şansını mı denemek istiyorsun? öyleyse, rastgele bir yazıyı okumaya ne dersin?

KIRIKKALE

İLİN TARİHİ OLUŞUMU

İlin Adı :Kırıkkale'nin adının, şehrin 3 km. Kuzeyindeki Kırıkköyü ile kendin merkezindeki Kaletepe'nin kısaltılarak birleştirilmesinden ortaya çıktığı söylenir. Bu ismin halk tarafından9 yakıştırıldığı kanaatı yaygın olmakla beraber bölgenin ismi Osmanlı arşiv belgelerinde, şimdiki haliyle Kırıkkal'a biçiminde geçmektedir.

http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/tarihc1.jpgXVI. ve XVII. Yüzyıllarda, doğudan gelen çeşitli Türk aşiret ve cemaatlerinin Anadolu'da - bilhassa Orta Anadolu'da- iskan edildikleri bilinmektedir. Bunlardan "Oğuz, Oğuzhan" adı verilen büyük bir oymağın Ankara yakınlarında, o zamanki söyleyişiyle "Kırıkkal'a " ya yerleştirildikleri belgelerde ifade edilmektedir.
Yörükan taifesinden olduğu zikredilen Oğuz Oymağı, Anadolu'yu Türkleştirerek ve İslamlaştırarak, Türk vatanı haline getiren, aynı zamanda "Türkmen adıyla da bilinen büyük bir aşirettir. Bu durumda bölgenin adının en az 400 yıllık bir tarihe sahip olduğunu kabul etmek gerekir.
a.Türklerden Önce : Yörenin çok eski bir tarihi geçmişi mevcuttur. Bugün Kırıkkale il sınırları içinde kalan bazı tarihi kalıntılar, ören yerleri ve höyüklerin varlığı ile bazı araştırma ve incelemelerde M.Ö. yıllara ait arkeolojik buluntulara rastlanması, Kırıkkale'nin coğrafi alanının ne kadar eski bir yerleşim sahası olduğunu gösterir.
KIRIKKALE İLİ VE ÇEVRESİNİN KALKOLİTİK ÇAĞI
Kırıkkale ili ve çevresinde yapılan yüzey araştırmalarda, Kırıkkale ili Delice ilçesi Yeniyapan köyünün doğusunda doğal bir tepeden, Delice ilçesi Çongar köyünün 3.5 km doğrultusunda yer alan 8.5 m yüksekliğindeki Kültepe’den Keskin ilçesi Cinali köyünün 2 km kuzeybatısında yeralan 8 m yüksekliğindeki Sulucatepe’den ve Kırıkkale ili merkez ilçe sınırları içinde kalan Kuzeren köyünün 3.5 km güneybatısında yer alan 8.5 m yüksekliğindeki Kuzeren höyüğünden derlenen çanak çömlek parçaları Kalkolitik döneme tarihlenmiştir.
Kalkolitik çağ genelde MÖ 5000-3000 yılları arasına yerleştirilmektedir. Maden aletlerin yanında taş aletlerin kullanılmasından ötürü bu devire tarihçiler Taş Maden Devri anlamına gelen Kalkolitik Çağ adını vermişlerdir. Bu kültürün önde gelen iki özelliği bakır aletlerin giderek taşın yerine geçmeye başlaması ile kökleri Neolitik Çağ’a uzayan boya bezemeli çanak-çömleklerdir. Anadolu’yu Erken Kalkolitik Çağ’ın sonralarında farklı bir etnik grup muhtemelen Trakya’dan gelen bir kavim istila etmiş, birçok yerleşim yerini yakıp yıkmışlardır. Erken ve geç kalkolitik dönemler arasında bir ara evre özelliğini gösteren Orta Kalkolitik çağı konusunda fazla bir bilgi yoktur. Hatta böyle bir evrenin varlığı bile tartışma konusudur. Uzun süreli bu karanlık ara dönemi izleyerek kabaca MÖ 4. bin yıla tarihlenen Kalkolitik Çağın son evresine gelinir. Bu dönemde Anadolu’ya Balkanlar üzerinden gelen göçmen kafileleriyle ilişkili olarak nüfus ve yerleşme yerlerinin sayısında da artış olmuştur. Orta Anadolu’da Çorum dolaylarındaki Büyük Güllecek ve Alacahöyük, Yozgat yakınlarındaki Alişar ve Ankara yakınlarındaki Yazırhöyük bu yeni dönemde Anadolu’ya yayılmaya başlayan Kuzey Ege ve Balkan etkili merkezler arasındadır. Kırıkkale ve çevresindeki kalkolitik merkezler de bu etki alanında değerlendirilmelidir. Bu dönemde gittikçe büyüyen köyler birara surla çevrilerek tahkim ettirilmiş, madenin kullanımı ve beraberinde getirdiği ekonomik sosyal canlılığa paralel olarak yeni mesleklerin ortaya çıktığı ve dolayısıyla değişik etnik grupların bir arada yaşamaya başlaması, günlük yaşamın bir çok alanına mutfak kültürün, dini yaşam, yarı mimarisi vs. yenilikler getirmiştir.
İL OLUŞU
Kırıkkale 21 Haziran 1989 tarih ve 3578 Sayılı yasa gereğince merhum Cumhurbaşkanı Turgut ÖZAL (Başbakan iken) tarafından yapılan törenle İl olmuştur। İlk Valisi Fikret GÜVEN 17 Ağustos 1989 tarihinde yapılan törenle İl Valiliği görevine başlamıştır.

TOPOĞRAFYA – MORFOLOJİK YAPI
DAĞLAR
İl toprakları kuzeyindeki Çamlıca, Karakaya ve Kırıkkale tepelerinin ovaya indikleri meyil üzerinde bulunmaktadır. İl topraklarının http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/29.JPGdenizden ortalama yüksekliği 700 m. dir. Kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanan Koçu Dağı 4 km genişlik ve 7 km uzunluğa sahip olup en yüksek noktası Yığlıtepe’dir (1278 m.) dir. Güney ve güneydoğuda Denek Dağ sırası Çoruhözü Vadisinin güneyinde Keskin ile İzzettin Köy arasında uzanmaktadır. En yüksek noktaları; Gavur Tepesi (1742 m.) ile Bozkaya Tepesi (1577 m.)‘dir. Bölgenin en uzun, en geniş ve en yüksek kütlesini oluşturur, uzunluğu 44 km, genişliği 30 km’dir. Kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanan Küre Dağ’ının en yüksek yeri Küre Tepesi (1450 m.) dir.
OVALAR
İl sınırları içinde ovalık alanlar çok azdır. En önemli Kırıkkale Ovasıdır. Kırıkkale Ovası; kuzeyde Çamlıca ve Karakaya tepelerine, güneyde de Denek Dağı’nın batısına kadar uzanmaktadır. Kuzeydeki tepeler ovaya meyilli bir şekilde inerek birleşir. Kırıkkale yerleşimin çekirdeği bu meyilde oluşmuştur. MKE Kurumu Fabrikalarının bulunduğu alan ise, Denek Dağı’na doğru daha dik olarak yükselmektedir. Kırıkkale Ovası doğudan batıya, yani Kızılırmak’ a doğru gittikçe genişler; en geniş yeri Çoruhözü Deresi’nin Kızılırmak’ a yaklaştığı yerde bulunur, buranın yüksekliği 750 m civarındadır.
Kırıkkale Ovası’ndan başka, akarsular boyunca düzlükler görülürse de jeoformatik bakımdan pek önemli değildir. Bunun nedeni akarsu yatakları ile tepelerin yükselti farkının fazla oluşudur. Dağlar her yönden aşılmak suretiyle açılmış derin vadilerle ve parçalanarak yuvarlak ve bazen de sivri tepeler halinde gelmişlerdir. Bu tip tepelerin dağlara yaklaştıkça fazlalaştıkları görülmektedir.
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/30.JPGYAYLALAR
Kırıkkale ili sınırları içerisinde, yükseklikleri 1200-1600 m arasında değişen yaylaları bulunmaktadır. Küre Dağı’ndaki Hodar, Bedesten, Kamışlı, Sarıkaya; Koçu Dağı’ndaki Koçu, Denek dağlarındaki Gümüşpınar, Pehlivanlı, Suludere, Yeşilkaya, Azgın yaylaları en önemlileridir.

FLORA VE FAUNA


Bitki Örtüsü : İlde hakim bitki topluluğu steptir. Yüksek kısımlarda tahripten kurtulmuş, Kuzeyde Koçubaba, Güneyde Denek Dağı’nda bodur meşelerinden ve kısmen de ardıçtan oluşan ormanlık alanlar mevcuttur. Yöredeki bitkilerin büyük bölümü kurakçıl ve tozcul özelliktedir. İl topraklarında; Yavşan otu, susam, karanfil, papatya, haçlıçiçek, pelin, karadiken, sığır kuyruğu, sütleğen, çağ çiçeği, keven, üzerlik otu, nane, böğürtlen, ısırgan, hatmi, meyan otu, çöven otu, kuşburnu, madımak, ebe gömeci, hardal ve kekik kendiliğinden yetişen bitkilerin başlıcalarıdır.
Yaban Hayatı: Dağlık ve ormanlık alanların il
genelinde büyük alan kaplamaması, yaban hayatı olumsuz yönde etkilemektedir. Koyun, keçi, sığır ilde yetiştirilen hayvan varlığını oluşturmaktadır. Av hayvanı olarak keklik ve yaban ördeği yaygındır.
JEOLOJİK YAPI


Genel Jeoloji : Yöre; Volkanik olayların oluştuğu Keskin, Hirfanlı, Kesikköprü, Kırıkkale ve Kızılırmak boyunca uzanan “Kırşehir Masifi’nde” yer almaktadır. Kırşehir Masifi olarak adlandırılan Masifte; granit, homblengranıt, siyenit, monzonit, tonolit, ağlit, pegmatit, granodiyorit, kuvarslı diyorit, bitotit granitler mevcuttur. Bunları Kırıkkale ile Keskin arasında görmek mümkündür.

Deprem : Kırıkkale il toprakları 1., 2., 3., 4. Derece Deprem Bölgesi içinde yer almaktadır. İlin büyük bölümü 2. Derece Deprem Bölgesi içinde kalmaktadır. Güneybatıda Yahşıhan, Bahşılı ve Çelebi ilçeleri 3. Derece; Karakeçili ilçesi ise 4. Derece Deprem Kuşağı içerisinde yer almaktadır.
Yeraltı Zenginlikleri : Kırıkkale ili, maden
cevherleri çeşitliliği yönünden zengin ancak rezerv itibariyle fakirdir. İldeki madenler aşağıda yer almaktadır.

Cinsi
İlçe
Bucak/Köy
Bakırlı Prit
Demir
Demir
Demir
Demir
Demir
Demir
Kurşun
Kurşun
Kurşun
Linyit
Linyit
Linyit
Linyit
Pirit
Tuz
Volfram
Uranyum
Mobilden
Bentonit
Çinko
Keskin
Keskin
Keskin
Keskin
Balışeyh
Delice
Çelebi
Keskin
Keskin
Keskin
Keskin
Keskin
Balışeyh
Merkez
Yahşıhan
Delice
Çelebi
Merkez
Keskin
Keskin
Keskin
-
Beyobası
Göhrenk-Yenimerdan
Kavurgalı
Kulaksız
Büyükyağlı
-
-
Kışla
-
-
Kavurgalı
Kulaksız
Büyükyağlı
-
Çoğul
-
Çamlıdere
-
-
-

MTA tarafından Kırıkkale ve çevresinde yapılan araştırmalarda yukarıda ki rezervlerin dışında bölgede, asbest, mermer, fluorit, bakır, çinko, kromit ve manyezit varlığı tespit edilmiş, ancak bunlar düşük kalitede olduğundan işletmeye elverişli bulunmamış, planlama ve projelendirme çalışmalarında dikkate alınmıştır.
4. Toprak Yapısı ve Nitelikleri: İl topraklarını genelde kahverengi topraklar oluşturmaktadır. Kireç oranı oldukça yüksektir. Anakayası volkanik özellik gösterir. Bu topraklar çok engebeli alanlarda çukurumsu bölümlerde birikmiştir. Üzerlerinde çıplak volkanik kaya yüzeyleri görülür. Mineral bakımındın zengin olduklarından verimlidirler. Ayrıca güneyde akarsu kenarlarında alüvyon topraklar bulunur. Bunlar yer yer kalın örtüler oluşturur. Eğilimleri çok azdır. Tarla tarımına ve sulu tarıma elverişlidir. Yörenin az yağış alması ve kuraklık toprak oluşumunda önemli etmendir.
SU YÜZEYLERİ VE KIYI ÖZELLİKLERİ

1. Göller: a- Doğal Göller: Kırıkkale il sınırları içinde doğal göl bulunmamaktadır.,

b- Yapay Göller : Kızılırmak üzerinde kurulan Kapulukaya Baraj Göleti ildeki en büyük yapay göldür. Kapulukaya Barajı’nın göl alanı 20.7 km2 dir. Enerji temini ve içme-kullanma ayrıca sanayi suyu temini amacıyla kurulan Kapulukaya Barajında göl hacmi 282 hm3 tür. Ayrıca Ahılı’da bulunan Çipi Göleti sulama amacıyla yapılmıştır. 304.000 m3 su hacmi ile 46 ha.’lık alanın sulanmasında kullanılmaktadır.

2. Akarsular: Kızılırmak: İldeki en önemli akarsu Kızılırmak’tır. Sivas’ın Zara ilçesinin doğusundaki dağlardan doğan Kızılırmak, il topraklarına güneyde Çelebi ilçesinden girer; kuzey yönünde akarak Merkez ilçede kuzeybatıya yönelir, il topraklarından çıkıp kuzeyde Çankırı-Kırıkkale il sınırını oluşturur. Kızılırmak’ın Hasandede – Hacılar arazileri üzerinde Kapulukaya Barajı kuruludur.
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/cograf1.jpgDelice Çayı: Kızılırmak’ın en önemli kollarından biri Delice Çayı’dır. Yozgat sınırı boyunca bir müddet aktıktan sonra Delice ilçe merkezine yaklaşır. Daha sonra tekrar bu iki ilin sınırı boyunca güneydoğudan il topraklarını terk eder. Çayın il içerisinde kalan kesimi yaklaşık 50 km. uzunluğundadır.
Çoruhözü Deresi: Kızılırmak’a doğudan karışan bir koldur. İzzettin Köyü’nün yukarı kısımlarından doğar. İzzettin-Balışeyh arasında demiryoluna paralel olarak merkez ilçeden geçer ve Kızılırmak’a karışır. Derenin güzergahı dahilinde tarım alanlarına büyük katkısı vardır. Dere üzerinde sulama amacıyla motopomplar yeralmaktadır. Uzunluğu 48 km’dir.
Okun Deresi: Elmadağ’ın güney eteklerinden akan suların meydana getirdiği Balaban ve Sarılıöz Çayları, Kılıçlar Kasabası yakınlarında birleşerek Okun Deresi’ni meydana getirirler. Yaklaşık 13 km uzunluğa sahip olan Dere, Irmak Kasabası yakınlarında Kızılırmak’a kavuşur. Bu akarsulardan başka; yaz aylarında kuruyan bazı dere ve çaylar da vardır. Ahılı Deresi, Kuruçay Deresi, Yeni Çıkan Deresi bunlardan bazılarıdır.
3. İklim:
Kırıkkale ili ılıman iklim kuşağında yeralmaktadır. Ancak bulunduğu alanın denizden uzak oluşu, günlük sıcaklık farkının bozkır olmasından dolayı değişmelere uğraması gibi nedenlerle iklim karasallaşmaktadır.
SICAKLIK
VERİLER
YAĞIŞ
VERİLER
Ortalama Sıcaklık
12,3 ( C )
Ortalama Bulutluluk
4,7
En Yüksek Sıcaklık
39,7(C) 25.7.1972
Ort. Açık Gün Sayısı
98,4
En Düşük Sıcaklık
-22,4(C) 16.1.1980
Ort. Kapalı Gün Say.
72,4
Ort. Yağış Miktarı
368,9 mm
Ort.Donlu Gün Sayısı
2,3
Günlük En Çok Yağış
100,6mm (11.6.1997)
Ort. Güneşleme Süresi
06,51’
Ort. Yağışlı Gün Say.
94,2
Ort. Nisbi Nem
%61
Ort.Karla Örtülü Gün S.
16,3
En Düşük Nisbi Nem
%2
En Yüksek Kar Örtüsü Kalınlığı
40 cm

Sıcaklık:
Yapılan gözlemlere göre; ortalama sıcaklık açısından en sıcak ay Ağustos (24.1 °C), en soğuk ay ise Aralık (-1.8°C) olarak http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/cograf2.jpgbelirlenmiştir. Aynı rasat süresi içerisinde maksimum sıcaklık 35.4°C ve minimum sıcaklık –10.8 °C olarak tespit edilmiştir. İlde yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk geçer.
Yağış:
Kırıkkale ili ülkenin yarı kurak bölgelerinden birinde yer almaktadır. İlde ortalama yağış miktarı 329.9 mm. dir. Yıllık yağışın %35 kış aylarında, %36’sı ise ilkbahar aylarında, %13’ü yaz aylarında ve %16’sı sonbahar aylarında düşmektedir. Ocak, Şubat ve Mart 2000’de yörede 35-40 yıldan beri görülmeyen şiddetli kış ve kar yağışı olmuştur.
Rüzgar:
Kırıkkale’de hakim rüzgar yönü kuzeydoğudur. Poyraz adı verilen bu rüzgar, yıl içinde en fazla 248 kez eser. En çok esen diğer rüzgarlar sırasıyla Güneybatı, Doğu ve Batı rüzgarlarıdır.
Nisbi Nem:
Kırıkkale ilinde ortalama nisbi nem %59’dur. En yüksek değer %79 ile Aralık ayında, en düşük 39 ile Temmuz ayındadır.
Basınç:
Kırıkkale ilinde ortalama basınç 930।6 mb.dır. Basınç ortalamasının en yüksek olduğu ay 934.1 mb ile Kasım, en düşük olduğu aylar ise 928.0 mb ile Temmuz ve Ağustos’tur.

DAĞLARI YAYLALARI
Dağlar
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/31.JPGKaragüney Dağları il topraklarının kuzeyini engebelendirir. En kuzeyde Tokuş Dağı (1306 m.) vardır. Dinek Dağı, ilin orta kesiminde yer alır ve yüksekliği 1744 metredir. Küre Dağı (1552 m.) ilin batısında yer alır. Güney-batıda Karacadağ vardır. Keskin Çelebi arasında ise Behrek Dağı (1522 m.) yer alır. Bu dağların bazıları silsileler halindedir. Dinek Dağı silsilesi Çoruhözü vadisinin güneyinde Keskin ile İzzettin Köjyü arasında uzanır. Karagüney Dağı ise kuzeydoğu, güney-batı yönüne uzanır.
Bitki Örtüsü
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/57.JPGKırıkkale'nin doğal bitki örtüsü step bitkilerdir. Yöredeki bitkilerin büyük bir bölümü kurakçıl ve tuzcul özelliktedir.
Geven üzerlik, devedikeni gibi türler tipik örneklerdir. Kendiliğinden yetişenler oldukça zengindir. Yavşan out, karafil, papatya, sütleğen, nane, böğürtlen, ısırgan, meyan out, kuşburnu, madımak, ebegümeci, hardal, kekik dikkati çeker. Kırıkkale'nin ormanlık alanları son derece sınırlıdır. Sulakyurt, Koçubaba, Dinek dağı gibi yörelerde görülen ormanlar genelde bodur meşelerden, kısmen de ardıçtan oluşur.
Yayla ve Ovalar
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/doga1.jpgKırıkkale dağlarının hiçbiri 2000 metreye ulaşmaz. Bu yüzden yaylaların yüksekliği de 1200-1500 metre civarındadır. Hodar Dağındaki Hodar, Bedesten, Kamışlı, Sarıkaya; Koçu Dağındaki Koçu, Dinek Dağındaki Gümüş Pınar, Yeşilkaya ve Azgın Yaylaları önemlidir. Bu yaylalarda koyun ve tiftik keçileri yetiştirilir, arıcılık yapılır. Ayrıca bu yaylalarda keklik, bıldırcın, tavşan, sülün avcılığı da yapılır.
Yörede dikkati çeken ovalar Kırıkkale, Hasandede, Balışeyh, Delice, Sulakyurt Bozköy ovaları ile Keskin ilçe sınırlarında Maşat ovasıdtır। Bu ovalarda tahıl ürünleri başta olmak üzere, kavun, karpuz, sebze ve diğer meyveler üretilir.

KIRIKKALE MUTFAĞI
Kırıkkale mutfağı, klasik Orta Anadolu mutfağıdır. Şehre gelenler geldiği yerlerin yemeklerini yaparlar. Buna karşın zamanla yöreye özgü yemekler de meydana gelmiştir.Bölge tarım, sebzecilik ve hayvancılık ile uğraştığı için yemek çeşitleri de bu yönde gelişmiştir.Kırsal kesimin tamamında ekmek olarak "YUFKA" yapılır. Ayrıca, buna bağlı olarak; Bazlama, Gözleme, Alazlama, Kömbe, Katmer gibi türler yaygındır.Yemekler için, sebze yemeklerinin her çeşidine rastlanır. Fasülye, patlıcan, patates, kabak, lahana… gibi sebzelerin kızatma, haşlama, sulu yemeği ve kavurmaları yapılmaktadır.Et her yemeğe katkı olarak kullanıbildiği gibi, kendi başına yemek türleri de oluşturur. Külleme, Haşlama, kızartma, kavurma en yaygınlarıdır.Hayvansal ürünlerden süt ile yoğurt, peynir her türlü yemeğe katkı maddesi olarak kullanılabiliyor. Ayrıca; çılbır, sütlaç (uyutma)… gibi tatlı ve yemeklerde de kullanılmaktadır. Yöremizin diğer yörelerden ayrı özellik arzeden yemeklerden bazıları da şunlardır.
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/yemek1.jpgArap Aşı, Batallaş, çürütme (çılbır) hamun işinde: su böreği, mantı.
Özellikle bağlardan elde edilen üzümlerden pekmez, çalma, ekşi, ayranlı pekmez, yumurta tatlısı gibi tatlılar yapılmaktadır. Ayrıca ; helva, höşmerim yine tatlı türlerindendir.
Yöreye Özgü Bazı Yemekler
Un Tarhanası : Domates, biber, tuz yoğurt ile birlikte hamur yoğrulur. İki gün mayalanması beklenir. Daha sonra küçük parçalara ayrılarak kurumaya bırakılır. Kuruduktan sonra elle ufalanır ve kalburdan geçilir.
Yoğurtlu Tarhana: Yarma kaynatılıp, soğuduktan sonra, yoğurt ilave edilir. Küçük parçalara ayrılarak serilir ve kurutulur. Pişirmeden önce su içine bırakılarak ıslanıp yumuşaması sağlanır. Ezilerek tencereye konur, su ilave edilir. Pişinceye kadar karıştırılır. Piştikten sonra yağda kızartılmış nane ilave edilir.
Bulama (Katma Aşı) : Ayran içine konan yarma kaynayana kadar karıştırılarak hazırlanır.
Yarma : Sohu taşında dövülerek kabuğu çıkartılmış buğdaydır.
Etli – Mercimekli Bulgur Pilavı : Et ve pilav ayrı pişirilir. Kuyruk yağı eritip içine önceden terbiye edilen etleri bir tencereye konur ve ocağa oturtulur. Suyu çekince ve yağı kalana kadar kavrulur ve sonra kavrulan etin üstü kapatılır. Mercimeği (haşlanmış) suyla 4-5 defa yıkadıktan sonra su dolu bir tencereye koyarak avuç arasında iyece bastırıp ovuşturarak yüzeyde beliren kabukları atılır. Pilavı pişirilecek tencereye tereyağı konularak pembeleşinceye kadar eritilir. Daha önce yıkamış olduğumuz bulgur tencereye konur. Tuzunu ve soğanı ilave ettikten sonra bulgur tane tane oluncaya kadar kavrulur. Daha sonra haşlanmış mercimeği ekleyip bir miktar daha kavurarak sıcak suyunu ilave edip kırmızı biberini ekleyerek pişirmeye bırakılır. Pişen pilav dinlendirilir ve üzerine nane atarak karıştırılır. Sonra geniş bir tabağa pişen pilav dökülür ve yaygın hale getirilir. Kavurma yöntemiyle pişirilmiş olan kuşbaşı et pilavın üzerine yayılır. Soğan, maydanoz, sumak karışımı olan söğüşü kenarlarına dizilir. Biber turşusu ve salatalık turşusu etlerin üzerine serpiştirilir. Sıcak olarak servis yapılır.
Yeşil Mercimek Çorbası : Mercimekle yarma karıştırılarak suda kaynatılır, üzerine yağda kavrulmuş un ilave edilir.
Sızgıt : Kesilmiş et küçük parçalara bölünerek etin yağı ile kavrulur ve kurutulur.
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/91.JPGEkmek Aşı (Guymak) : Yufka ekmeği ufalanarak yağda kavrulur. İçine su ile birlikte salça, sızgıt ve biber ilave edilerek hazırlanır.
Madımak : Toplanan madımaklar bulgur, salça ve etle birlikte pişirilir. Üzerine tereyağı eritilerek, sarımsaklı yoğurt ile birlikte dökülerek hazırlanır.
Pelte : İçine pekmez katılmış una su ilave edilerek pişirilir.
Su Böreği : Unun içine yumurta kırılır, su ile yoğrularak yufka şeklinde açılır. Açılan yufkalar su içinde haşlanır. Haşlanmış yufkalar tepsiye dizilerek üzerine taze yağ dökülür. Peynirle maydanoz karışımı serpilerek pişmeye bırakılır.
Mantı : Yufka halinde açılan hamun küçük kareler halinde kesilir. Bu kareler içine biber, soğan, kıyma, maydanoz karışım konulmak suretiyle suda pişirilir.
Sarığı Burma : Un yağda kavrulur, hazırlanmış yufkalar üzerine serpilir. Yufkalar üzerine serpilir. Yufkalar rulo şeklinde dürülür ve tepsiye dizilir. İki saç arasında kızartılır. Küçük parçalar halinde kesilip, üzerine kaynatılmış şerbet ilave edilerek hazır hale getirilir.
Sütlü : Sütün içine pirinç ve şeker katılarak kaynatılır.
Şıralar
Pekmez : Üzümler bağbozumu denilen zamanda toplanır. Şırahane adlı odanın içinde bir üzümlağ olur. Toplanan üzümler bunun içine dökülür. Üzümlağ betondan yapılmış havuzdur. Üzümler ayakla çiğnenerek şıra haline getirilir. Bu şıra havuzun altındaki bir delikten "bolum" denilen başka bir havuza akıtılır. Buradan alınan şıra da kazanlar izinde ocaklara konulur.
Üzüm çiğnenirken içine beyaz toprak konulur. Bu şırayı kestirmek içindir. Ayrıca şıra kestirildikten sonra tekrar kaynatmak için ocaklara konan şıra içerisine yoğurt da ilave edilir. Kıvama gelene kadar karıştırılarak pişirilir.
Ekşi : Hazırlanan pekmezin toprak konulmadan yapılmış halidir.
Çalma : Çöğen denilen bitkinin kökü kaynatılarak çıkarılır।Bu su, hazırlanmış pekmeze ilave edilir. Karıştırılarak katılaşması beklenir. Çalma'nın siyahı ve beyazı vardır.

OLKLORİK DEĞERLER (GİYİM KUŞAM)
Kırıkkale insanının giyim kuşamı, gelenekselliğini yörelere göre kısmen sürdürmektedir.
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/folklor1.jpgKadınlarda : Ayakta papuç, işlemeli, yün örgülü çorap, üç etek çembere, başta yemeni ve üstünde de fes veya başlık dikkati çeker. Bazı yörelerimizde üç eteğin yerini çok renkli şalvar almaktadır.
Kimi yörelerimizde de renkli poşu, oyalı yazma, sırmalı dolamalar, önü altın sırmalı kofiler, çene ve boyun bağları, baştan iki yana sallıntılı kırmızı, yeşil, mavi ziliflik kadın başına güzellik veren süslerdir. Sırtta bürümcük işlik, üstüne şetarı yelek giyilir. Bele ibrişim ya da şal kuşak da süslü giyimi tamamlayan ögelerdir. Varlıklı olanlar bellerine gümüş şavatlı, kabartma tokalı kemer takarlar. Genellikle ipek alaca önlük ya da üç etek giyilir. Ayaklarda tiftikten örülmüş çorap, tongurdaklı kundura ya da altı yumuşak papuçlar vardır.
Erkeklerde : Kinot pantalon, sivri burun ayakkabı, yelek, yakasız işlik (gömlek) ve ceket giyilir.
Ne var ki gerek kadın ve gerek erkeklere özgü ve geleneksel giysiler her geçen gün kaybolmakta ve yerini çağımızın getirdiği çağdaş ve daha basit giysiler almaktadır.
KIRIKKALE HALK OYUNLARI
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/folklor2.jpgKırıkkale, halk oyunları yönünden komşu Ankara, Kırşehir, Çorum illeriyle benzerlik gösterir. Halaylar, kaşıklı oyunlar yaygındır. Zeybek bilinmez. Karakeçili ilçesinde halay olarak ; Köprüden Geçti Gelin, Oy Pambığım, Pambığım (Bugün Ayın Işığı), Üç Ayak, Yeldirme, Kaşıklı Oyun olarak da Konyalı, Gel, Gel, Süpürgesi Goruhdan, Ay Doğar Bedir Allap meşhurdur. (ÖZÇELİK 1995; 186-191, yılmaz 1996; 239-240). Ateş etrafında geceleri oynanan Sinsin, bu ilde de yaygındır. Cirit ve Tura oyunları da davul-zurna eşliğinde oynanır.
a- Halay
Kırıkkale yöresinin hakim oyunu halaydır. Halay çekilirken halay türküsü değişik türlerde olabilir. Bir halayın başından sonuna kadar tamamlanması süreye bağlı değildir. Bir saat bile sürdüğü olur. Düğün, şenlik gibi günlerde çekilir. Bu halaylar, kadınlarca da zılgıt ile süslenerek ayrı bir ahenk kazanır.
Halay davul-zurna eşliğinde ağırlama, ikileme, üçleme şeklinde üç aşamada çekilmektedir. Keskin yöresi halayları daha çok ayak ve bel hareketlerine dayanır. Ağır fakat gösterişlidir. Yahşihan, Karakeçili ve Delice halaylarında ise Keskin yöresine göre bazı farklılıklar gözükür. Bu nedenle yörede Keskin halayı daha yaygındır.
b- Sinsin
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/folklor3.jpgSinsin köy meydanlarında yakılan ateş üzerinde atlama oyunudur.
Köy meydanında bir ateş yakılır, ateşin etrafını köy halkı sarar. Delikanlılar kendi aralarında gruplar oluşturur, bu ateşin üzerinden atlarlar. Her defasında ateşin yüksekliği artırılır. Oyuncuların ateşin yüksekliğinden cesaretleri kırılıncaya kadar oyun devam eder.
Gruplardan biri pes edince diğer grup galip ilan edilerek ödüllendirilir.
Sinsin oyunu tehlikeli , tehlikeli olduğu kadar da, cesaret geliştirici bir oyundur.
c- Cirit
Geleneksel bir Türk oyunudur. Bölgemizde bahar, yaz mevsimlerinde ve düğünlerde oynanırdı. Yetiştirilen iyi cins atlar iki gruba ayrılır. Oyuncular ellerine bir metre uzunluğunda onar adet cirit alıp atlara binerler. Gruplar arasındaki mesafe 50 m. kadardır.
Gruplar karşı karşıya gelerek eşleşirler. Oyunculardan herhangi birisi rakibi üzerine at koşturup, uygun bir mesafeden ciritini atar. Rakip oyuncu, kendisine atılan bu ciritten atın sağına veya soluna eğilmek suretiyle sakınır. Cirit rakibe değmiş ise oyuncu oyundan çıkar, eğer değmemiş ise ciriti atıp kaçan oyuncuyu, cirit atılan oyuncu atı ile takip ederek ciritini fırlatır, eğer değerse oyuncu çıkar, eğer değmemiş ise yerlerine geçerler, sıra diğer oyunculara gelir. Böylelikle oyunda tek kişi kalıncaya veya gruplardan birisi tüm oyuncularını kaybedinceye kadar oyun devam eder. Galip gelenler köy halkı tarafından ödüllendirilir.
d- Semah
Semah Hasandede, Haydar Sultan, Koçubaba ve Hamzalı kasabalarında yaygındır। Bağlama ve keman çalgılarıyla nefesler, deyişler, demeler söylenir, semah dönülür

İLİMİZDE TURİZM
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/turizm.jpgCoğrafi alan olarak tarihi yerleşime uygun bir stratejik noktada bulunan Kırıkkale'nin çok eskilere dayanan tarihi bir yöre olduğu bilinmektedir. Japonların 1990-1991 yılları arasında Kırıkkale İl Merkezi ve ona bağlı ilçe ve köyleri kapsayan yüzey araştırmalarında toplam 21 höyük ve düz iskan saptanmıştır. Bu merkezlerden toplanan seramik örneklerinin değerlendirilmesi sonucu bölgenin Kızılırmak kavisi dışında kalan alanda Neolitik Çağ ve sonrası, Kızılırmak kavisi içinde kalan alanda ise bu dönemi takip eden Kalkotik Çağı, Eski Tunç Çağı, Assur Ticaret Kolonileri Çağı (zayıf) eski Hitit Çağı, Hitit İmparatorluğu Çağı (Zayıf) Frig ve Hellenistik-Roma Çağları ile Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin kültürlerini yansıtan kalıntılar saptanmıştır.
İlin tarihi, Hititler'e kadar uzanan bir medeniyetlere beşiklik etmiştir. Her dönemin özelliklerini yansıtan tarihi kalıntıları ve kültürel yapısıyla yeni yeni dikkatleri çekmektedir.
İl merkezinde yer alan Kaletepme'de ve Kapulukaya baraj inşaatı kazılarından ortaya çıkan Etiler'e ait mezar taşları, çanak-çömlek kabartmalar, mermer http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/comelekkaya.jpgheykeller, lahit kapakları ve sikkeler, Hattuşaş'a 80 km'likbir mesafede bulunan bölgemizin önemli bir yerleşim merkezi olduğunu göstermektedir.
Uzun bir tarihi geçmişi olan ilin, İpek Yolu'nun güzergahında oluşu, Evliya çelebi'nin Seyahatnamesi'nde Yahşihan ve Sulakyurt ilçelerinden övgüyle bahsetmesi tarih ve kültür turizmi açısında önemini anlamaya yeterlidir.
Kırıkkale Kültür Varlıkları ve Sit Alanları
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/keskinosmanlieseri.jpgKeskin İlçesi : Esatmüminli Ören yeri, Çarşı Camii, Hayriye Camii, Eski Barut-Fişek Fabrikası, Köprüköy Çeşnigir Köprüsü, Kavurgalı Höyük (Gavur Kalesi), Efendi Köyü-Alıbar Höyük, Kibrithane binası, Eğitimhane.
Rahmi Pehlivanlı
Kırıkkale'nin Keskin ilçesinde doğan ressam, ilk çalışmalarını klasik stilde yapmıştır. Daha sonra kendine özgü bir kendine özgü bir ekol geliştiren sanatçının ünü ülke sınırlarını aşmıştır.
Portre ressamlığına, 1952 yılında, 93 (1877-78) Aziziye Savaşı'na katılan kahraman Türk kadını Nene Hatun'un bir portresini yaparak başlamıştır. Bu çalışması Askeri Müze'de sergilenmektedir.
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/houserahmipehlivanli.jpgSanat çalışmalarındaki uluslararası başarı ve kendine özgü bir ekol sahibi olması nedeniyle, Plan-Haber Ajansı 1978'de Rahmi Pehlivanlı'yı sanat alanında "Yılın Adamı" seçmiştir. 1981 yılında da bir "Roma Acedemico Benemerito " fahri üyelik diploması ile ödüllendirilen sanatçı yerli ve yabancı 29 devlet adamının portresini yapmıştır.
Delice İlçesi :
Koçubaba Köyü Türbe ve Camii, Ulu Camii, Yukarı Camii, Kırlangıç köyü arkeolojik sit alanı, Aydınşeyh köyü arkeolojik sit alanı.
Sulakyurt İlçesi : Ayvatlı köyü (Kırlı mevkii), Faraşlı köyü (Arılıöz mevkii) Kozlu yöresi (antik kent), Gültepe Höyüğü, Şeyh Bedrettin Camii ve Türbesi, Küçük Şami köyü camii ve türbesi.
Çelebi İlçesi : Armutlu köyü (Armutlu Höyük).
Bahşılı İlçesi : Karaahmetli Arkeolojik sit alanı.
Kırıkkale Merkez İlçe : Hasandede türbe camii, Hacılar (Cumaovası mevkii arkeolojik sit).
İl Sınırları İçinde Bulunan Höyükler
Hopagantepe (Keskin Karaağıl Köyü) Sarımusalı (Keskin-Haliltede köyü) Höyüktepe (Keskin-Çifteli köyü) Yaşçayır Höyük (Keskin-Ceritköy)Aşar Höyük (Merkez-Hacılar) Çatalsöğüt (Merkez-Hacılar) Höyük (Sulakyurt-Dağhalilinceli) Kuzeren Höyütk (Merkez-Kuzeren)
Şeyh Şami Camii ve Türbesi
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/seyhsamil.jpgSulakyurt ilçe merkezinde bulunan camii Şeyh Şami tarafından yaptırılmıştır. Değişik zamanlarda tahribata maruz kalmış, yapılan onarımlar sonucu mimarı özelliklerini kısmen kaybetmiştir. İlçenin kurucusu olan Şeyh Şami'ye ait türbede bu camiinin yanında yüksekçe bir yerde bulunmaktadır. Bu türbe, yerli ve yabancı turistler tarafından sık sık ziyaret edilmektedir.
Evliya Çelebi, Şeyh Şami'nmin asıl adının Hamza olduğunu, Bayrami Tarikatına mensup, keramet sahibi bir kişi olduğunu belirtmektedir.


Hasandede Camii ve Türbesi
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/tarihi4.jpgKırıkkale-Merkez ilçeye bağlı, şehre 12 km.uzaklıktaki Hasandede kasabasındadır. Camii ve türbe yanyanadır. Caminin minaresi tarafında ilk türbe Hasandede'ye (Doğanbeğ) ikinci türbe ise oğulları Şeyh Halil İbrahim, Şeyh Mustafa ile kızı Ümmühan Ana'nın müşterek türbeleridir.
Hasandede Camii hicri 1014 (1605)'de yapıldığı bilinmektedir. Türbelerin daha sonra 17.Yüzyılda yapıldığı tarihi kayıtlardan anlaşılmaktadır.
Çeşnigir Köprüsü
Bilinen kaynaklara göre Çeşnigir Köprüsü ve yakınında bulunan han Selçuklular'a aittir. Yapılış tarihine ait elimizde kesin bilgiler yok. Ancak köprünün 13.Yüzyıla tarihlenen bir köprü olduğunu, Selçuklu eseri olduğunu belirtelim. 1402 yılında Ankara Savaşı'na ilerleyen Timur ordusu da bu köprüyü kullanmıştır.http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/cesnigirjpg.jpg
Çeşnigir Köprüsü Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi esnasında Mimar SİNAN tarafından yeniden yapılmıştır. Kapulukaya Barajı'nın faaliyete geçmesinden önce yol güzergahı olarak kullanılırken, sonraları köprünün ayak kısımları baraj suyu içinde kalmıştır.
110 m. uzunluğunda 6 m. genişliğindeki köprü kayalık arazide sağlam temeller üzerine oturur. Kızılırmak içinde sağlam bir zemine oturabilmesi için orta bölümde belirgin bir eğim vardır. 18,60 m. orta açıklığa sahip köprünün 3 adedi suyun yükselmesi halinde akışı sağlamak ve köprünün ağırlığını hafifletmek amacıyla yukarıda, 9 adedi de aşağıda olmak üzere 12 göze sahiptir.
Balışeyh- Ballı Camii ve Türbesi
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/ballicamii.jpg14.Yüzyılda yaptırıldığı tahmin edilen yapının kim taraf4ından yaptırıldığı bilinmiyor. Caminin tavan örtüsü ağaç işçiliğinin karakteristik özelliklerini taşır. Vakıfbank Genel Müdürlüğü tarafından özellikleri korunarak restore edilmiştir.
Koçubaba Camii ve Türbesi
Evliya Çelebi (16.11.1618) Seyahatnamesi'nde şunları söylemektedir: "Yine kuzeye giderek Akçakoyunlu" köyüne geldik. 100 evli Türkmen köyüdür. Buradan da "Koçu Baba" durağına geldik. Bu da Kalecik kazası (bugün Koçubaba, Sulakyurt ilçesine bağladır.) Toprağında 200 evli Türk köyüdür. Ama görünürde asla ev yoktur. Hapsi de yerhttp://www.kirikkale.gov.tr/resimler/kocubaba.jpg altında ahırlı, mutfaklı, süfhalı, misafirhaneli evlardir. Buraya Keskin içi derler. Gayet mamur yerdir. Kışı sert olduğundan evleri toprak altındadır. Ama damlarının üstü çayır çimendir. Evlerin birer bacaları vardır. Yumuşak beyaz taşı istedikleri gibi oyup kesip biçerek evler yapmışlardır. İçine bin adam girse kaybolur. Bu köyde "Koçubaba" ziyaretgahı vardır. Bu zat Bektaşi halifelerindendir. Türkmen yaylasında bu babaya çok inanırlar.
Haydar Sultan Camii ve Türbesi
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/haydarsultantrb.jpg"Kırıkkale'nin Keskin ilçesine 22 km. uzaklıkta bulunan Haydar Sultan köyünde Böyrek Dağları'nın eteklerinde köye 500 m. kadar köye 500 m.kadar uzaklıkta yer almaktadır. Geç Roma ya da Erken Bizans dönemlerinde varolan muhtemel bir manastır üzerine inşa edilen Haydar Sultan Külliyesi Camii, Türbe, Hazire, Çeşme ve Kuyu'dan ibarettir. Yapılan onarımlarla asıl hüviyetini kaybeden külliyeden günümüze Deliler Kuyusu adı verilen kuyular ile iki adet kitabe kalmıştır."
"Keskin'e Haydar Dede köyündeki kuyu ve türbenin o eski yere giden bir tarihçesi ve anlatılan menkıbesi vardır. Buna göre Haydar sultan ve kuyu hakkında anlatılan ve yazılanlar büyük Türk mutassıfı ve evliyası Hoca Ahmet Yesevi'nin oğlu Haydar'ın Kırıkkale-Keskin bölgesinin Müslümanlaştırılmasında ve bunların Türk yurdu olmasında en büyük yardım ve hizmeti ifa ettiği fikrini bizde kuvvetlendirmektedir. Öyle ki, buradaki türbenin onun olması ihtimali oldukça güçlüdür."
Deliler kuyusu camiinin yanında etrafı duvarla çevrili avludadır. 50 cm.çapında bir kuyu bileziği, onun altı ise 60x60 cm'lik kare bir kuyudur.
Kuyu ağzı beton kaplamalarla yükseltilmiş olup zeminden derinliği 1,5 m.kadardır. Kuyu suyu soğuk olmasına karşılık kaynıyor ve buhar çıkartıyor görünümündedir.
Suyun kükürtlü olması ona böyle bir görünüm kazandırmış olmalıdır. Topraktan çıkan gazlarla birlikte fokur fokur kaynak görünümdedir.
Yörede pek çok türbe de bulunmaktadır. Küçükafşar Türbesi, Tokuş Baba Türbesi (Delice İlçesi Çatallı köyü ile Kayakköyü arasında) Halil dede Türbesi (Çelebi İlçesi Halildede köyüne 1 km.uzaklıkta) gibi türbeler halk tarafından ziyaret edilen yerlerdir.
Kırıkkale'nin Mesire Yer ve Alanları
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/doga1_1.jpgMKEK Yüzme Havuzları Kırıkkale Tüpraş Rafinerisi Yüzme Havuzu,
Hacılar Belediyesi Parkı (Hacılar),
Ahılı Belediyesi Aile Parkı (Ahılı),
Celal Bayar Parkı (Bahşılı),
Kılıçlar Mesire Alanları (Kılıçlar),
Kısık Mevki, Hasandede Parkı (Hasandede),
Karababa Mesire Yeri (Koçubaba),
Deliklitaş Orman İçi (Balışeyh),
Kızılırmak Yeşil Vadi Proje Alanı
Kırıkkale'nin Doğal Güzellikleri
Kızılırmak ve Vadisi, Delice Irmağı ve Vadisi, Pehlivanlı Yaylası (Balışeyh), Azgın Yaylası (Balışeyh), Gümüşpınar Yaylası (Balışeyh), Suludere Yaylası (Balışeyh), Yeşilkaya Yaylası (Balışeyh), Hodar Yaylası (Bahşılı), Bedesten Yaylası (Bahşılı), Kamışlı Yaylası (Bahşılı), Sarıkaya Yaylası (Bahşılı), Koçu Yaylası (Delice), Delikli taş orman içi mesire yeri (Balışeyh), Karababa mesire yeri (Koçubaba-Balışeyh), Tipik Anadolu Köyleri, Kısık Mevkii Halil İbrahim Aydoğdu Parkı (Hasandede), Bahşılı Celal Bayar Parkı, Kılıçlar Mesire Alanları, Hacılar Parkı, M.K.E.K Yüzme Havuzları, Rafineri Yüzme Havuzu, M. Pekdoğan Kültür Parkı, Keskin-Koray Aydın Dinlenme Parkı, TÜPRAŞ Şahin Tepesi, TÜPRAŞ Kızılırmak Piknik Alanı.
Silah Müzesi (javascript:if(confirm('http://www.kirikkale.gov.tr/kiktav/silahmuz.htm \n\nThis file was not retrieved by Teleport Pro, because the server reports that this file cannot be found. \n\nDo you want to open it from the server?'))window.location='htt p://www.kirikkale.gov.tr/kiktav/silahmuz.htm')
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/silahmuz.jpg1991 Yılında Silahsan bünyesinde kurulmuş olan Silah Müzesi 15. Ve 20.Yy. arasında Osmanlı ve Avrupa ülkelerine ait silahlardan oluşur. Tophane'den Anadolu'nun çeşitli yerlerinden ve askeri fabrikalardan bu silahlar ve tarihi özellikleri tespit edildikten sonra müzede dizayn edilmiş, özel bir salonda teşhir edilmektedir.

BELEDİYE KÜLTÜR PARKI
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/kulturpark2.jpgMillet varlığımızın geçmiş ve kültürel bağlarla yeni ve gelecek kuşakların beraberliği dil, din, millet unsurlarının belli mahal ve mekanlarda hatırlanıp yaşatılması, bunun yanı sıra modern toplum ve şehir yaşama standartlarının sunulması yapılan bu kültür parkıyla hayata geçirilmesi düşünülmüştür. Kültür Parkımızın tamamlanmasıyla Uluslararası Kültür ve Sanat organizasyonlarına ev sahipliği yapacağız.
Seyir kulesi, yürüyüş yolları, dinlenme mekanları ve yeşil alanların da bulunduğu Kültür parkına bu güne kadar 1 trilyon250 Milyar TL harcama yapılmıştır.
58 bin m2 alan içinde düzenleme, oturma, dinlenme, konferans salonlarının bulunduğu bu tesiste;Türk evi, Türk Büyükleri ve Türk Dünyası Anıtı gibi anıtsal yapılar da yer almaktadır.
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/kulturpark1.jpgTürkevi, 350-450 kişinin aynı anda faydalanabileceği çok amaçlı bir toplantıı salonuna sahiptir. Burada Türk kültürünü yansıtan sürekli bir müze de bulunacaktır. Binanın iç ve dış dekorasyonu, Selçuklu-Osmanlı tarzında rölyef tezyini şeklinde gerçekleştirilmiştir. İç dekorasyonda ahşap oyma süsleme sanatının seçkin örnekleri yer almaktadır.
Çevre düzenlemesinde bahçede 16 Türk büyüğü ve Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Atatürk'ün büstleri bulunmaktadır. Türk Dünyası anıtları da bu bölümde yer almaktadır. Türk büyükleri ve devlet kurucularının ad ve kısa özgeçmişleri ile devletlerin bayrakları anıtla bütünleşecek şekilde büstlerle aynı anda yer almaktadır.
Parkta Yer Alan Diğer Tesisler
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/kulturpark3.jpgCumhuriyet Anıtı : Kültür parkı içerisinde bulunan şelalenin yer aldığı üst giriş kapısının önünde bulunmaktadır. Türk Cumhuriyeti ve Türk Devletini sembolize etmektedir.
Mega Akvaryum : Türkiye de ilk kez yapılan mega akvaryum izleme, arıtma, soğuk ve sıcağa karşı otomatik ısı ayarlı göstergelidir. Akvaryum kapalı mekanda izleyenlerin beğenisini kazanmak için dev bir dekor vazifesi görmektedir.
Antik Tiyatro : İlimizde kültürel ve sosyal faaliyetlerin gelişmesi için Tiyatro, konser ve diğer faaliyetlere uygun şekilde tasarlanan antik tiyatroda sanatçı odası, sahne, özel kemer girişli localar bulunmaktadır. Oturma düzeni izleyicinin bütün koşullarda hareket edebileceği biçimde ve sıralar arası ulaşımı kolay şekilde dizayn edilmiştir.
Taş Kapılar : Kültür parkına anıtsal nitelikli üç kapıdan giriş yapılmaktadır। Bu kapılarda Selçuklu taş dekorasyonu, taş ve seramik olarak kullanılmıştır.

SİLAH-SAN MÜZESİ
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/silahmuz2.jpg
Silahsan Bünyesinde kurulmuştur. 1991 yılında gerekli işlemleri yapıldıktan sonra faaliyete geçirilmiştir.
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/silahmuz.jpg
15.-20. Yüzyıllar arasında Osmanlı ve Avrupa Ülkelerine ait silahlar Tophane'den, Anadolu'nun çeşitli yerlerinden ve askeri fabrikalardan toplanarak teknik ve tarihi özellikleri tesbit edildikten sonra müze haline getirilen, Silah Fabrikası'nın büyük salonunda gösterime açılmıştır.
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/silahmuz3.jpg
http://www.kirikkale.gov.tr/resimler/silahmuz4.jpg

0 yorum: