şansını mı denemek istiyorsun? öyleyse, rastgele bir yazıyı okumaya ne dersin?

HATAY

www.hatay.gov.tr

VALİ GÖBEĞİ http://www.akut.org.tr/Portals/0/AkutAnadoluTir2004/300x190Kucuk/hatay.jpg

HATAYIMIN MEŞHUR KÜNEFESİ(TEL KADAYIFI)
http://img.blogcu.com/uploads/sugarreed_kunefe.jpg

İŞTE HATAYIN TARİHÇESİ VE HATAY DEVLETİ OLDUĞU DÖNEMLER
HATAY DEVLETİ
http://www.hatay.pol.tr/images/tarih/htydevbayrak2.jpg http://www.hatay.pol.tr/images/tarih/pul.gif

Hatay Devleti Milletvekilleri
ANTAKYA
- ABDULGANİ TÜRKMEN
- Dr.VEDİ BİLGİN

- SUPHİ BEREKET
- VEDİ MÜNİR KARABAY

- A.HİKMET CELAL (ERBAYIR)
- İZZET ZEKERİYA (GÜÇLÜ)

- ALİ MISIRLI
- NURİ AYDIN (KONURALP)

- MEHMET KAMİL (KARSULU)
- MEHMET SAİT TÜLEYLİ

- SÜLEYMAN TÜHANİ
- MEHMET KÖSEDİYAP

- SELİM MAHMUT (ŞAHİN)
- SALİH GÜZEL

- AGOP DAVİDYAN
- Dr. BASİL HURİ

- MUSTAFA FANSA ( Hacıpaşalı )
- SAMİH AZMİ (EZER)

- Dr.İBRAHİM İNAL
- BEKİR SITKI KUNT

- MEHMET ADALI
- HASAN ALİ DAVUD

- ZEYNELABİDİN CİLLİ
- İSA KAZANCIYAN

- HACI RAZZUK ( Baksanuslu )

İSKENDERUN
- BOSTAN MERCAN
- ABBAS ÜLKÜ

- HAMDİ SELÇUK
- DAVUT ŞEYH MEHMET REYHANİ

- AHMET CELAL ABDÜLHAMİT
- MARSEL BALİT

- MİHRAN KEŞİŞYAN
- KAMİL ZÜREYK

KIRIKHAN
SEYDİ OĞUZ
- ARİF HİKMET SÜRA
- BAHRİ BAHADIRLI
- CEVAT ABALI
- ABDURRAHMAN MURSAL
- ABDULLAH MURSAL
- HAÇADUR KARABACAKYAN

2 Eylül 1938 günü Hatay Devleti’nin kuruluş günüdür.
Hatay Devleti Millet Meclisi o gün Antakya’da Gündüz Sineması’nda toplandı. Meclis Başkanlığına Abdulgani Türkmen, Devlet Reisliğine Tayfur Sökmen seçildi. Milletler Cemiyeti belgelerinde “İskenderun Sancağı” olarak yer alan devletin adı “Hatay” olarak kabul edildi.

Hatay Millet Meclisi'nin ilk toplantısını yaptığı Gündüz Sineması
http://www.hatay.pol.tr/images/tarih/meclisbinasi.jpg

Hatay Millet Meclisi ReisiABDULGANİ TÜRKMEN
http://www.hatay.pol.tr/images/tarih/aganiturkmen.jpg

Hatay Devlet Reisi TAYFUR SÖKMEN
http://www.hatay.pol.tr/images/tarih/tayfursokmen.jpg

5 Eylül 1938 günü Devlet Reisi Tayfur Sökmen Dr. Abdurrahman Melek’i başvekil olarak görevlendirdi

HATAY HÜKÜMETİ ÜYELERİ: ( Soldan sağa ) Kemal ALPAR, Cemil YURTMAN,
Dr. Abdurrahman MELEK, Cemal BAKI, Ahmet Faik TÜRKMEN
http://www.hatay.pol.tr/images/tarih/htydevletiuyeleri.jpg

Hükümet, Meclisin 6 Eylül 1938 günkü oturumunda güvenoyu aldı. Aynı gün Sancak Anayasası “Hatay Anayasası” olarak kabul edildi ve devletin adı Anayasada“HATAY DEVLETİ” olarak yer aldı. Türk çoğunluğuna dayanan bu devletin idare şekli Cumhuriyet, merkezi Antakya idi. Yine aynı gün Hatay Bayrağı Kanunu kabul edildi (Bayrak, Atatürk’ün çizdiği bayraktı) ve bu bayrak bando eşliğinde törenle Meclis binasına çekildi . Tören sırasında 11 pare top atıldı

7 Eylül 1938 günü Türk İstiklal Marşı, Hatay Devleti’nin de milli marşı olarak kabul edildi, Meclis hükümete kanun hükmünde kararnameler çıkarıp uygulama yetkisi verdi ve Meclis tatile girdi

HATAY MİLLET MECLİSİ TOPLANTI HALİNDE
http://www.hatay.pol.tr/images/tarih/toplanti.jpg

Hatay Devleti döneminde, Milletler Cemiyeti Mandalar Kanunu ve M.C.Konseyi kararı gereği Fransız Delege Kolonel Collet, Milletler Cemiyeti’nin 1922’de mandater tayin ettiği ( ve şimdi sadece bir garantör durumunda olan) Fransa’nın temsilcisi olarak Antakya’da görevini sürdürüyor, Antakya Kışlasında da sembolik bir Fransız askeri birliği bulunuyordu. Ama ne Delege’nin bir etkisi, ne de askeri birliğin bir fonksiyonu vardı. Hatay bağımsız olmakla birlikte, manda statüsü gereği, zorunlu olarak Fransız mandası altındaki Suriye ile aynı sınırlar içinde yer almaktaydı.

20 Ekim günü Suriye’ye bağlı olarak yönetilen İskenderun gümrüklerine el konuldu ve Hatay Devletine devri için işlemler başlatıldı. Buna karşılık aynı gün gece yarısı Fransızlar ve Suriyeliler Hatay’ın Suriye sınırını kapattılar. Türkiye sınırı da kapalı olduğundan Hatay ortada adeta hapsolunmuştu. Ekonomik hayatın felç olması tehlikesi ortaya çıktı. Aynı gece Tayfur Sökmen’in emriyle, sınırdaki Suriye karakollarına karşılık olarak karakollar kuruldu. Ertesi gün Hatay Devleti de Suriye sınırını kapattı. Gümrüklerin devri 21 Ekim günü tamamlandı. Aynı gün Tayfur Sökmen Kolonel Collet’nin sınırı açma teklifini reddetti. İki gün sonra Türkiye Hatay sınırını açtı. Ticari ilişkiler başladı.

1 Kasım günü Türkiye’den gelecek mallar gümrük resminden muaf tutuldu.
Hatay Meclisi 1. devre 2. içtima dönemine 1 Kasım 1938’de Meclis, Millet Meclisi binası olarak düzenlenen Hükümet Konağı’nda toplandı. Çalışmalar devam ederken Hatay 10 Kasım günü Atatürk’ün ölüm haberiyle sarsıldı. Bayraklar yarıya indi., çarşılar kapandı. Okullar tatil edildi. Minarelerde selalar verildi, kiliseler çanlarını çaldı. Bir ay milli matem ilan edildi. Atatürk’ün cenaze töreni için 10 milletvekilinden oluşan bir heyet Türkiye’ye gitti

1 Aralık 1938’de Hatay ürünlerinin Türkiye’ye gümrüksüz girmesi kabul edildi. Bunun ardından Türkiye’den Hatay’a pasaportsuz, sadece nüfus hüviyet cüzdanı ile girilmesi kabul edildi.

Hatay Devletinin merkezi Antakya idi. İdari bölünüşünde vilayet teşkilatı yer almamış, sadece kazalara (ilçe) yer verilmişti. Devletin kazaları ve nahiyeleri şöyle sıralanıyordu:
Kazalar Bağlı olan Nahiyeler
Antakya Karamurt, A.Kuseyr, Orta Kuseyr, Y.Kuseyr, Bityas, Süveydiye, Harbiye
İskenderun Belen, Arsuz
Ordu Bezge, Kesep
Kırıkhan Aktepe

Reyhaniye
16 Şubat 1939’da Hatay Millet Meclisi “Anavatan kanunlarının Hatay Kanunu olarak aynen kabul edilmesi” teklifini kabul etti. Şubat ayı maaşları ilk defa Türk parası ile ödendi. 13 Mart’ta Türk parası Hatay’ın da resmi parası olarak kabul edildi.

16 Haziran 1939 günü T.B.M.M.’inde “Türkiye ile Hatay arasındaki bütün mali, iktisadi ve idari hükümlerin kaldırılması” kabul edildi. Böylece Meydanıekbez - Payas arasındaki sınır geçersiz oluyordu
Saint PierreKentin kuzeydoğusunda, Reyhanlı çıkışının yakınında bulunan bu mağara-kilise, Antakya’da Hıristiyanlığın yayılma döneminden kalan tek yapıdır. Stauris (Hac) Dağı’nın eteğinde, eni 9.5 m, derinliği 13 m., yüksekliği 7 m. Olan bu mağarada, St. Paul. St. Pierre ve Barnabas ilk Hıristiyan cemaat ile toplanıp onlara vaaz vermişlerdir.
Döşemesinde. V. Yüzyıla ait mozaik parçaları ile sunağın sağındaki duvarda bir zamanlar duvarı tümü ile kaplayan fresklerden kalan izler bulunmaktadır. Sunağın sol tarafında kilisenin içine açılan tünel, bir baskın sırasında cemaatin dağa kaçarak gizlenmesine yarıyordu.
Haçlılar döneminde birkaç metre daha uzatılan kilise. İki kemerle ön cepheye bağlandı. Doğulu bir ifade taşıyan ve yerel malzeme ile yapılmış olan ön cephe, 1863 yılında Papa IX. Pius’un isteği ile Kapuçin rahipleri tarafından restore edilmiş, bu faaliyete III. Napolyon da yardımda bulunmuştur.
Eskiden bir cephesinin bir revak ile korunduğu sol taraftaki izlerden anlaşılmaktadır. Öndeki bahçe birkaç yüzyıl mezarlık olarak kullanılmıştır. Kilisenin içinde, sunağın çevresinde de mezarlar bulunmaktadır. Dünyanın ilk katedrali kabul edilen ve 1963 yılında Papa IV. Paul tarafından Hıristiyanlar için Hac yeri olarak ilan edilen bu mağaracıkta, özellikle her yıl 29 Haziran günü, civardan ve uzak illerden gelen din adamları ve kalabalık bir cemaatin katıldığı ayin yapılır. Her yıl yapılan bu törenlere Vatikan’dan temsilci katılmaktadır.
http://www.hatay.pol.tr/images/tarih/stpierre.jpg

Titus Tüneli
Samandağ ın 5 Km. kuzeyinde denize hakim yamaçlarda M.Ö. 300 yıllarında Seleuykos Nikator tarafından kurulan ve kurucusunun adı ile anılan şehirdir. Şehrin, dağın hemen bitiminde , dağdan gelen derelerin ağzında bir iç limanı vardı. Sellerin bu limanı Doldurması tehlikesi ortaya çıkınca imparator Vespasianus zamanında dağ delinerek bir tünel açılması kararlaştırıldı tünel Titus zamanında tamamlandı ve derenin önü bir duvarla kapatılarak sel suları , yüksekliği 7 mt. genişliği 6 mt olan bu tünel vasıtası ile uzaklara akıtıldı , böylece limanın dolması engellenmiş oldu. 130 mt si tünel , kalanı açık kanal halinde olan tünelin uzunluğu girişten Çevliğe kadar 1380 mt. dir

Tünelin deniz tarafındaki girişine göre sağ tarafta , 100 Mt. kadar uzaklıkta kaya mezarları vardır burada kayalara oyulmuş mağaraların içinde bulunan çok sayıda mezarın en çok ilgi çekeni , çukurun tabanındaki geniş mağaradır. içinde çok sayıda mezar bulunan bu mağara diğerlerinden farklı yapılmış yüksek ve gösterişli bir mezar yüzünden halk arasından ''Beşikli Mağara'' olarak anılmaktadır
Antik şehrin yerleşim yerinin yukarı kısımlarında tapınak kalıntılarına da rastlanır , bunlardan başka , Mağaracık köyü civarında da çok sayıda mağara vardır.
http://www.hatay.pol.tr/images/tarih/titus.jpg

Çelik Kaya Mezarı:
Vespasianus-Titus tünelinin yakınındadır. Roma dönemine ait olan ve kalker oyulmuş 12 kaya oyulmuş 12 kaya mezarı vardır. Bunlardan Beşikli Mağara adıyla anılan mezarın bulunduğu mağara en geniş ve en ünlüsüdür.
http://www.hatay.pol.tr/images/tarih/besikli.jpg

Harbiye (Daphne) :
Hatay’ın çağlayanlar bölgesi olan Harbiye, 6 km.’lik bir yolla Antakya’ya bağlanır. Şelaleleri ile çok serin olduğundan yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği bir mesire yeridir. Platonun güneyinden fışkıran kaynaklar, çeşitli şelaleleri meydana getirdikten sonra Asi nehrine karışırlar. Bu şelalelerin Antik çağdaki isimleri Kastalia, Pallas ve Saramanna’dır.

Harbiye’de yapılan arkeolojik araştırmalardan anlaşılacağı üzere, kazı neticesinde elde edilen buluntulardan M.Ö. 4500-3000 tarihinden itibaren yerleşim yeri olarak kullanıldığı bilinmektedir
Hellenistik ve Roma devrinde zengin halk kesimi, Antik çağda da bir mesire yeri olarak kullanılabilmesi için büyük malikaneler ve villalar yaptırmışlardır. Makedonya Kralı büyük İskender’in generallerinden I. Seleucus Nikator Antakya’ya kurarken burayı da imar etmeyi ihmal etmemiştir.

Asıl gelişme Helenistik devri krallarından Antiochus Epiphanos zamanında olmuştur. Bu devirde Apollon mabedi inşaa edilmiştir.

Roma çağında ilk önce İmparator Pompeus imara başlamış daha sonra diğer imparatorlar tarafından hamamlar, büyük villalar inşaa edilmiş.

Antik çağda bütün Yakındoğu’da Apollo adına düzenlenen yarışlar ve oyunlarla ün kazanan bu yer 1268’de Memlukluların eline geçtikten sonra bir daha eski parlak dönemine erişememiştir.
http://www.hatay.pol.tr/images/tarih/harbiye.jpg

Hatay Arkeoloji Müzesi:
Hatay’da ilk bilimsel kazı çalışmaları 1932 yılında başlamıştır. Çalışmaların ilk yıllarında çeşitli ve kıymeti büyük olan tarihi eserlere rastlanması bir müze kurulması fikrini doğurmuştur.

O yıllarda Fransız idaresinde bulunan Hatay’da M.Mişel Booşer tarafından hazırlanan bir proje ile çıkan eserlere göre bir müze hazırlanmıştır. 1939 yılında tamamlanan müzede 3 ayrı bilim heyetinin yaptığı hafriyatlar sonucunda çıkan eserler toplanmıştır.
Müze 23 Temmuz 1948’de Hatay’ın kurtuluş bayramında ziyarete açılmıştır.

1974 yılında Müzeye yeni salonlar eklenmiştir. Müze yöredeki kazılardan elde edilen çeşitli tarihi eserlerin yanında Dünyanın 2. Büyük Mozaik Müzesidir.

Müzede ; 18.100 parça Arkeolojik eser, 1.050 etnografik eser, 13.820 sikke, 1.347 mühür olmak üzere toplam 34.317 eser bulunmaktadır.

Müzedeki Mozaikler 2. ve 5.yy'lar arası Roma ve Bizans dönemlerini kapsayıp, mitolojik olaylar ve kişiler sembolize edilmektedir.
http://www.hatay.pol.tr/images/tarih/mozaik.jpg

İssos:
Dörtyol-Erzin arasındadır. İskenderun-Adana karayolunun sol yakasında yer alır. Yoldan görülür. Çevrede su depoları, kemerler, tapınak ve Cenevizlerden kaldığı sanılan bir kale ve liman kalıntıları vardır.

Payas, Antik dönemde Baias adıyla bilinmektedir. 2. Selim, Sokullu Mehmet Paşa’yı burada derbent yönetimi kurmakla görevlendirmiştir. Evliya Çelebi, Hac yolu üstündeki Payas’ta 850 ev bulunmaktadır. Burada, Cenevizlilerden kaldığı sanılar bir kale ve liman kalıntısı bulunmaktadır.
http://www.hatay.pol.tr/images/tarih/issosson.jpg

Sokullu Külliyesi:
Payas’ta Sokullu Külliyesi’nin batısındadır. Burada eskiden harap bir kale vardı. Sahilde inşa edilen Payas Limanı ile tersanenin güvenliği için 1567 yılında kale ve hendeği tamamen sökülerek yeniden yapıldı. Yapımı 1571 yılında tamamlandı. Son yüzyıl içinde hapishane olarak kullanıldı.
http://www.hatay.pol.tr/images/tarih/sakullukul.jpg

Bakras Kalesi:
Bakras Kalesi, Antakya-İskenderun yolu 27. km.si üzerinde bulunan Bakras Köyü’nün üst tarafındadır. Kale köy yolunun batısında, dağların arasında sarp bir tepe üzerinde yapılmıştır. Strabon’un bu kaleden bahsettiğine bakılırsa, tarihi çok eski olmalıdır. Kale önceleri Belen geçidinin girişini, Antakya kurulduktan sonra ise Seleukos başkentini koruma gayesine hizmet etti.
Haçlılar döneminde de Antakya Prensliği’nin kuzeyde en önemli savunma noktasıydı. Birkaç defa el değiştirdikten sonra Templier Şövalyeleri’nin eline geçen kale 1268 yılında Baybars tarafından kuşatılarak zaptedildi. Birkaç katlı ve bir alay askeri barındıracak büyüklükte olan kale genel olarak harap olmaya yüz tutmuş olmakla birlikte bir çok mekanı sağlam durmaktadır.

http://www.hatay.pol.tr/images/tarih/bakras.jpg

ANTAKYA'DAN RESİMLER:
http://img181.imageshack.us/img18/5128/31447334antakyabridgeinah7.jpg
http://img223.imageshack.us/img22/9186/31447426antakyastreetscun0.jpg
http://img223.imageshack.us/img223/3816/43650489antakya8021su3.jpg
http://img253.imageshack.us/img253/6816/43650494antakya8034yo5.jpg
http://img253.imageshack.us/img253/1254/43650502antakya8132zq6.jpg
http://img253.imageshack.us/img253/8532/43650503antakya8133hm2.jpg


SAİNT PİERRE KİLİSESİ:
St. Pierre Kilisesi

Kentin kuzeydoğusunda. Reyhanlı çıkışının yakınında bulunan bu mağara-kilise, Antakya’da Hıristiyanlığın yayılma döneminden kalan tek yapıdır. Stauris (Hac) Dağı’nın eteğinde, eni 9.5 m, derinliği 13 m., yüksekliği 7 m. Olan bu mağarada, St. Paul. St. Pierre ve Barnabas ilk Hıristiyan cemaat ile toplanıp onlara vaaz vermişlerdir.

Döşemesinde. V. Yüzyıla ait mozaik parçaları ile sunağın sağındaki duvarda bir zamanlar duvarı tümü ile kaplayan fresklerden kalan izler bulunmaktadır. Sunağın sol tarafında kilisenin içine açılan tünel, bir baskın sırasında cemaatin dağa kaçarak gizlenmesine yarıyordu.

Haçlılar döneminde birkaç metre daha uzatılan kilise. İki kemerle ön cepheye bağlandı. Doğulu bir ifade taşıyan ve yerel malzeme ile yapılmış olan ön cephe, 1863 yılında Papa IX. Pius’un isteği ile Kapuçin rahipleri tarafından restore edilmiş, bu faaliyete III. Napolyon da yardımda bulunmuştur.

Eskiden bir cephesinin bir revak ile korunduğu sol taraftaki izlerden anlaşılmaktadır. Öndeki bahçe birkaç yüzyıl mezarlık olarak kullanılmıştır. Kilisenin içinde, sunağın çevresinde de mezarlar bulunmaktadır. Dünyanın ilk katedrali kabul edilen ve 1963 yılında Papa IV. Paul tarafından Hıristiyanlar için Hac yeri olarak ilan edilen bu mağaracıkta, özellikle her yıl 29 Haziran günü, civardan ve uzak illerden gelen din adamları ve kalabalık bir cemaatin katıldığı ayin yapılır. Her yıl yapılan bu törenlere Vatikan’dan temsilci katılmaktadır.

Müzedeki mozaikler, Bizans ve Roma dönemlerini kapsayıp. Mitolojik olaylar ve kişiler sembolize edilmektedir.

HARON (Cehennem Kayıkçısı)
Haron, St. Pierre Kilisesinin 20 m. uzağındadır. Burada kayalara oyulmuş dev bir büst bulunmaktadır. Büst, başında örtü bulunan tamamlanmış kabartma bir insan portresidir. Ba kabartma Antiochus zamanında bir veba salgını sırasında yapılmıştır. Çok sayıda insanın ölümüne yol açan salgını önlemek için bir kahine danışılmış ve onun tavsiyesi üzerine dağa şehre yüksekten bakan bir mask oyularak üzerine ölümleri önleyecek sözler yazılmıştır. Günümüzde bu yazılar mevcut değildir.

http://www.roxanephoto.com/turquie/antakya/images/antakya46.jpg

http://www.roxanephoto.com/turquie/antakya/images/antakya47.jpg

http://www.arsuzotel.com/images/aktivite/saint4k.jpg




0 yorum: