şansını mı denemek istiyorsun? öyleyse, rastgele bir yazıyı okumaya ne dersin?

IĞDIR

http://www.igdir.gov.tr/resim/harita2.jpg

Coğrafi Genel BilgileriYüzölçümü 3.588 Km.yi bulan bölgenin Ermenistan ile hududunu boydan boya Aras Nehri teşkil etmekte olup, hattı 51 km.dir. İl, Dünya coğrafyasında eşine ender rastlanabilecek bir özelliğe sahiptir. Bir yandan yurdumuzun en büyük ve dünyanın sayılı büyük dağlarından biri olan büyük Ağrı Dağı''nın 5165 metre yüksekliğindeki buzullarla kaplı sivri tepeleri ile diğer taraftan yüksek Doğu Anadolu platosunda ortalama rakımı 800-900 metre arasında değişen ve turunçgiller ile zeytin dışında her türlü meyve ve sebzenin bolca yetiştirilebildiği bereketli Sürmeli (Aras) çukurunu

bünyesinde iç içe barındırmaktadır. İlin güneyinde yükselen Ağrı Dağı''nın zirvesindeki kar ile ovada yetişen pamuğun rengi soğuk ve sıcağı adeta yan yana getirmektedir. Bu özellikleri onu, yurt sathında "Doğunun Çukur ovası" olarak tanınmasını sağlamıştır.

Doğu Anadolu gibi yüksek platolar ve dağlık bölgelerin geniş yer kapladığı bir bölgede bulunan İl, gerek iklim, gerekse toprak ve bitki örtüsü gibi tabii çevre özellikleri bakımından oldukça farklı özellikler gösterir.

Bölge, Aras Nehri''nin birtakım birleşme boğazları ile birbirlerine bağladığı depresyonlardan (çöküntülerden) birisini oluşturur. Ancak, bu depresyon bölgesi, Aras nehri ve bu nehrin yatağı boyunca geçen Türkiye-Ermenistan sınırı tarafından hemen hemen iki eşit parçaya bölünmüştür. Sınırlarımız dışında kalan Erivan (Revan) ovası ile Iğdır Ovası''nın birlikte oluşturduğu bu depresyon bölgesinin tümüne "Sürmeli çukuru" da denilmektedir. Fakat yörede bu çukurluğun sınırlarımız içerisinde kalan kısmına "Sürmeli Çukuru", Ermenistan sınırları içerisinde kalan bölümüne ise "Sahat çukuru" adı verilmektedir.

Sürmeli Çukuru, Arpaçay''ın Aras''la birleştiği Ergüder mevkiinden başlayıp, Aras nehrinin ülkemiz sınırlarını terk ettiği Türkiye-İran-Nahcıvan sınırlarının birleşme noktasına kadar devam eder. Yükseltisi, batıdan-doğuya ve güneyden-kuzeye doğru azalan bu çukurluğun merkezinde Iğdır şehri kurulmuştur.

Aras nehri boyunca doğu-batı doğrultusunda uzanan Iğdır Ovası, Batı Iğdır, Doğu Iğdır ve Dil Ovası’ndan oluşmaktadır. Iğdır Ovası''nın güneydoğuya doğru bir uzantısı durumunda olan Dil Ovası (Dil Ucu), aynı zamanda ülkemizin en doğu uç noktasını (44 48'') oluşturur.

Bölgenin güneyinde, kabaca batı-doğu doğrultusunda uzanan Orta Toroslar''ın uzantısı ve Munzur dağlarıyla başlayıp Karasu-Aras dağlarıyla devam eden dağlık kütlenin doğudaki bölümü yer almaktadır। Bu bölüm üzerinde yer alan dağlar sırasıyla batıdan doğuya doğru Durak Dağı(2811) m), Zor Dağı (3.196 m), Pamuk Dağı (2.639 m) (Pamuk Dağı geçidi ile Büyük Ağrı Dağı’ndan ayrılan Pamuk Dağı ve Zor Dağı batısındaki Asma Geçidi ile Durak Dağlarından ayrılmaktadır. Pamuk Dağı ile Zor Dağları arasında Çilli Geçidi bulunur.) Büyük Ağrı Dağı (5.165 m) ve Küçük Ağrı Dağı (3.986 m) dağlarıdır. Türkiye''nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı, İran ile tabii bir sınır teşkil eder. Anadolu ile Asya''dan uzanan sıradağların bir nevi buluşma noktasıdır.

Coğrafi Durum - İklim Özellikleri
Iğdır Ovası ve çevresi, Türkiye ve Doğu Anadolu ölçüsünde kendine özgü iklim özellikleriyle “mikro klima” alanı içine girmektedir. Iğdır Rasat İstasyonunun 40 yıllık ölçümlerine göre, bu merkezde yıllık sıcaklık ortalaması 11.6. C°, yıllık ortalama sıcaklık farkı ise 29.2 C° kadardır. En yüksek sıcaklık değerlerine Ağustos 41.8 C°, en düşük sıcaklık değerlerine de Aralık ayında -30.3 C° rastlanmaktadır. Donlu günler sayısı 112.5 gün, yıllık ortalama yağış tutarı 257.6 mm. kadar olup, yağışların yarıdan fazlası 154.6 mm. ile ilkbahar ve yaz mevsimlerine isabet etmektedir. En az yağış ise 47.8 mm ile kış mevsiminde düşmektedir.

Yıllık ortalama sıcaklık değeri, 11.6 C° olarak tespit edilen Iğdır’ın çevre yerleşim birimlerinde ise bu değerler, Iğdır’ın yaklaşık 50 km. güneyinde bulunan Doğubeyazıtta 8.6 °C, 85 km. güneybatısın daki Ağrı’da 6.5 C° ve 130 km. kuzeybatısındaki Kars’ta 4.3 C° kadardır. Görüleceği gibi Iğdır Ova sı, çevresindeki yüksek dağlar ve plato bölgelerinden sıcaklık şartları bakımından belirgin bir şekilde ayrılmaktadır. Kısa mesafede sıcaklığın bu ölçüde değişmesi, topoğrafik yapıdan kaynaklanan yükselti farkının bir sonucu olarak düşünülebilir. Gerçekten de yaklaşık 1600- 1700 m. yüksekliklerde bulunan çevre yerleşim birimlerine göre İğ dır Ovası, 800-900 metre yük seklikte ve etrafı dağlarla çevrili bir havza konumundadır. Bunun yanında yıl içinde atmosfer
dolaşım şartları ve bölgeyi etkileyen hava kütleleri sıcaklık şartlarının ova ile çevre plato bölgesinde bu bakımdan farklı sonuçlar doğura cağı da gözden uzak tutulmamalıdır.

Ovada, genel olarak doğudan batıya doğru gidildikçe yıllık orta lama sıcaklık değerlerinde bir azalmanın olduğu dikkati çeker. Nite kim, Dil Ovasında bulunan DÜÇ. Rasat İstasyonu’nun ölçümlerine göre, 12.8 C° olan yıllık sıcaklık ortalaması, Iğdır’da 11.6 C°, Tuzluca ilçesinde ise 10.3 C° dolayına düşmektedir. Kuşkusuz, bunun sebebi olarak, doğudan batıya doğru yükseltinin az da olsa artmasını göstermek mümkündür.

İlde sıcaklığın mevsimlere göre dağılışı gözden geçirildiğinde ilginç bir durumla karşılaşılır. Aralık, Ocak ve Şubat aylarının sıcaklık ortalamasının fazla düşük

olmaması, bölgede zaman zaman görülen aşırı soğuklar hariç, kış mevsiminin fazla soğuk geçmediğini göstermektedir. İlkbahar mevsiminde sıcaklık ortalamasının 10.0 C°nin üstünde bulunmasından, bu mevsimde havanın ısınmaya başladığı anlaşılmaktadır. Yaz mevsimi sıcaklık ortalaması ise, 24.0 C°’nin üstüne çıkmaktadır. Bu bakımdan, özellikle bölgenin doğu kesiminde bulunan Aralık DOÇ. Rasat İstasyonuna ait yaz mevsimi ortalamasının 25 C°nin üstüne çıkması dikkat çekicidir. Bu değer, yurdumuzun güney ve batısındaki bazı istasyonların (Örneğin; Alanya 26.1 C°) değerlerine yakın bulunmaktadır. Sonbahar mevsiminin ortalama sıcaklık değeri ise, ilkbahar mevsimine benzerlik göstermektedir.

Bölgede, donlu günler sayısı, Kasım ve Mart aylarında 14 günü aşarken Aralık, Ocak ve Şubat aylarında 24 günün üzerine çıkmak tadır. Bu durumda don olaylarına kış mevsiminde sıkça rastlandığı söylenebilir. Nisan ve Ekim aylarında ise don olaylarına daha seyrek rastlanır.

Iğdır Rasat İstasyonunun 23 yıllık verilerine göre, bölgede yıllık yerel aktüel ortalama basınç, 916 m.b. ‘dır. Bölgede en fazla batı sektörlü rüzgar esmektedir. (SW, W, NW) Bunları, kuzeyden esenler takip etmekte ve en seyrek olarak da, doğu sektörlü rüzgar görülmektedir.

Nisan ayından itibaren bölgeyi etkisi altına alan ve yaz mevsimi boyunca sık esmeleri ile dikkat çeken kuzey, doğu, batı ve güney yönlü yağışsız sıcak hava tipleri mutlak yaz kuraklığına neden ol maktadır.

Iğdır Rasat İstasyonunun 16 yıllık ölçüm sonuçlarına göre, bölge de havanın yıllık ortalama bağıl nem değeri %63’ü bulmaktadır। Bağıl nem oranı, yıl içinde maksimuma aralık ayında (%73), mini muma da Temmuz ayında (%53) ulaşmaktadır.Yıllık toplam 98.8 açık güne sahip bulunan Iğdır’da, bu gibi günlerin yıl içinde en çok görüldüğü ay Ağustos (16.3 gün), en az görül düğü ay ise Nisan’dır (4.0 gün). Bölgede açık günler en fazla Haziran ile Ekim arasındaki devrede görülür. Buna karşılık yılda 65.8 günü bulan kapalı havalar, 10 günün üzerindeki ortalamasıyla en çok Aralık, Ocak ve Şubat ayların da görülmektedir.

Bitki Örtüsü
Bölgede, genel olarak depresyon alanı çevresinde yarı kurak iklim şartları, yüksek kesimlerde ise yarı nemli soğuk iklim şartları hüküm sürer. Bu özelliklere bağlı olarak ağaç yetiştirme sınırının altın da bulunan ve yarı kurak iklim şartlarının görüldüğü depresyon alanına step vejetasyonu, yüksek kesimlerde dağ stepi ve Alpin vejetasyonu mevcuttur. Bölge, iktisadi anlamda orman zenginliğinden büyük ölçüde yoksundur.

Ovanın, tuzlu-alkali topraklarında genellikle tuzcul bitkiler görülür. Bu vejetasyon, daha çok Doğu Iğdır ve Dil ovalarında yaygın dır. Söz konusu bu yörelerdeki çorak arazilerde genellikle “kazayağı” familyasına ait bitki türlerine rastlanır. Özellikle taban suyunun yüksek olduğu alanlarda ve bataklıklarda sazlık ve kamışlıklara rastlanır, Aras nehri kıyısında elverişli bir yerleşme ortamı bulan söğüt ve yabani iğde ağaçları, su taşkınlarının etkilerinin azaltılmasında yardımcı olurlar.

Büyük ve Küçük Ağrı Dağları nın kuzey ve kuzeydoğu eteklerin de, Aralık ilçesi dolaylarında kumcul bitkiler yaygın olarak görülür. Büyük Ağrı Dağının kuzey kesimlerinde geniş yer kaplayan ve yer yer alüvyonlar üzerine kadar akmış bulunan genç bazalt örtüsü üzerinde çok fakir bir bitki örtüsü nün varlığı dikkati çeker. Yine adı geçen dağların kuzey yamaçların da huş ve titrek ağaçcıklarına rastlanır.

Iğdır Ovası, prehistorik (tarih öncesi) çağlardan bu yana önemli bir yerleşim merkezi olduğundan, kültürel faaliyetler doğal vejetasyonu önemli ölçüde değiştirmiş ve ovanın geniş bir bölümü tarım alanı haline gelmiştir. Ovanın sulana bilen kısımlarında, genellikle endüstri bitkileri ve meyvecilik faaliyetleri ön plandadır.
Toprak Özellikleri
Genetikleri yönünden “azonal” topraklar sınıfına giren ova topraklarında hakim olan formasyon bazalttır. Bazaltlar üstünde, muhtelif zamanlarda farklı yerlerden taşınmak suretiyle alüvyal karakterli toprak örtüsü hasıl olmuştur. Batı ve güneydeki yamaç araziler “kolüvyal” karakterlidir. Aras nehri nin, Iğdır Ovası topraklarının bünyesi üzerinde büyük etkisi olmuştur. Geçmiş devirlerde taşkınlar ve Aras nehrinin yatak değiştirmelerine bağlı olarak kil, silt, kum ve değişik bünyede topraklar oluşmuştur. Ovada granüler yapıda olan topraklarda geçirgenlik, su tutma kapasitesi ve havalandırma gibi özelliklerin elverişli oluşuna karşılık, diğer yapılardaki topraklarda bu özellikler zayıftır. Bütünüyle farklı hususiyetler gösteren ova topraklarında kilden
çakıla kadar her çeşit bünyeye rastlanmaktadır. Ancak, taban arazilerde kök bölgesi ve kök bölgesinin altında genellikle ağır ve orta bünyeli, yamaçlarda ise hafif ve çok hafif bünyeli topraklar yaygın durumdadır. Ovanın çeşitli kısımlarında üst ve alt toprakların ağır veya orta bünyede bulunmasına karşılık, dağ yamaçlarına ve Aras nehrine doğru yaklaşıldıkça hafif bünyeli topraklar ağırlık kazanmaktadır. Ova topraklarının büyük bir kısmında derinlik 150 cm’den daha fazla olup, batıdan doğuya doğru gidildikçe, toprak kalınlığı genellikle artmaktadır. Toprak derinliğini sınırlayan çakıl ve kum katmanlarıdır. Bu katmanlar, Aras nehrinin geçmiş devirlerde yatak değiştirmeleri sonucu oluşmuştur. Bundan dolayı bazı alanlarda toprak derinliği 10 cm ye
kadar iner.

Ovanın hemen hemen her tarafında tuzlu, alkali ve borlu topraklara rastlanır। 83.211 hektar yüzölçümüne sahip olan Iğdır Ovasının 36.476 hektarı (%43.8) tuzlu-alkali ve borlu araziler olup, tarıma uygun değildir. Bu gibi sahalara 6.000 hektarı bulan yol, kanal, yerleşme, sazlık ve kamışlık alanları da eklersek, ova yüzölçümünün 41.701 hektarının veya %34den fazlasının tarım dışı olduğu anlaşılır. Ova toprakları, kireç bakımın dan zengindir. Genel olarak toprakların kireç değerleri %10-15 arasında olmakla birlikte bazı arazilerde bu değerler %21-37 arasında değişmektedir. Sulama ve yağışlar neticesi umumiyetle toprak profillerinde nisbi bir kireç yıkanması meydana gelmiş ve mevcut drenaj şartlarına göre kireç alt tabakalar da birikmiştir.

http://www.igdir.gov.tr/resim/anit9.jpg

Ermeni Meselesi - SOYKIRIM ANIT ve MÜZESİ01 AĞUSTOS - 1997 tarihinde yapımına başlanmış ve 05 EKİM 1999 tarihinde açılışı yapılmıştır। 1.3 Hektar alan üzerine oturtulmuştur. Yerden yüksekliği 43.50 metredir. Halen Türkiye’nin en yüksek Anıtıdır. Alt kısmı 350 m alanı ile Müze üst kısımı 5 kılıçtan oluşan Anıttan ibarettir.Anıtın kılıçlarının granitleri Çin’den, diğer mermer, granit, taş, seramik gibi malzemeler Türkiye’nin diğer bölgelerinden getirilmiştir.Çanakkale Deli Şehitlik Anıtı ile, paralellik arz eder. En eski Türk Devletinden Cumhuriyetimize kadar geçen evre kılıçların kabzalarında tunç döküm rölyeflerle anlatılmaya çalışılmıştır.

http://www.igdir.gov.tr/resim/dilucu.jpg
İlimiz IĞDIR Türkiyenin 3 Ülke ile sınır olan tek ili. Alican, Borualan, Dilucu. Alican ve Borualan Kapıları faaliyet göstermemekte.


DİLUCU
Azerbaycan''a bağlı Nahçivan Özerk Cumhuriyeti ile ülkemizin Aras nehri üzerinde kurulu ''UMUT KÖPRÜSÜ'' vasıtasıyla karayolu ile bağlayanve her iki tarafın gerek manevi gerekse ticari ilişkilerinin gelişmesinde aracı görevi yapan 22.05.1992 tarihli 92-3065 sayılı kararımız ile kurulan ve aynı tarihte birinci sınıf gümrük müdürlüğü olarak faaliyete başlayan Dilucu Ggümrük Müdürlüğü, Gürbulak ve Muhafaza Başmüdürlüğü bağlantısı olarak görev icra etmektedir.

0 yorum: