri.
9 Nolu vitrin: Aşiret kadınının genel giysileri.Panolar
Toroslarda yaşayan aşiretlerin el dokuma, cicim, zili, sumak, ilikli, düz dokuma kilim örnekleri, halı, heybe, seccade, yastık örnekleri teşhir edilmektedir. Ayrıca keçe seccade ve çeyiz çuvalı vardır.
ARKEOLOJİ MÜZESİ
ADANA ARKEOLOJİ MÜZESİ
Adana'nın ve bütün Çukurova'nın tarihi eserlerinin sergilendiği Müze, Cumhuriyetin ilanından hemen sonra 1924 yılında kurulmuştur. Bu nedenle Türkiye'nin en eski on müzesinden birisidir. İlk olarak çevredeki sütun, sütun başlıkları ve lahitlerin Polis Dairesinde toplanmasıyla kurulan Müze, Adana'lı Alyanakzade Halil Kamil Bey'in müdür olarak atanması ve başarılı çalışmaları sonunda, 1928'de Taşköprü'nün başındaki şimdi yıkılmış olan Cafer Paşa Camii'nin Medresesi'nde ziyarete açılmıştır.
1950 yılında, Kuruköprü'de şimdiki Etnografya Müzesi'ne taşınmıştır. Özellikle Tarsus/Gözlükule (1934), İçel/Yumuktepe (1936), Ceyhan/Sirkeli (1938) ve Yüreğir/Misis (1958) höyüğü kazılarında bulunan, Çukurova'nın ilk çağlarına ait seçkin eserler müzede toplanmıştır. Müzenin etnografik eser açısından zenginleşmesine Müze Müdürü Ali Rıza Yalman'ın (Yalkın) büyük katkıları olmuştur.
Müze 5 Ocak 1972 yılında şimdiki binasına taşınmıştır.
http://www.discoverturkey.com/images3/adana-m-arkeo-02.jpg
Bahçe
Müze girişinde Hitit dönemine ait Kapı Arslanı Silifke/Taşucu'ndan ve Uzuncaburç'tan getirilen iki adet Augustus heykeli ile zengin çelenkli lahitler, küpler, mancınık gülleri, yazıtlar, sunaklar ve çeşitli mimari parçalar sergilenmektedir.
Giriş Kat
Taş eserler salonudur. Buradaki Troya savaşlarını yüksek kabartma biçiminde betimleyen mermer lahit Tarsus'tan getirilmiştir. "Akhilleus Lahti" adıyla bilinmektedir. Ayrıca Seyhan Baraj gölünde kalan Augusta antik kentinden getirilen Medusalı Lahit ile Karataş/Magarsus antik kentinden getirilen insan boyutundaki bronz Karataş heykeli bu salonun en çok ilgi gören eserlerindendir.
Kronolojik Eserler Salonu
İlk çağlardan Osmanlı dönemine kadar Çukurova'da kurulan uygarlıklara ait eserleri kapsamaktadır. Sergilen eserler arasında; adak eşyaları, kap, kandil, tanrı, tanrıça, insan ve hayvan figürleri de bulunmaktadır. Adana/Tepebağ'da bulunan "Lir Çalan Orpheus Mozaği" de bu salondadır.
Bölgesel Eserler Salonu
Adana Müzesi'ne ait olup kazılar ve satın alma yoluyla gelen eserler sergilenmektedir. Zengin formlu cam örnekler, Selçuklu çinileri ve çeşitli uygarlıklara ait mühürler de bu salonda yer almaktadır.
Sikke, Mühür ve Mücevher Eserler Salonu
İlk defa paranın görüldüğü Lidya dönemiyle bundan sonraki çeşitli dönemlere ait sikkeler, takılar ve Adana'nın ilçelerinde bulunan defineler bu salonda sergilenmektedir. Hitit İmparatorluk dönemine ait "Dağ Kristali Heykelciliği" çok ilgi görmektedir.
http://www.discoverturkey.com/images3/adana-m-arkeo-06.jpg
ADANA ATATÜRK MÜZESİ
ADANA ATATÜRK MÜZESİ
Müze binası, Seyhan Caddesi üzerinde 19.yy. da yapılmış geleneksel Adana evlerindendir. İki katlı, çıkmalı, kırma çatılı, kâgir bir yapıdır. Bu özellikleri nedeniyle yapı Bakanlıkça "Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı" olarak tescil edilmiş ve koruma altına alınmıştır. 15 Mart 1923'te Atatürk eşi ile birlikte Adana'ya geldiğinde, Ramazanoğulları'ndan Suphi Paşa'ya ait olan bu binada ağırlanmışlardır. Bina Atatürk Bilim ve Kültür Müzesi Koruma ve Yaşatma Derneği'nce zamanın Kolordu Komutanı Bedrettin Demirel'in önderliği ve halkın yardımıyla kamulaştırılıp restorasyonu yapılmış ve 1981 yılında Müze Müdürlüğü'ne bağlı bir müze olarak hizmete açılmıştır.
Atatürk'ün Adana'ya gelişi her yılın 15 Martında resmî törenle bu binada kutlanmaktadır.
http://www.discoverturkey.com/images3/adana-m-ata-03.jpg
Alt Kat
Çalışma Odası: Kurtuluş Savaşı sırasında ve sonraki yıllarda çıkan yerel gazetelerden Yeni Adana, Türk Sözü, Çukurova, Dirlik gazetelerinin yer aldığı bölümdür.
Kütüphane: Osmanlıca ve Türkçe (Latin harfleriyle) yazılı 2000'e yakın kitap vardır. Kitapların çoğu bağış yoluyla sağlamıştır.
Üst Kat
Sofa: Emekli subay Nevzat Duruak tarafından yapılmış olan Atatürk'ün mumdan heykeli yer almaktadır.
Yatak Odası: Pirinç karyola, sim işlemeli yatak, masa örtüsü, ayrıca Maraş işi iki koltuk ve elbise dolabı bulunmaktadır.
Çalışma Odası: Maraş işi koltuk, masa, sandalye, telefon, dolap ve Atatürk' ün portresi bulunmaktadır.
Basın Odası: Vitrin içerisinde Yeni Adana Gazetesi'nin ciltlenmiş Pozantı nüshaları ve çalışanlarının çerçeveli resimleri bulunmaktadır.
Mücahitler Odası: Gani Girici'nin ve bazı mücahitlerin portreleri, Gani Girici' ye ait madalya ve Atatürk'ün ölüm anına, 9:05'e ayarlanarak durdurulmuş bir saat bulunmaktadır.
Oturma Odası: Cevizden sandalye, nargile, madeni mangal, kilim ve halılar bulunmaktadır.
Hatay Odası: Atatürk Adana'ya geldiğinde, Ayşe Fıtnat hanımın başkanlığında bir grup Fransız işgalindeki Hatay'dan gelerek Atatürk' ün huzuruna çıkmış ve ona siyah gül hediye etmiştir. Buna karşılık, Atatürk de "Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde kalamaz." demiştir. Bu olayı anlatmak için mankenler konmuştur. Ayrıca ceviz oymalı sehpa, Türk bayrağı ve Hatay'dan gelen heyetin çeşitli boylarda fotoğrafları bulunmaktadır.
Silah Odası: Cins ve ebatları değişik tüfekler, tabancalar, paşa apoleti, Atatürk' ün doğduğu evin maketi, Anıtkabir'e Osmaniye'den giden taşın numunesi ve vitrin içerisinde çeşitli yıllara ait madeni paralar bulunmaktadır.
Yaver Odası: Atatürk'ün yaverinin kaldığı oda içerisinde pirinç karyola, sim ve gümüş işlemeli yatak örtüsü, ceviz kaplamalı elbise dolabı, madeni ibrik ve leğen bulunmaktadır.
Kuva-yi Milliye Odası: Atatürk, İsmet İnönü ve Kuva-yi Milliye döneminde emeği geçen ve Kuva-yi Milliye hareketini başlatanların büstleri bulunmaktadır. Atatürk Müzesi pazartesi günleri hariç diğer günler ziyarete açıktır. Türk öğrenci ve askerleri müzeyi ücretsiz olarak ziyaret etmektedirler.
GELENEKSEL KUTLAMALAR:
Aşık Ferrahi'yi Anma Törenleri
Ceyhan İlçesi Kıvrıklı Köyü
21-22 Nisan
Atatürk'ün Adana'ya Gelişi
İl Merkezi
15 Mart
Festivaller:
Karakucak Güreş Festivali
Kadirli
25-26 Mayıs
Altın Koza Film Festivali
İl Merkezi
14-25 Eylül
İmamoğlu Şeftali Festivali
İmamoğlu
Haziran Ayı İçinde
Kızıldağ Karakucak Güreş Festivali
Karaisalı
Kiraz Festivali
Saimbeyli
20-22 Haziran
Şenlikler:
Kültür Şenliği
İl Merkezi
4-14 Ekim
25 Nisan Çocuk Şenliği
İl Merkezi
25-30 Nisan
Adana'nın Kurtuluş Şenlikleri
İl Merkezi
5-12 Ocak
Güneysu Şiir Şöleni
Osmaniye
Nisan 2. Pazar
Karaoğlanoğlu Koşusu
Osmaniye
20 Temmuz
Kuvva-i Milliye Teşkilatının Kurtuluşu ve Çukurova'da İlk Milli Mücadele Hareketinin Başlatılması
Karaisalı
1 Nisan
Almanya'nın Memingen Şehri Belediyesi ile Karataş Belediyesinin Kardeş Belediyeler İlan Edilmesi
Kutlamaları
Karataş
23-26 Nisan
Önemli Haftalar:
Uluslararası Karacaoğlan Kültür ve Sanat Haftası
İl Merkezi ve Feke İlçesi
20-25 Kasım
Orhan Kemal Haftası
İl Merkezi
3-9 Haziran
Kurtuluş Günleri:
Adana'nın Kurtuluş Günü
Adana
5-12 Ocak
Ceyhan'ın Kurtuluş Günü
Ceyhan
6 Ocak
Osmaniye'nin Kurtuluş Günü
Osmaniye
7-8 Ocak
Kadirli'nin Kurtuluş Günü
Kadirli
7 Mart
Feke'nin Kurtuluş Günü
Feke
22 Mart
Karaisalı'nın Kurtuluş Günü
Karaisalı
1 Nisan
Pozantı'nın Kurtuluş Günü
Pozantı
25 Mayıs
Kozan'ın Kurtuluş Günü
Kozan
2 Haziran
Saimbeyli'nin Kurtuluş Günü
Saimbeyli
18 Ekim
Düziçi'nin Kurtuluş Günü
Düziçi
28 Mart
Müze binası, Seyhan Caddesi üzerinde 19.yy. da yapılmış geleneksel Adana evlerindendir. İki katlı, çıkmalı, kırma çatılı, kâgir bir yapıdır. Bu özellikleri nedeniyle yapı Bakanlıkça "Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı" olarak tescil edilmiş ve koruma altına alınmıştır. 15 Mart 1923'te Atatürk eşi ile birlikte Adana'ya geldiğinde, Ramazanoğulları'ndan Suphi Paşa'ya ait olan bu binada ağırlanmışlardır. Bina Atatürk Bilim ve Kültür Müzesi Koruma ve Yaşatma Derneği'nce zamanın Kolordu Komutanı Bedrettin Demirel'in önderliği ve halkın yardımıyla kamulaştırılıp restorasyonu yapılmış ve 1981 yılında Müze Müdürlüğü'ne bağlı bir müze olarak hizmete açılmıştır.
Atatürk'ün Adana'ya gelişi her yılın 15 Martında resmî törenle bu binada kutlanmaktadır.
http://www.discoverturkey.com/images3/adana-m-ata-03.jpg
Alt Kat
Çalışma Odası: Kurtuluş Savaşı sırasında ve sonraki yıllarda çıkan yerel gazetelerden Yeni Adana, Türk Sözü, Çukurova, Dirlik gazetelerinin yer aldığı bölümdür.
Kütüphane: Osmanlıca ve Türkçe (Latin harfleriyle) yazılı 2000'e yakın kitap vardır. Kitapların çoğu bağış yoluyla sağlamıştır.
Üst Kat
Sofa: Emekli subay Nevzat Duruak tarafından yapılmış olan Atatürk'ün mumdan heykeli yer almaktadır.
Yatak Odası: Pirinç karyola, sim işlemeli yatak, masa örtüsü, ayrıca Maraş işi iki koltuk ve elbise dolabı bulunmaktadır.
Çalışma Odası: Maraş işi koltuk, masa, sandalye, telefon, dolap ve Atatürk' ün portresi bulunmaktadır.
Basın Odası: Vitrin içerisinde Yeni Adana Gazetesi'nin ciltlenmiş Pozantı nüshaları ve çalışanlarının çerçeveli resimleri bulunmaktadır.
Mücahitler Odası: Gani Girici'nin ve bazı mücahitlerin portreleri, Gani Girici' ye ait madalya ve Atatürk'ün ölüm anına, 9:05'e ayarlanarak durdurulmuş bir saat bulunmaktadır.
Oturma Odası: Cevizden sandalye, nargile, madeni mangal, kilim ve halılar bulunmaktadır.
Hatay Odası: Atatürk Adana'ya geldiğinde, Ayşe Fıtnat hanımın başkanlığında bir grup Fransız işgalindeki Hatay'dan gelerek Atatürk' ün huzuruna çıkmış ve ona siyah gül hediye etmiştir. Buna karşılık, Atatürk de "Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde kalamaz." demiştir. Bu olayı anlatmak için mankenler konmuştur. Ayrıca ceviz oymalı sehpa, Türk bayrağı ve Hatay'dan gelen heyetin çeşitli boylarda fotoğrafları bulunmaktadır.
Silah Odası: Cins ve ebatları değişik tüfekler, tabancalar, paşa apoleti, Atatürk' ün doğduğu evin maketi, Anıtkabir'e Osmaniye'den giden taşın numunesi ve vitrin içerisinde çeşitli yıllara ait madeni paralar bulunmaktadır.
Yaver Odası: Atatürk'ün yaverinin kaldığı oda içerisinde pirinç karyola, sim ve gümüş işlemeli yatak örtüsü, ceviz kaplamalı elbise dolabı, madeni ibrik ve leğen bulunmaktadır.
Kuva-yi Milliye Odası: Atatürk, İsmet İnönü ve Kuva-yi Milliye döneminde emeği geçen ve Kuva-yi Milliye hareketini başlatanların büstleri bulunmaktadır. Atatürk Müzesi pazartesi günleri hariç diğer günler ziyarete açıktır. Türk öğrenci ve askerleri müzeyi ücretsiz olarak ziyaret etmektedirler.
GELENEKSEL KUTLAMALAR:
Aşık Ferrahi'yi Anma Törenleri
Ceyhan İlçesi Kıvrıklı Köyü
21-22 Nisan
Atatürk'ün Adana'ya Gelişi
İl Merkezi
15 Mart
Festivaller:
Karakucak Güreş Festivali
Kadirli
25-26 Mayıs
Altın Koza Film Festivali
İl Merkezi
14-25 Eylül
İmamoğlu Şeftali Festivali
İmamoğlu
Haziran Ayı İçinde
Kızıldağ Karakucak Güreş Festivali
Karaisalı
Kiraz Festivali
Saimbeyli
20-22 Haziran
Şenlikler:
Kültür Şenliği
İl Merkezi
4-14 Ekim
25 Nisan Çocuk Şenliği
İl Merkezi
25-30 Nisan
Adana'nın Kurtuluş Şenlikleri
İl Merkezi
5-12 Ocak
Güneysu Şiir Şöleni
Osmaniye
Nisan 2. Pazar
Karaoğlanoğlu Koşusu
Osmaniye
20 Temmuz
Kuvva-i Milliye Teşkilatının Kurtuluşu ve Çukurova'da İlk Milli Mücadele Hareketinin Başlatılması
Karaisalı
1 Nisan
Almanya'nın Memingen Şehri Belediyesi ile Karataş Belediyesinin Kardeş Belediyeler İlan Edilmesi
Kutlamaları
Karataş
23-26 Nisan
Önemli Haftalar:
Uluslararası Karacaoğlan Kültür ve Sanat Haftası
İl Merkezi ve Feke İlçesi
20-25 Kasım
Orhan Kemal Haftası
İl Merkezi
3-9 Haziran
Kurtuluş Günleri:
Adana'nın Kurtuluş Günü
Adana
5-12 Ocak
Ceyhan'ın Kurtuluş Günü
Ceyhan
6 Ocak
Osmaniye'nin Kurtuluş Günü
Osmaniye
7-8 Ocak
Kadirli'nin Kurtuluş Günü
Kadirli
7 Mart
Feke'nin Kurtuluş Günü
Feke
22 Mart
Karaisalı'nın Kurtuluş Günü
Karaisalı
1 Nisan
Pozantı'nın Kurtuluş Günü
Pozantı
25 Mayıs
Kozan'ın Kurtuluş Günü
Kozan
2 Haziran
Saimbeyli'nin Kurtuluş Günü
Saimbeyli
18 Ekim
Düziçi'nin Kurtuluş Günü
Düziçi
28 Mart
0 yorum: