şansını mı denemek istiyorsun? öyleyse, rastgele bir yazıyı okumaya ne dersin?

KÜTAHYA

TARİHİ:
http://www.kutahya.gov.tr/resim/kutahya/tarih1.jpg
ZEUS TAPINAĞI AKROTERİ
Tarih Fotoğrafları http://www.kutahya.gov.tr/resim/kutahya/tarih3.jpg
Zeus Tapınağı - Çavdarhisar
http://www.kutahya.gov.tr/resim/kutahya/tarih5.jpg
Tarihi Evler
http://www.kutahya.gov.tr/resim/kutahya/tarih4.jpg
Eski Hükümet Konağı
http://www.kutahya.gov.tr/resim/kutahya/tarih6.jpg
Çinili Camii
http://www.kutahya.gov.tr/resim/kutahya/tarih7.jpg
Çinili Çeşme
http://www.kutahya.gov.tr/resim/kutahya/tarih17.jpg
Çinili Hamam
http://www.kutahya.gov.tr/resim/kutahya/tarih16.jpg
Kütahya Kalesi

1. GİRİŞ:

Ege Bölgesi’nin İç Batı Anadolu Bölümü’nde yer alan Kütahya, bilinen tarihi içinde Hitit, Frig, Roma, Bizans, Selçuklu, Germiyanoğulları ve Osmanlı Dönemi uygarlıklarıyla Türkiye Cumhuriyeti’ne ulaşmıştır. Kütahya ili sınırları içinde kalan topraklarda yerleşen ve adı bilinen en eski halk Hitit’lerdir. Buna rağmen çevredeki Arkeolojik buluntular ilin yerleşim tarihini çok daha eskilere, ilk çağlara değin götürmektedir. Kütahya için kesin bir kuruluş tarihi verilememekle birlikte; Hitit metinlerinde geçen Assuva tarihiyle ilgili IV. Tuthaliya (M.Ö. 1256–1220) yıllıklarına dayanarak M.Ö. II. binin ortalarında kurulduğu söylenebilir. Kütahya, bugün de işletilen zengin maden yatakları dolayısıyla tarihin her devresinde ilgi görmüş, bu sayede geniş ticaret yollarına sahip olmuş, hızla gelişmiştir. Malazgirt Zaferi’nin ardından XI. yüzyılın sonunda Türk uygarlıklarıyla tanışan Kütahya, Germiyanoğlu Beyliği’ne başkentlik yapmış olup Osmanlı Devleti bu topraklar üzerinde kurulmuştur. Ayrıca Kütahya “Türk ve dünya askerlik tarihi” nin en büyük zaferinin kazanıldığı yer olarak zengin bir kültürel mirasa sahiptir.
2. ŞEHRE VERİLEN ADLAR :
Eski kaynaklara, sikke ve yazıtlara göre Kütahya’nın antik dönemdeki adı “Kotiaeion”dur. Ünlü Antik Çağ Coğrafyacısı Strabon bu adın, “Kotys’in Kenti” anlamına geldiğini belirtmektedir. Kotys, Trakya’da yaşayan Odrisler’den olup, Romalılar’ın M.S. 38’de Anadolu’ya gönderdiği bir komutanın adıdır. Kütahya Müzesi’nde bulunan bir sikkede bu ad “Koti” olarak geçmektedir. Kütahya adı, eskisine benzetilerek Türkler tarafından verilmiştir.
3. KÜTAHYA’NIN İLK KURULUŞ YERİ:
İlimizin ilk yerleşim yeri Kütahya kalesi ve çevresidir. Germiyanoğulları döneminde de kullanılan şehir merkezinde yapılan kazılarda Roma dönemi nekropol (mezarlık) alanları bulunmuştur. Ancak şehir merkezinde Frigler dönemine ait önemli bir buluntuya rastlanmamıştır. Kütahya’nın antik dönemdeki yerleşim alanı henüz kesin olarak belirlenememiştir. Ne zaman kurulduğu, nerede kurulduğu, ne zaman ve kim tarafından fethedildiği kesin olarak ifade edilemeyen Kütahya, bir sırlar kentidir.
Yapılan Arkeolojik Kazılar ve Eski Yerleşim Merkezleri :

Bugüne kadar Kütahya ve çevresinde yapılan sistematik kazı ve araştırma sayısı çok değildir. İngiliz Arkeoloji Enstitüsü adına Clive Foss - Kütahya Kalesi’ni, Epigraf Tomas Drew Bear - Yazıtları, David French - Roma Yolları ve Mil Taşlarını, İstanbul Üniversitesinden Yrd. Doç. Dr. Turan Efe Antik Yerleşimlerden Höyük ve Tümülüsleri araştırmıştır. Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün Aizanoi Antik Kentinde başlattığı sistematik kazı ve araştırmalar 1970 yılından beri devam etmektedir. Müze uzmanlarının Kütahya il sınırlarında yaptığı inceleme ve araştırma çalışmalarında yüzü aşkın höyük, tümülüs ve antik yerleşim saptanıp belgelenmiş, yapılan kurtarma kazılarıyla kentin tarihini aydınlatacak önemli arkeolojik malzemelere rastlanmıştır. Kütahya Merkez Seyitömer Höyük’te yapılan kurtarma kazılarında Eski Tunç dönemine uzanan toplu buluntular elde edilmiş olup Kütahya Arkeoloji Müzesi’nde ayrı bir salonda sergilenmektedir. Merkez Ağızören Köyü’nde 2000 yılında yapılan kazılarda Hitit yerleşimine ait nekropol (mezarlık) alanında önemli arkeolojik malzemeler ele geçmiştir. Kütahya’da Eski Tunç Dönemi’ne uzanan toplu buluntu veren en önemli merkez, 1977 yılında kömür çıkartma işlemi sırasında ulaşılan Tavşanlı Tunçbilek, Boyalık ve Gevence mevkileridir. İlin yerleşim tarihine ışık tutan Eski Tunç buluntu merkezleri Seyitömer, Tavşanlı - Kayı Köyü, Altıntaş - Üçhöyük, Domaniç - Elmalı, Simav, Emet ve Çavdarhisar yöreleridir. Buralarda ele geçen buluntular Bitynia dışında tüm Batı Anadolu’da rastlanan tipik Troya çanak - çömleği örneklerindendir. Gaga ağızlılar, üç ayaklı kaplar, depas türü maşrapalar dışında, Balıkesir, Bursa yöresine özgü Yortan kültürünün bezekli kaplarına rastlanması, Kütahya’nın kuzeyinde bu kültürün etkin olduğunu göstermektedir. 4. HİTİT - FRİG DÖNEMİ:
Kütahya yöresi, Hititler Dönemi'nde Assuva'nın doğusunda, Hitit Devlet sınırlarının da batısında yer almaktadır. Antik Çağ bölümlenmesine göre ise ilin doğu yarısındaki toprakları Frigya, batısı da Mysia bölgesindedir.
O dönemde Hititlerin siyasal etkisi dışında kalan Batı Anadolu'daki pek çok kent konfederasyonlar şeklinde örgütlenmiştir. Kuzeybatı Anadolu'daki As-suva Konfederasyonu bunlardan biridir ve Kütah­ya'nın batısında kalan topraklar bu konfederasyona bağlıdır. İlin kuzey kısımları ise zengin gümüş yatak­ları ve buna bağlı gelişmiş ticaret yolları dolayısıyla Hititlerin sürekli ilgi ve etki alanında kalmakta, bu yüz­den sıkça saldırılara uğramaktadır
Hitit İmparatorluk döneminin sonuna doğru doğuda Assuva yöresindeki bakır yataklarının Asurlar'a kaptırılması, Hitit­ler'in Kütahya'ya ilgisinin artmasına ne­den olmuştur. Bu sırada Assuva'nın ba­şında Sum Dlama, Hititler'in başında IV. Tuthaliya bulunmaktadır. (M.Ö. 1256-1220).
Assuva'ya saldıran Hititler'in ülkeyi yakıp yıktıklarını, Assuva kralı ve oğlu Kukkulis'i tutsak alıp Hattuşaş'a götür­düklerini IV. Tuthaliya yıllıklarından öğre­niyoruz.
M.Ö. 1200'lerde Trakya'dan Anado­lu'ya büyük dalgalar halinde geçen Frig-ler, bölgede Hitit egemenliğine son verip, doğuda Kızılırmak, güneybatıda Burdur Gölü'ne kadar uzanan geniş bir alanı yurt tutmuşlardır.
Bursa, Balıkesir yörelerine gelen yeni oymakların eskilerini daha doğuya sürmeleri sonucunda Kütahya'nın batı kesimleri Mysia bölgesinde yer almıştır.
Yine Frigler'in bir kolu olan Bitin ve Tinler'in Kütahya'nın kuzeyine Bilecik-Sakarya bölgesine yerleştikleri görülmektedir. Frigler'in asıl kalabalık oymaklarının ise Afyon, Eskişehir, Kütahya üçgenin­deki bölgeye yerleşmesi sonucunda, Kütahya'nın doğusu Epiktetos Frigyası adını almıştır. Kütahya'nın güneyine, Temnos (Şaphane) ve Dindimos (Murat) Dağı'na kadar yayılan Frigler yerli Hititler'le karışıp kaynaştıkça güçlenmiş, kültür alanlarını genişleterek doğuda Fırat'a, batıda Ege Denizi'ne kadar dayan­malarına rağmen Lidyalılar üzerinde sürekli bir ege­menlik kuramamışlardır.
Frig Yerleşimi-Söğüt Köyü
M.Ö. VIII. yüzyılda devlet olarak örgütlenen Frigler'in barışçı bir toplum olarak geliştiği, tarım ve hayvancılıkla uğraştıkları, kaya mezarları, tapınım alanları ilekendilerine özgü bir mimari getirdikleri, maden işçiliği ve dokumacılıkta ileri gittikleri, yeni müzik aletleri ürettikleri görülmektedir. Antik kay­naklar, ünlü masalcı Ezop'un doğum yeri olarak Kütahya'yı göstermektedir.
M.Ö. 676'da Kafkasya üzerinden Anadolu'ya giren Kimmerler'in, Frigya Kralı III. Midas'ı yenerek Kütahya ve çevresini ele geçirdiği, daha sonra M.Ö. 607'de Lidya kralı Alyattes'in Kimmer egemenilğine son verdiği gözlenmektedir. Lidyalılar döneminde Efes'ten başlayıp başkent Şart, Uşak ve Kütahya'dan geçerek Adalar Denizi ve Kızılırmak'ın doğu yakasını birbirine bağlayan Kral Yolu bu dönemde yapılmıştır.
Doğuda gelişerek Anadolu'yu Marmara'ya kadar istila eden Persler'in ünlü kralı II. Kyros, M.Ö. 546'da Lidyalıları tarihten silmiş, Kütahya'yı Frig Satraplığı'nın merkezi yaptığı Dinar'a bağlamıştır. Pers yönetiminin zayıflamasıyla M.Ö. 334'te Biga Çayı civarındaki savaşı kazanan Makedonyalı İskender bölgede üstünlük kurmuştur. İskender'in M.Ö. 324'te ölümüyle Kütahya ve çevresi komutan­larından Antigonas'a geçmiştir. Bölgede M.Ö. III. yüzyılın başlarında yaşanan karışıklıklardan sonra
Bergama Krallığının üstünlük sağladığı ve M.Ö. 133 tarihinde Kütahya'nın Roma'nın Asya Eyaleti sınırlarına dahil edildiği görülmektedir.
5. ROMA VE BİZANS DÖNEMİ
Kütahya, Roma egemenliğine girdiği sırada böl­gede küçük şehir devletleri vardır. Kütahya'da Koti-aeion, Gediz'de Cadı, Simav'da Synaus, Emet'te Ti-beriopolis, Simav Boğazköy'de Ancyra, Altıntaş'ta Soa ve Çavdarhisar'da Aizanoi Antik yerleşim mer­kezleri bulunmaktadır. Bu şehir devletlerini Claudius unvanlı valiler yönetmiş, toplanan verginin bir bölü­münü merkeze gönderip kalanını kentin imarına har­camışlardır. O dönemin en büyük şehri olan 120 bin nüfuslu Aizanoi'nin Zeus Tapınağı, İmparator Hadrian MS. (117-138) döneminde toplanan arazi vergileriyle yaptırılmıştır. Bu bölgede (302) tarihinde yapıldığı saptanan bir borsa binası vardır. Duvarları üzerinde Latince fiyat listeleri bulunmaktadır. Bu lis­teler fiyat artışlarını önlemek için konulmuştur.
M.S.395'te Roma İmparatorluğu'nin ikiye ayrıl­masıyla Kütahya, Doğu Roma İmparatorluğu (Bi­zanslında kalmıştır. Bu dönemde önemli bir pisko­posluk merkezi olan Kütahya hızla gelişmiş, çevresi­ne yapılan kalelerle korunaklı bir kent haline getiril­miştir. Zeus Tapınağı kiliseye çevrilmiş, il ve çevre­sinde çok sayıda kilise inşa edilmiştir.
6. SELÇUKLULAR DÖNEMİ:
1071 'de Malazgirt Savaşı'nda Alparslan'a yenilen Bizans İmparatoru Romanos Diogenes salıverildikten sonra Bizanslılar tarafından Kütahya Kalesi'ne getiril­miş ve gözlerine mil çekilerek cezalandırılmıştır.
Anadolu Selçuklu Devleti'ni kuran Kutalmışoğlu Süleyman Şah, 1075'te İznik'i aldıktan sonra Kütah­ya ve yöresine akınlar düzenlemiş, 1078'de şehri ele geçirmiştir.
II. Yakup Çelebi İmaret Külliyesi
1097'de Haçlıların saldırısıyla Bizans'ın eline ge­çen Kütahya 1182'de Selçuklular tarafından geri alın­mıştır. 1186'da II. Kılıç Arslan ülkeyi 11 oğlu arasında paylaştırınca Kütahya Gıyaseddin Keyhüsrev'e düş­müş, çıkan karışıklıklar ve kardeş kavgaları sırasında 1196'da Kütahya tekrar Bizanslıların eline geçmiş, 1233'de Alaeddin Keykubad zamanında Anadolu Selçuklularına yeniden kazandırılmıştır
Kütahya'daki Hıdırlık Mescidi, Yoncalı Hamamı ve Camisi, Balıklı Camii ve Medresesi Selçuklu döne­mi eserlerindendir.
7. BEYLİKLER DÖNEMİ
I. Alaaddin Keykubad döneminde 1230'da Ana­dolu'ya gelen Germiyanoğlu Aşireti, Malatya yöresi­ne yerleştirilmiş olup 1240'ta Baba İshak ayaklanma­sında Selçuklulara yardım etmişlerdir. 1243 Kösedağ bozgunundan sonra artan Moğol baskısı karşısında Germiyanoğulları 1260'ta göç ederek Kütahya yöre­sine yerleşmiştir.
Ulu Camii
1277'de Anadolu Selçuklu Devleti'nin dağılma­sıyla Kütahya ve yöresi Germiyanoğullarfnın payına düşmüş, hızla gelişen Germiyanoğlu Beyliği, Batı Anadolu'nun en güçlü beyliği olmuştur. İlk beylerinin Alişir olduğu bilinmektedir. Alişiroğlu I. Yakup 1300'de bağımsızlığını ilan ederek Kütahya'yı baş­kent yapmıştır. 1340'ta yerine geçen oğlu Mehmet Bey döneminde gelişimini sürdüren Germiyanoğlu Devleti'nin başında 1361'de Süleyman Şah görün­mektedir. Bu dönemde Osmanlı Sultanı I. Murad'ın
Vacidiye Medresesi
oğlu Bayezid'e kızını veren Süleyman Şah, Kütahya, Simav, Emet ve Tavşanlı'yı kızı Devlet Hatun'un çeyi­zi olarak Osmanlılar'a vermiştir. (1381) Yıldırım Baye-zid 1389'a kadar Kütahya'da valilik yapmıştır. Süley­man Şah, Kula'ya çekildikten sonra 1387'de ölmüş, yerine oğlu II. Yakup Bey geçmiştir. Germiyanoğulla­rı Beyliği II. Yakup'un vasiyeti üzerine 1429'da Os­manlılara katılmıştır.
Kütahya'daki Germiyanoğlu eserleri arasında bu­gün Çini Müzesi olan II. Yakup İmaret Külliyesi, şimdi Arkeoloji Müzes olan Umur-Bin Savcı Medresesi ile İshak Fakih Camii ve Medresesi sayılabilir. Germiyan oğulları döneminde Yıldırım Bayezid'in Kütahya Valili­ği sırasında yapımına başlanan Ulu Camii XV. Yüzyıl­da Musa Çelebi döneminde tamamlanmıştır.
8. OSMANLILAR DONEMİ:
1429'da Germiyanoğlu II. Yakup'un vasiyeti ile Osmanlılara geçen Kütahya bu dönemde bir sancak merkezidir. 1451'de Anadolu Beylerbeyliği'nin mer­kezi olan Kütahya'da Kanuni'nin oğulları Şehzade Bayezid (1542-1558) ve (Sultan II.) Selim (1558-1566) valilik yapmışlardır.
1511'de Safavilerin Anadolu'da yaptıkları bölü­cülük sonucunda çıkan Şahkulu ayaklanması Kütah­ya'ya kadar yayılmıştır. 1833'te Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa'nın Kütah­ya'yı işgali ve aynı yıl imzalanan Kütahya Antlaşması ile şehri terk etmesi dönemin kayda değer olaylarıdır. Kütahya Osmanlı mimarisinin güzel örnekleriyle do­natılmış, çeşme, köprü, cami, medrese, han ve ha­mamlarla imar edilmiştir. Selçuklulardan bu yana de­vam eden çini sanatı bu dönemde en parlak devrini yaşamıştır. Dünya tarihinin devlet gözetiminde yapı­lan ilk toplu iş sözleşmesi, Fincancılar Esnafı An­laşması adıyla 13 Temmuz 1766 tarihinde Kütah­ya'da imzalanmıştır.
1849'da Osmanlı Devleti'ne sığınan Macar ba­ğımsızlık hareketinin önderi Lajos Kossuth ve bera­berindeki 56 mülteci, 1850-1851 yıllarında Kütah­ya'da konuk edilmiştir. Lajos Kossuth'un Kütahya'da kaldığı ev 1982 yılında müze haline getirilmiştir.
1867'de Hüdavendigar Vilayetine bağlı bir san­cak merkezi olan Kütahya, 8 Ekim 1923'te vilayet ol­muştur.
9. MİLLİ MÜCADELE VE CUMHURİYET DÖNEMİ:
Kütahya'nın Milli Mücadele tarihimizde çok önemli bir yeri vardır. Cumhuriyetimizin kurulması için verilen bağımsızlık mücadelesinin en önemli saf­hası ilimiz sınırları içerisinde yaşanmıştır.
I. Dünya Savaşı sonunda itilaf devletleri, Mond­ros Ateşkes Antlaşması hükümlerine dayanarak Ana­dolu'yu işgale başladılar. İşgaller karşısında milleti ve memleketi savaşa sürükleyenler, kendi hayatlarının endişesine düşerek gerekli tedbirleri almamışlar­dı.Ordunun elinden cephanesi alınmış, itilaf devletle­ri türlü vesilelerle yurdun çeşitli bölgelerini işgale baş­lamışlardır. İtilaf donanması İstanbul'da; Fransızlar, Adana'da; İngilizler Urfa, Maraş, Samsun ve Merzi­fon'da; İtalyanlar, Antalya ve Güneybatı Anadolu'da bulunuyorlardı. 15 Mayıs'ta itilaf devletlerinin izni ile Yunan ordusu İzmir'e çıkmıştır. Bu durum karşısında Türk milleti tarih boyunca gösterdiği "millet olma bilin­ci" içerisinde işgallere karşı Kuva-i Milliye hareketini başlatmıştır.
Kütahya'da Milli Mücadele 20 Eylül 1919 günü başlamıştır. Binbaşı İsmail Hakkı, Yüzbaşı İsmet, Yüzbaşı Süleyman ve Mülazım Tahsin Beyler Kütah­ya'ya gelerek Kuva-i Milliye Teşkilatını kurmuşlardır. Teşkilatın başına Askerlik Şubesi Başkanı Binbaşı Nüzhet Bey seçilmiştir. İsmail Hakkı Bey Komutasın­da oluşturulan 350 kişilik bir müfrezenin İngilizleri Kü­tahya'dan çekilmek zorunda bırakması Kütahya'da Milli Mücadelenin ilk başarısıdır.
Kütahya'da, Milli Alayı kurmayı başaran (Prişti-neli) İsmail Hakkı Bey, Batı Cephesi Komutanı Ali Fu­at (Cebesoy) Paşa tarafından Kütahya Milil Alayı Ku­mandanlığıma atanmıştır. İsmail Hakkı Bey Pozantı Kongresi'nden dönmekte olan Mustafa Kemal Paşa'ya Afyon'da bulunduğu sırada telgraf çekerek Kütahya'ya "Milli Alayı" denetlemesi için davet etmiş­tir.
6 Ağustos 1920 tarihinde Kütahya'ya gelen Mus­tafa Kemal Atatürk, Milli Alayı denetlemiş ve Kütah­ya'dan ayrılırken Kütahya Mutasarrıfı Sait Bey'e ken­di el yazısıyla takdirname vermiştir.
Kütahya Milli Alayı, Milli Mücadele yıllarında önemli görevler üstlenmiş, işgal yıllarında büyük ya­rarlılıklar göstermiştir. 10 Ağustos 1920'de imzalanan Sevr Antlaşması sonrasında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin antlaşmayı tanımadığını ilan etmesi üzeri­ne işgal hızlanmış, Yunanlılar 13 Temmuz'da Altın­taş'a, 14 Temmuz'da Tavşanlı'ya, 17 Temmuz'da Emet, Simav ve Kütahya'ya 3 Eylülde Simav'a, 5 Ey­lülde Gediz'e girmişlerdir. 28 Temmuz 1921'de Kü­tahya'ya gelen Yunan Kralı Konstantin Savaş Konse­yini burada toplayıp Ankara üzerine yürüme kararı çı­kartmıştır.
Yunan Ordusunun bu ilerleyişi karşısında Türk Ordusu, Sakarya'da Başkomutan Mustafa Kemal ko­mutasında dünya savaş tarihinde örneği görülmeyen bir taktikle büyük bir zafer kazanmıştır.
Sakarya'da durdurulan düşman ordusunu tama­men yurttan atmak amacıyla bir yıl kadar süren hazır­lık döneminden sonra 26 Ağustos 1922 tarihinde Başkomutan Mustafa Kemal Büyük Taarruzu başlat­tı. Bu çarpışmalar sırasında Türk askeri, tarihimizin her döneminde görülen kahramanlık ve fedakarlıkla­rına yenilerini ekledi. 57. Tümen Komutanı Albay Re­şat (Çiğiltepe) Bey'in Çiğiltepe'nin alınmasının yarım
saat gecikmesi üzerine görevini yerine getirememe­nin üzüntüsü ile kendisini vurması, bu anlayışa örnek teşkil eder. Zaferden sonra buraya Albay Reşat Çiğil­tepe Anıtı yapılarak anısı ölümsüzleştirilmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, Büyük Taarruzu bizzat cephede idare ederek üstün askerlik vasıflarını gös­termiş ve her zaman askerinin yanında Türk ordusu­na büyük moral ve destek olmuştur.
30 Ağustos günü Başkomutan Mustafa Kemal'in Zafertepe'den bizzat yönettiği meydan muharebesin­de Allıören, Keçiler, Kızıltaş Deresi yolunun iki yanın­da Yunan birlikleri tamamen sarılmış ve imha edilmiş­lerdir. Kızıltaş Deresi bölgesinde açık kalan alandan bazı Yunan birlikleri ve General Trikopis, General Di-yenis ve bir çok Yunan komutanı kaçmışlardır.
Başkomutan Mustafa Kemal, İsmet Paşa ve Fevzi Çakmak Paşa Çalköy'de yıkık bir evin avlusun­da kırık bir kağnı arabasının üzerinde durum değer­lendirmesi yaparak Yunanlıların yeniden savunma düzenine geçmesini önlemek ve Yunanlıları mağlup etmek için İzmir'e girmek görüşüne varmışlardır. Mustafa Kemal burada Batı Cephesindeki tüm subay ve erlere okunmak üzere bir bildiri yayınlamıştır.
"Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları, Afyonka-rahisar-Dumlupınar büyük meydan muharebesinde, zalim ve mağrur bir ordunun temel varlığını inanılma­yacak kadar az bir zamanda yok ettiniz. Büyük ve seçkin ulusumuzun fedakarlıklarına layık olduğunuzu kanıtladınız. Sahibimiz olan büyük Türk ulusu gele­ceğine güvenmekte haklıdır. Savaş alanlarındaki ba­şarı ve fedakarlıklarınızı yakından görüp izliyorum. Ulusumuzun size olan övgülerinin iletilmesine aracı­lık etme görevinin arkasını bırakmayacak, sürekli ola­rak yerine getireceğim. Ödüllendirme için Başku­mandanlığa öneride bulunulmasını, Cephe kuman­danlığına büyürdüm: Bütün arkadaşlarımın, Anado-
lu'da daha başka meydan muharebeleri de verilece­ğini göz önünde bulundurarak ilerlemesini ve herke­sin akıl gücünü ve yurtseverliğinin kaynaklarını kulla­narak, yarışmayı bütün gücüyle sürdürmesini talep ederim. Ordular, İlk Hedefiniz Akdeniz'dir, İleri!"
Böylece Kütahya 30 Ağustos Zaferi ile düşman işgalinden kurtarılmış, bunu 1 Eylülde Gediz, 3 Ey-lül'de Emet ve Tavşanlı'nın kurtuluşları izlemiştir.
9 Eylülde İzmir'de Yunan ordusunu denize döken Türk ordusu Mustafa Kemal'in emrini büyük bir başarı ile yerine getirmiştir.

Anıt Fotoğrafları
http://www.kutahya.gov.tr/resim/kutahya/tarih8.jpg
Haymeana Anıtı
http://www.kutahya.gov.tr/resim/kutahya/tarih9.jpg
Evliya Çelebi Anıtı
http://www.kutahya.gov.tr/resim/kutahya/tarih13.jpg
Şehit Baba Oğul Antı
http://www.kutahya.gov.tr/resim/kutahya/tarih14.jpg
Üç Komutan Anıtı
http://www.kutahya.gov.tr/resim/kutahya/tarih15.jpg
Zafer Anıtı
http://www.kutahya.gov.tr/resim/kutahya/tarih10.jpg
http://www.kutahya.gov.tr/resim/kutahya/tarih11.jpg
http://www.kutahya.gov.tr/resim/kutahya/tarih12.jpg


KRONOLOJİK KÜTAHYA TARİHİM.Ö.(1800-1200)
Hitit Dönemi,
M.Ö.(1460-1200)
Assuva Konfederasyonu içinde Kütahya,
M.Ö.(1200-676)
Frigler Dönemi,
M.Ö.(607-546)
Lidya Dönemi,
M.Ö.(546-334)
Persler Dönemi,
M.Ö.(334-281)
İskender Dönemi,
M.Ö.(281-133)
Bergama Dönemi,
M.Ö.(133)-M.S.(395)
Roma Dönemi,
M.S. 395
Bizans Dönemi’nin başlaması,
M.S. 8.yy
Kütahya Kalesi’nin inşası,
1078
Kütahya’nın Selçuklularca alınması,
1097
Haçlıların Kütahya’yı alıp Bizanslılara bırakması,
1182
Kütahya’nın yeniden Selçuklulara geçmesi,
1197
Kütahya’nın Bizanslılarca geri alınması,
1233
Kentin kesin olarak Selçukluların eline geçmesi ve Kütahya Kalesine ilaveler yapılması,
1260
Germiyanoğlu Aşiretinin Kütahya’ya yerleşmesi,
1277
Kütahya’nın Germiyanoğullarına ikta olarak verilmesi,
1300
Germiyanoğlu Devleti’nin kuruluşu,
1314
Umur-Bin Savcı Medresesi’nin yapılması,
1381
Germiyanlı Devlet Hatun’un Yıldırım Bayezid ile evlenmesi,
1381-1389
Yıldırım Bayezid’ın Kütahya Valiliği,
1390
Yıldırım Bayezid’ın Germiyanoğlu Devletine son vermesi,
1402
Timur’un Germiyanoğlu Devleti’ni tekrar canlandırması,
1410
Yıldırım Bayezid’ın yapımını başlattığı Ulu Camii’nin tamamlanması,
1411
II. Yakup İmaret Külliyesi’nin yapılması,
1429
Germiyanoğlu II. Yakup’un ölümü ve vasiyetiyle topraklarının Osmanlılara geçmesi,
1451
Anadolu Beylerbeyliği Merkezi’nin Kütahya’ya taşınması,
1511
Şahkulu Ayaklanması,
1542-1558
Şehzade Bayezid’ın Kütahya Valiliği,
1558-1566
Sultan II. Selim’in Kütahya Valiliği,
1766
Fincancılar Esnafı Anlaşması,
1833
Mısır ordusunun Kütahya’yı işgali,
1850-1851
Lajoss Kossuth’un Kütahya’da misafir edilmesi,
10.09.1885
İlk telgrafın çekilmesi,
1892
Demiryolunun gelmesi,
1905
Kütahya eski Hükümet Konağı’nın yapılışı,
20.09.1919
Kütahya Kuva-i Milliye Teşkilatının kurulması,
21.07.1920
Kütahya Milli Alayı’nın Kuruluşu,
06.08.1920
Atatürk’ün Kütahya’ya İlk Gelişi,
03.09.1920
Simav’ın işgali,
05.09.1920
Gediz’in işgali,
05.01.1921
Gediz’in Çerkez Ethem’den alınması,
13.07.1921
Altıntaş’ın işgali,
14.07.1921
Tavşanlı’nın işgali,
17.07.1921
Kütahya’nın işgali,
28.07.1921
Yunan Kralı Konstantin’in Kütahya’ya gelmesi,
30.08.1922
Dumlupınar Meydan Muharebesi Kütahya’nın Kurtuluşu s:18.00,
01.09.1922
Gediz’in Kurtuluşu,
03.09.1922
Emet ve Tavşanlı’nın kurtuluşu,
24.03.1923
Atatürk ve Latife Hanımın Kütahya’yı ziyaretleri,
08.10.1923
Kütahya’nın il olması,
30.08.1922
Atatürk’ün Dumlupınar’a gelişleri,
1926
Kütahya’ya ilk elektrik verilmesi,
1926
Sümerbank Kiremit Fabrikası’nın Açılması,
23-24.01.1933
Atatürk’ün Kütahya’yı ziyaretleri,
21.06.1934
Atatürk ve Şah Rıza Pehlevi’nin Alayunt İstasyonu’nda dinlenmeleri,
24.11.1954
Kütahya Şeker Fabrikası’nın açılması,
1956
Tunçbilek Termik Santralı’nın üretime başlaması,
1958
SLİ Termik Santralı’nın üretime başlaması Emet Etibor İşletmeleri’nin Açılması,
27.10.1961
TÜGSAŞ (Azot) Fabrikası’nın açılması,
1976
Kütahya Manyezit Fabrikası’nın açılması,
1981
Gümüş Fabrikası’nın açılması,
1992
Dumlupınar Üniversitesi’nin kurulması.

MİLLİ MÜCADELEDE KÜTAHYA:
MİLLİ MÜCADELEDE KÜTAHYA http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif KÜTAHYA SULTANİSİNDE YAPTIĞI KONUŞMA
(24 Mart 1923)

http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/ata1.jpg Kuruluşa ve Kurtuluşa ev sahipliği yapan Milli Mücadele yıllarının en önemli olaylarına da sahne olan Kütahya; I. Dünya Savaşından sonra Osmanlı Devletini parçalamak, Türk topraklarını işgal etmek üzere harekete geçen sömürgeci devletlere karşı Türk milletinin var olduğunu bir kez daha dünyaya duyurduğu topraklardır.
Kütahya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin kurulduğu 20 Eylül 1919 tarihi, Kütahya'da Milli Mücadele'nin başlangıç tarihidir. 21 Temmuz 1920'de Kütahya Milli Alayı kurulmuş, Alay 6 Ağustos 1920'de Mustafa Kemal Paşa tarafından denetlenmiştir. Denetim sonrasında Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Paşa, kendi el yazısıyla Kütahya halkı adına Mutasarrıf Sait Bey'e yazılmış takdirname vermiştir.
Kurtuluş Savaşı'nın en büyük muharebelerinden olan Büyük Taarruz; 26 Ağustos1922'de Kocatepe'de başlamış, 30 Ağustos'ta Zafertepeçalköy'de büyük komutan Gazi Mustafa Kemal'in Başkumandan Meydan Muharebesi kazanması ile Türkiye Cumhuriyetinin temelleri Kütahya'da atılmıştır. Dumlupınar'da " Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz'dir. İleri..!" emri ile düşman bu topraklardan çıkarılmıştır.
Artık Kütahya, Kuruluş ve Kurtuluştan sonra binlerce şehidi bağrında barındırarak " Şehitler ve Şehitlikler " diyarı da olmuştur.
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/ata6.jpg Muallime Hanımlar ve Muallim Efendiler;

Bu irfan sakfı altında hepinizi bir arada görmekten ve cümlenizi birden selamlamaktan fevkalade memnun ve bahtiyarım. Müdür Beyefendinin çok güzel tasvir ve izah eyledikleri gibi memleketimizi, heyeti içtimaiyemizi hedefi hakikate, hedefi saadete isal için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri milletin istikbalini yoğuran irfan ordusu. Bu iki ordunun her ikiside kıymetlidir, alidir, feyizlidir, muhteremdir. Fakat bu iki ordudan hangisi daha kıymetlidir, hangisi yekdiğerine müreccahtır? Şüphesiz böyle bir tercih yapılamaz, bu iki ordunun ikisi de hayatidir.
Yalnız siz irfan ordusu mensupları, sizlere mensup olduğunuz ordunun kıymet ve kudsiyetini anlatmak için şu söyleyeyim ki sizler ölen ve öldürebilen birinci orduya niçin öldürüp niçin öğreten bir orduya mensupsunuz.

(Alkışlar)

Kütahya'yı ziyaret eden Mustafa Kemal riyasetindeki Büyük Millet Meclisi Heyeti'nin şehirden ayrılışı münasebetiyle Kütahya Mutasarrıfına telgraf *:
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif Kütahya Mutasarrıfı Sait Beyefendiye. 6.VIII.1336 (1920)

http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/ata2.jpg Büyük Millet Meclisi'nin selâm ve ihtiramını muhterem halkımıza, kahraman orduya vehamiyetkâr memurine tebliğ etmek üzere Kütahya'yı ziyaret eden heyetimiz burada gördüğü mefharetbaşh ve itminanaver tezakürat-ı samimiye ve âliyeden dolayı fevkalâde müftehir ve mesrurdur. Vatanperver Kütahya ahalisinin malî fedakarlığı, maddi ve manevi himmet ve mesaisiyle beş on gün zarfında ihzar ve teçhiz edilen binlerce mevcuda baliğ kıtat-ı askeriyenin giriştiğimiz dini, milli, vatani mücadelede muzafferriyetimizi temin edecek kahraman bir zümre olarak isbat-ı fedakâri edeceğimden eminiz . Gerek zatıâlileriyle Müdafaa-i Hukuk Heyet-i gayyuresinin gerek umum Kütahya halkının mucib-i mühabat olan himematından dolayı hissettiğimiz Şükranı Büyük Millet Meclisi namına beyan ile arz-ı veda eder ve işbu ihsasat-ı mahmedetkaranemizin aynen bütün ahaliye tebliğ buyurulmasını rica eyleriz.
Büyük Millet Meclisi Reisi
Mustafa Kemal

Muhterem Muallime Hanımlar ve Muallim Beyler; biz iki ordudan birincisine, vatanı çiğnemeye gelen düşman karşısında kan akıtan birinci orduya, bütün dünya bilir ve bütür dünya şahit olduki, pek mükemmelen malikiz. Vatanın dört sene evvel düştüğü büyük felaketten sonra yoktan var olan bu ordu, vatanı yok etmeye gelen düşmanı vatanın harimi ismetinde boğup mahvetti. (Şiddetli alkışlar). Yalnız, işimiz yalnız bu orduya malikiyetle bitmiş, gayemiz yalnız bu ordunun zaferiyle hitame ermiş değildir.

Bir millet irfan ordusuna malik oldukça, muharebe meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin payidar neticeler vermesi ancak irfan ordusu ile kaimdir. Bu ikinci ordu olmadan birinci ordunun semeratı ufuleder. Milletimizi hakiki saadet ve selamete isal etmek istiyorsak, bizi ölümden kurtaran ve hayata götüren bugünkü şekli idaremizin ebediyetini istiyorsak, bir an evvel büyük, mükemmel, nurlu bir irfan ordusuna malik olmak zaruretinde bulunduğumuzu inkar edemeyiz.

http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/ata3.jpg
BAŞKUMANDAN MEYDAN SAVAŞI'NIN İKİNCİ YILDÖNÜMÜNDE DUMLUPINAR ANITI ÖNÜNDE KONUŞMASI (30. VIII. 1924)
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/ata4.jpg Hiç şüphe etmemelidir ki, yeni Türk Devleti'nin temeli burada atıldı. Ebedi hayatı burada taçlandırıldı, bu sahada, bu semada dolaşan şehit ruhları devlet ve Cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır. Burada temelini attığımız "Şehit asker" anıtı işte o ruhları, o ruhlarla beraber gazi arkadaşlarını, fedakar ve kahraman Türk vatanına göz dikenlere Türk'ün 30 Ağustos günündeki ateşini, süngüsünü, savletini, kudret ve iradesindeki şiddeti hatırlatacaktır.
....................
Gençler!
Cesaretimizi takviye ve idame eden sizsiniz. Siz almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile, insanlık meziyetinin, vatan muhabbetinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız.
Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsizin. Cumhuriyeti biz tesi ettik; onu ilâve ve idame edecek sizsiniz.
Arkadaşlar, bu gaza ve şahadet diyarını terkederken "Şehit Asker"i hep beraber hürmet ve tâzimle selâmlıyalım.
Mustafa Kemal
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/ata7.jpg Eski idarelerin eski hükümet sistemlerinin en büyük fenalıklarından biri de irfan ordusuna layık oldukları büyük ehemmiyeti vermemeleridir.Eğer bu ehemmiyet verilseydi. İstikbali ellerine tevdi ettiğimiz sizlere, istikbal kadar emin bir mevki verilmek lazım gelirdi. Henüz üç bucuk, dört senelik bir hayata malik olan milli idaremiz de vakıa irfan ordusu ile layık olduğu kadar iştigal edememiştir. Fakat bundaki zarureti milletin münevverleri olan sizler, elbetteki herkesten daha iyi takdir edersiniz. Bütün kuvvetlerimizi yalnız cepheye hasrettiğimiz, bütün menabiimizi cephedeki orduda temerküz ettirmeğe mecbur olduğumuz bu kısa müddet içinde, bittabi irfan ordusu ile layikiyle meşgul olamazdık. Lakin cenabı hakka binlerce hamdü sena olsun ki düşman karşısındaki aziz ordumuz için sarf ettiğimiz bütün emekler, mes'ut semeratını verdi.

Artık bundan sonra aynı kuvvet, aynı faaliyet, aynı himmetle irfan ordusu için çalışacak ve birincide olduğu gibi bu ikinci ordudan dahi emeklerimizin, faaliyetlerimizin, himmetlerimizin mes'ut ve muzaffer semelerini aynı parlaklık ve fevzü bereketle istihsal edeceğiz. (Alkışlar)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları :
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/ata5.jpg Afyonkarahisar - Dumlupınar Büyük Meydan Muharebesinde zulmedici ve gururlu bir ordunun asıl unsurları inanılmayacak kadar az bir zamanda yok ettiniz. Büyük ve soylu milletimizin fedakarlıklarına yaraşır olduğunuzu tanıtlıyorsunuz. Sahibimiz olan Büyük Türk Milleti, geleceğinden güven duymaya haklıdır. Muharebe meydanlarındaki beceriklilik ve fedakarlıklarınızı yakından görüyor ve izliyorum. Milletimizin hakkınızda verdiği değere aracılık etmek görevini, arkasına bırakmayarak, devamlı yapacağız.

Ordular: ilk hedefiniz Akdeniz' dir, ileri !

T.B.M.M Başkanı
Başkumandan
Mustafa Kemal

http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/ata8.jpg
Arkadaşlar!

Asken ordusu ile irfan ordusu arasındaki müşahebet ve mutabakat arz etmiş olmak için şunu da ilave edeyim: Kıymetli bir eserde, "Ordunun ruhu heyeti zabitan ve kumanda heyetidir." Deniliyor. Hakikaten böyledir. Bir ordunun kıymeti, zabitan ve kumanda heyetinin kıymeti ile ölçülür. Siz mualime hanımlar ve mualim beyler, sizlerde irfan ordusunun zabitan ve kumanda heyetisiniz. Sizin ordunuzun kıymeti de sizlerin kıymetinizle ölçülecektir. İstiklal Mücadele'sinde üç dört senedir, düşmanı topraklarımızda mahvetmek için yaptığımız harpte, ordunun ruhu olan zabitan ve kumanda heyet ve erkanı, kıymetlerinin yüksekliğini nasıl ibraz ve ispat etmişse bundan sonra yapacağımız hur ve inkilap mücadelesinin, milletimize bir karanlık gibi çöken cehli umumiyi mağlup ve makhur etmek harbinde dahi irfan ordusunun ruhu olan siz muallime hanımlar ve muallim beylerin aynı kabiliyeti ihsas ve iraye edeceğinize eminim. Hepinizi bu emniyetle selamlarım muhterem arkadaşlar. (Sürekli ve şiddetli alkışlar)

KÜTAHYA MUTFAK KÜLTÜRÜ:
Börek ve Mantılar CİMCİK Malzemeleri;
Un, Yumurta ,Tuz ,Tereyağı ,Sarımsak ,Yoğurt Hazırlanışı: http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/ymk1.jpg Bir kabın içine un havuz gibi açılır. İçine yumurta, tuz, su ilave edilir. Hamur yoğrulur. Yoğrulduktan sonra yumaklara ayrılır. Hamurlar yuvarlak olarak tek tek açılır. Unlanır. Oklava ile iki taraftan eşit biçimde sarılır. Ortadan ikiye kesilir. 1parmak eninde kesilir. Bıçağın üzerine atılır. Küçük küçük kesilir. El ile havalandırarak hoplatılır. Tek tek cimciklenir. Çapraz biçimde 1 kaşığa 40 adet sığacak şekilde yapılır. Sunum; tereyağı gezdirilir.Üzerine sarımsaklı yoğurt dökülür. Servise sunulur.
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif KIYMALI SİNİ MANTISI Malzemeleri; ½ kilo un, 1 tane yumurta , 1 tatlı kaşığı tereyağı . 1;5 bardak ılık su . Yoğurt ,Sarımsak İç malzemeleri; 1 demet maydanoz , ½ kilo kıyma , 1 çay kaşığı karabiber ,1 çay kaşığı tuz Hazırlanışı: Un içine yumurta ve su katılıp yoğrulur. Yumurta büyüklüğünde parçalara ayrılır, hamur açılır. İç malzemeleri kıyma maydanoz, karabiber karıştırılıp, açılan bezeler kare büyüklüğünde kesilip, hazırlanan iç, fındık büyüklüğünde konulur. Tepsi yağlanıp, 90 derecedeki fırına sürülür. 20 dakika fırından çıkarıldıktan sonra üzerine 1 bardak sıcak su eklenir.Sunum; mantı yumuşayınca üzerine önce sarımsaklı yoğurt daha sonra kızartılmış tereyağı dökülerek servise sunulur.
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif GÖZLEME Malzemeleri; 1 kilo un , tuz , haşhaş , yağ , yeteri kadar tuz Hazırlanışı: Un, tuz ve su ile yumuşak bir hamur elde edilir. Bezelere ayrılır. Tek tek haşhaşlanarak yağlanır. Hazırlanan hamurlar 25 cm. açılarak sacda pişirilir.Sunum; sıcak olarak servis yapılır.
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif ISPANAKLI ŞİBİT Malzemeleri; ½ kg. ıspanak , 2 baş kuru soğan , 3 bardak un , 1 bardak sıvı yağ , bir tutam,tuz ,karabiber
Hazırlanışı: unla tuz normal yumuşaklıkta yoğrularak, ufak bezeler halinde açılır. İçine ıspanak ve soğanla hazırladığımız harç konulur. Yanmaz tava veya saçta pişirilir. Yağı içne konursa makbuldür Sunum; sıcak olarak servis yapılır. http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif ŞİBİTLİ TAVUK TİRİDİ Malzemeleri; 1 büyük tavuk, 5 lt. su , yeteri kadar tuz , 5 yemek kaşığı tereyağı , 1 tatlı kaşığı kırmızı toz biber , 2 kg un , ½ kg süzülmüş katı yoğurt , 1 baş sarımsak
Hazırlanış: Tavuğun Hazırlanışı; temizlenip yıkanmış tavuk, büyükçe tencereye konulup su ve tuz ilave edilerek, pişinceye kadar kaynatılır. Ilıyınca tepsinin ortasına konulur.
Şibitin Hazırlanışı; 2 kg. una 1 yemek kaşığı tuz katılarak, kulak memesi yumuşaklığında yoğrulup, üzerine nemli bir bez örtülerek 10 dakika bekletilir. Küçük bezelere ayrılan hamur,1 mm. Kalınlığında açılarak kızgın saç üzerinde iyice kurutmadan çevire çevire pişirilir. Ve hemen rulo halinde sarılıp 5 cm boyunda parçalara kesilerek tepsideki tavuğun etrafına dik dik dizilir. Tavuğun suyu da şibitlerin üzerine ılık şekilde dökülerek tirit yapılır. Üzerine kızarmış kırmızı biberli tereyağı ezdirilir. Arzu edilirse sarımsaklı yoğurt dökülür. Sunum; ılık olarak servis yapılır.
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif DOLAMBER BÖREĞİ Malzemeleri; 4 orta boy patates , 2 baş kuru soğan , 1 tutam karabiber , maydanoz ,1 tutam kırmızı biber , tuz , 4 su bardağı , ½ paket margarin , yeterli miktarda su
Hazırlanışı: Un ve tuz beraber normal yumuşaklıkta yoğrulur. Yarım saat dinlendirilir. Ufak bezeler halinde ayrılarak oklavayla ince açılır. Margarinle sıvı yağ karıştırılıp açılan hamur yağlanır ve patatesli harç serpilir. Yuvarlayıp dolandırılarak tepsiye döşenir. 220 derece fırında pişirilir. Çıtır çıtır servise hazırlanır. Patatesler kaynamış olarak hazırlanır. İçine kıyılmış maydanoz ve karabiber eklenerek hazırlanır.Sunum; sıcak olarak servis yapılır
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif NAMAZ LOKMASI Malzemeleri; su bardağı böreklik un , 1 tatlı kaşığı tuz , 750 gr sıvı yağ , 2 tatlı kaşığı kuru (toz) maya , 2 tatlı kaşığı toz şeker , pudra şekeri (üzerine)
Hazırlanışı: 2 tatlı kaşığı maya, 2 tatlı kaşığı şeker, bir su bardağının içine konur, yarım bardak ılık su ilave edilir. Karıştırılıp eritilir Kabarması beklenir. Bardaktan taşmaya başlayınca derin bir kapta elenen 4 su bardağı unun içine 1 tatlı kaşığı tuz ile beraber ilave edilir ve karıştırılır. Yaklaşık 2.,5 su bardağı ılık su ile yoğrulur. Hamur iyice özleştirilir. Üzerine bir kapak kapatılarak hamur mayalanmıştır. Bir kaseye su doldurulur. Bir tatlı kaşığı hazır bulundurulur.Çukur tavaya sıvı yağ konur iyice kızdırılır. Sol elle hamur avuca alınıp yumruk yapılarak sıkılır. Avucun üzerinde bulunan hamur tatlı kaşığı ile alınıp kızgın yağa bırakılır. Kaşığa hamurun yapışmaması için ara sıra yağa yada kasede bulunan suya batırılır. İşlem hızlı hızlı yapılır. Lokmaların iyi kızarması için delikli kevgirle ara rsıra karıştırılır.Pembeleşen lokmalar süzdürülüp alınır.Bir tabakta dinlendirilir. Servis tabağına alınır Üzerine pudra şekeri serpilir.
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif GÖKÇÜMEN HAMURSUZU Malzemeleri; Hamur için; 2 su bardağı su , 1 fincan zeytin yağı , 1 kg un Harcı için; 200 gr haşhaş , ½ paket margarin , 1 çay kaşığı sıvı yağ Hazırlanışı: 2 su bardağı su, zeytinyağı, tuz ve un katılıp normal hamur yapılır. Hamur dinlendirilir. Haşhaş, margarin ve çicek yağı ocakta ısıtılıp karıştırılır. Hamur 12 parçaya bölünür ve her biri tabaktan biraz küçük açılır Her hamura sürülür, bütün hamurlar üst üste konulur, yağladıktan sonra büyütülür. Kenarları ortaya gelecek şekilde katlanır. Tepsi büyüklüğünde açılır, üzerine haşhaşlı yağ sürülür. Sıcak fırında 25 dakika pişirilir. Sunum; Gökçümen Hamursuzu ılıkken servis yapılır. Gökçümen Kütahya'nın bir mahallesidir.
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif TOSUNUM Malzemeleri; 1 şişe maden suyu , 1 yumurta , 1 çorba kaşığı yoğurt , 1 çay bardağı zeytinyağı , tuz ,
1 adet margarin , haşhaş ,aldığı kadar un
Hazırlanışı: http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/ymk2.jpg Hamur yoğrulur ve 8 parçaya bölünür. Her parça bir tabak büyüklüğünde açılarak yağlanır ve katlanır. Buzdolabında 1 saat bekletilir. Her parça açılır, 4 parçaya bölünür. İçi konup kapatılır. Üzerine yağlı haşhaş sürülüp fırına verilir. İçinin hazırlanışı, 1 su bardağı yeşil mercimek iyice haşlanır. Süzülür., biraz yağla 1 adet doğranmış soğan kavrulur. Mercimek ilave edilir. Tuz ve karabiber konulur. Sunum; tercihen sıcak olarak servis yapılır.
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gifLOKUM
Malzemeleri; Un , Maya , Yoğurt , Yumurta ,Haşhaş
Hazırlanışı : Un, su,yoğurt ve maya ile yoğrulur. Bir süre dinlendirilir. Daha sonra ise üzerine yumurta ve haşhaş sürülerek fırına sürülür. Yarım saat pişirilerek dışarı çılarılır. Onbeş dakika dinlendirildikten sonra yememeye hazırdır.
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif TAHİNLİ ÇÖREK Malzemeleri; 1 komposto kasesi süt, ½ komposto kasesi ılık su ,1 çorba kaşığı toz şeker ,Kibrit kutusu kalınlığında yaş maya , 2 yumurta , ½ bardak sıvı yağ , 7 kase un , 1 bardak tahin-sıvıyağ , ½ çay kaşığı tarçın , 1-2 adet karanfil
Hazırlanışı: maya ılık suda eritilir. Süt de ılık şekilde mayaya ilave edilir. Sıvıyağ, şeker, yumurta karıştırılarak hamur yapılır. 1 bardak tahin ile sıvı yağ kavrulur. Hamur 6 parçaya ayrılır. 1 yufka dinlenmeye bırakılır. Diğeri de açldıktan sonra tahin sürülür. Öteki yufkaya da tahin sürülür. Öteki yufkaya da tahin sürdükten sonra rulo şeklinde sarılır. Dinlenmeye bırakılır. Diğerleri de aynı şekilde yapılır. Örgü şeklinde sarılıp yağlı kağıt üzerine konulur. Yumurta köpük hale getirilerek üzerine sürülür ve fırına verilir. Sunum; sıcak olarak servis yapılır.
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif KIYMALI SU BÖREĞİ Malzemeleri; Hamuru için; 200 gr. un , 4 yumurta i, 2 su bardağı un , Sosu için , ½ kg yoğurt , 1 diş sarımsak , 1000 gr. Tereyağı (üzerine) , Kırmızı biber
Harcı için; 700 gr. kıyma , ½ demet maydanoz , 300 gr. tereyağı (yağlamak için) , 1 çay bardağı sıvı yağ (tepsiyi yağlamak için)
Hazırlanış: un büyükçe bir kaba alınır 4 yumurta, tuz, 2 bardak su ile katı bir hamur yapılır. Hamurlar on bir eşit parçaya ayrılır. (180 'er gram) 9 tanesi tepsi büyüklüğünde açılır. Gazetenin üzerine serilir. Hamur gazete okunacak inceliğinde olmalıdır. Büyük bir tencerede su kaynatılır. Tereyağı, bir çay bardağı sıvı yağ ile beraber kızdırılır. Kıyma hafif kavrulur, maydanoz ilave edilir. Hamurun bir parçası açılır 60 cm.lik tepsi yağlanır. Hamur üzerine serilir., diğer hamurlar kesilir, kaynayan suya atılır.Sudan soğuk suyun içine alını, oradan kevgirin üzerine serilir. Fırça ile yağlanır. Kıyma 8'e bölünür. Yağlanmış hamura serpilir.4'lü ocağın üzerinde kızartılır. Hafif soğuyunca başka tepsi yardımı ile çevrilir, ikinci tarafı kızartılır. Sunum; dilimler halinde kesilir, üzerine arzuya göre et suyu serpilir. Sarımsaklı yoğurt ve tereyağı biber dökülür. Sıcak servis yapılır.
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif SARMA HAMUR DOLMASI Malzemeleri; Hamur için; 1 yumurta ,un ,su İç Malzemeleri; 250 gr kıyma ,1 orta boy soğan ,2 yemek kaşığı haşlanmış pirinç ,veya mevsim sebzeleri ,karabiber ,1 demet maydanoz Hazırlanış: hamur malzemeleri karıştırılarak hamur haline getirilir. Hamur birkaç bezeye ayrılır. Bezeler normal incelikte açılarak 1,5 santim genişliğinde şeritler halinde kesilir.Kıyma ince ince kıyılmış soğanla biraz kavrulur. İsteğe göre iki yemek kşığı haşlanmış pirinç ve /veya haşlanmış iki orta boy patates rendelenmiş olarak kıymaya ilave edilir. İnce kıyılmış maydanoz, karabiber ve tuz hazırlanan içe ilave edilir. İçten alınan küçük parçalar şerit halinde kesilmiş olan hamurun uç kısmına konularak üçgen olacak şekilde katlanır.Uzun şeritler (kalın olmaması için ikiye kesirli.) Üçgen şekilde hazırlanmış olan hamurlar isteğe göre fırınlanır veya doğrudan bol suda tuz ilave edilerek haşlanır. Pişen sarmalar süzülerek tabağa alınır.Sunum; mevsime göre salça veya domatesle hazırlanan sos ve iki yemek kaşığı tereyağı kızartılıp yemeğin üzerine dökülür. İsteğe göre haşlanmış mevsim sebzeleri yemeğin yanına garnitür olarak servis yapılır.

ARKEOLOJİ MÜZESİ:
KÜTAHYA ARKEOLOJİ MÜZESİ http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/muze1.jpg Ulu Cami yanında Umur-bin Savcı Medresesi olarak bilinen yapıda 1965 yılında ziyarete açılmıştır. Medrese binası 1314 yılında Germiyan Beylerinden Umur Bin Savcı tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştan inşa edilen yapının portali Selçuklu sanatının özelliklerini gösterir.
Kapıları, kubbeli orta mekana açılan dokuz küçük odası vardır. Müzede yer alan vitrinlerde geç Miyosen döneminden itibaren, Paleolitik, Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Frig, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserler teşhir edilmektedir.Restorasyonu ve yeni teşhir düzenlemesi yapılarak 5 Mart 1999 tarihinde yeniden ziyarete açılmıştır
Arkeoloji Müzesi Tel : 224 07 85
Pazartesi hariç Her gün Açık
Saat : 09.00 - 17.00
Yabancı Ziyaretçi Ücreti : 2.000.000.TL
Yerli Ziyaretçi Ücreti : 1.000.000.TL
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif KÜTAHYA ÇİNİ MÜZESİ http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/muze5.jpg Germiyan Beyi II. Yakup (1387-1429) külliyesinin imaret bölümü olan bu yapı Kültür ve Turizm Bakanlığınca restore edilerek, Çini Müzesi olarak 5 Mart 1999 tarihinde ziyarete açılmıştır. Kubbeli ve şadırvanlı orta mekana, üç yönde kubbeli eyvan ile iki oda açılmaktadır. Türbe bölümünde II. Yakup Bey'in çinili sandukası bulunmaktadır. Yıkılan Medresenin taş kitabesi giriş kapısının solundaki nişe yerleştirilmiştir. Müze içinde yer alan vitrinlerde 14.yüzyıldan başlayarak günümüzde yapılan örneklere kadar olan çini eserler sergilenmektedir.

Çini Müzesi Tel : 2236990
Pazartesi hariç Her gün Açık
Saat : 09.00 - 17.00
Yabancı Ziyaretçi Ücreti : 2.000.000.TL
Yerli Ziyaretçi Ücreti : 1.000.000.TL
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif KÜTAHYA KOSSUTH MÜZESİ http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/muze4.jpg Macar Sokak'ta bulunan 18. yüzyıl Türk evidir. Macar evi olarak da bilinir. Macar Özgürlük savaşının önderlerinden Lajos Kossuth (1850-1851) yılları arasında bu evde misafir edilmiş ve Macaristan Anayasası tasarısını bu evde hazırlamıştır.
Bahçe içinde yer alan iki katlı ve 7 odalı olan ahşap ev, Kültür ve Turizm Bakanlığınca restore edilerek Lajos Kossuth anısına müze olarak 19 Eylül 1982 tarihinde ziyarete açılmıştır. Müzede Lajos Kossuth'a ait eşyalar ile klasik Tük evine ait etnografik eşyalar teşhir edilmektedir.
Kossuth Müzesi Tel : 2236214
Pazartesi hariç Her gün Açık
Saat : 09.00 - 17.00
Yabancı Ziyaretçi Ücreti : 2.000.000.TL
Yerli Ziyaretçi Ücreti : 1.000.000.TL
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif ÖZEL MÜZELER
SADIK ATAKAN ÖZEL ÇİNİ EVİ Avukat Sadık Atakan tarafından düzenlenen Kütahya evinde, son 250 yılın en güzel çinileri sergilenmektedir. Değerli çini ustalarının eserlerinin ücretsiz olarak görülebildiği ev, geçmiş ile gelecek arasında bir köprü oluşturmaktadır.
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif DUMLUPINAR ATATÜRK EVİ MÜZESİ http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/muze.jpg 1929 yılında Yüzbaşı Salahattin tarafından yağlı boya tablosu yapılan, Kurtuluş Savaşımız sırasında Başkumandan Gazi Mustafa Kemal'in kaldığı, Dumlupınar Başkumandanlık Karargahı olarak da kullanılan ev aslına uygun olarak restorasyon ve düzenlenmesi yapılmıştır. Dumlupınar Atatürk Evi, 30 Ağustos 2003 tarihinde Kütahya Valisi Gazi ŞİMŞEK tarafından ziyarete açılmıştır. "Halide Edip Adıvar, Türkün Ateşle İmtihanı adlı eserinde Kurtuluş Savaşı sırasında Dumlupınar'da Mustafa Kemal Atatürk ve Nurettin Bey ile birlikte kaldıkları zamanı şöyle anlatır. ".. Mustafa Kemal Paşa: Bana ayrılan odayı size veriyorum. Ben Çadırda yatacağım." dedi, sonra Nurettin Paşa'ya dönerek 'Kızılcadere'ye gösterin ona..." diye ekledi.
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gifDUMLUPINAR KURTULUŞ SAVAŞI MÜZESİ
Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izni ile 25.03.1991 yılında ziyarete açılmıştır.Altıntaş Merkezi Belediye parkında bulunmaktadır. Toplam 51 adet eseri mevcuttur. Müzeyi
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif  TAVŞANLI BELEDİYE MÜZESİ Tavşanlı ilçe merkezindedir. Müzede yöreye ait arkeolojik ve etnografik eserler sergilenmektedir.Müze İki katlı Tavşanlı evinin üst katındadır

İLİN KONUM:
Kütahya, Ege Bölgesi’nin İç Batı Anadolu Bölümü’nde yer alır. İç Anadolu Bölgesi ile denize kıyısı olan Ege Bölümü arasında geçiş alanıdır. Kütahya ili, 38 derece 70 dakika ve 39 derece 80 dakika kuzey enlemleri ile 29 derece 00 dakika ve 30 derece 30 dakika doğu boylamları arasındadır. İlimiz 11.875 km²’lik yüzölçümüyle Türkiye topraklarının yaklaşık %1,5’nu kaplamaktadır. Kütahya, kuzeyinde Bursa, kuzeydoğusunda Bilecik, doğusunda Eskişehir ve Afyon, güneyinde Uşak, batısında Manisa ve Balıkesir illerimizle çevrilidir
2. JEOLOJİK YAPI :
Kütahya’nın Jeolojik bakımdan oluşumu çok eskilere dayanmaktadır. I.Jeolojik zaman ve III. Jeolojik zamanda bugünkü şeklini almıştır. Bu devirlerde çökmelere, yer yer volkanizmaya ve kıvrılmalara uğramıştır. Kıvrılmaya dayanamayan tabakalar kırılarak fay hatlarını oluşturmuştur. Kütahya il merkezi ve doğusu II.derece deprem kuşağı, merkezin batısında yer alan ilçeler I.derece deprem kuşağı içerisinde yer almaktadır. Bu fay hatlarının sonucu olarak, ilimiz yeraltı sıcak suları bakımından güçlü bir potansiyele sahiptir. Kütahya ilinin arazi yapısında kireç taşı, kil, kum taşı tabakaları oldukça yaygındır. İlimizin jeolojik yapısını oluşturan yer katmanları daha çok yatay ve yataya yakın şekilde sıralanmıştır.
3. YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ
Kütahya ilinde ortalama yükselti 1.200 metredir. Dağların ve platoların ağırlıkta olduğu ilimizde yeryüzü şekillerinin %57,5‘ini dağlar, %11 ‘ini ovalar, %31,5‘ini platolar oluşturmaktadır. Kütahya tek kütlevi dağlardan ve sıradağlardan oluşan yeryüzü şekillerinden ibaret değildir. Dağların uzanış biçimleri sistematik dağılış göstermez. Kütahya; kuzeydoğusunda Türkmen Dağı, batısında Karlık Tepe, kuzeybatısında Eğrigöz Dağı, güneybatısında Şaphane Dağı, güneyinde Murat Dağı ile çevrilidir. İlin önemli ovaları, Kütahya Ovası, Yoncalı Ovası , Köprüören Ovası, Aslanapa Ovası, Altıntaş Ovası, Tavşanlı Ovası, Örencik Ovası ve Simav Ovasıdır. Akarsuları: Felent Çayı, Porsuk Çayı, Murat Çayı, Kureyşler Deresi, Kokar Çayı, Avşar Deresi, Gediz Çayı, Emet Çayı, Bedir Deresi, Tavşanlı Çayı, Simav Çayı, Kocaçay’dır. İlin tek doğal gölü Simav Gölü; baraj gölleri ise Porsuk, Enne, Kayaboğazı, Söğüt ve Çavdarhisar baraj gölleridir. Göletler; Pazarlar, Çalköy, Belkavak, Sofular, Karagür, Çerte ve Kuruçay göletleridir.
a. Dağlar :
Akdağ: Simav çöküntü ovasının kuzeybatısında yeralan kütle, Simav çöküntü oluğunun tabanından 1300 m yüksekliktedir. Kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan Akdağ’ın en yüksek noktası 2089 m’dir. Dağın kuzey kesimlerinde yükselti azalır. Bu kesim akarsularla derin bir biçimde yarılmış bir yayla görünümündedir. Dağın doğu ve güney kesimleri daha yüksek olup, yine akarsularla parçalanmış durumdadır. Bu yamaçlarda yükselti, kademeli olarak düşer ve kademeler Simav çöküntü oluğuna doğru eğimlidir.
Eğrigöz Dağı: Dağın güney uzantılarını oluşturan Katran ve Gölcük Dağları, Simav çöküntü oluğunu, kuzey-güney doğrultusunda uzanan Emet çöküntü oluğundan ayırır. Akdağ kütlesinde Kocadere Vadisi’yle ayrılan kütlenin doruğu 2181 m’ye ulaşmaktadır. Kuzey-güney doğrultusunda olan Akdağ’ın kuzeyden güneye doğru, özellikle Simav çöküntü oluğuna dönük olan, batı ve güney-batı yamaçları derin vadilerle parçalanmıştır. Eğrigöz Dağı akarsularca derince yarılmış yanlarıyla bir plato özelliği gösterir.
Yellice Dağı: Merkez ilçenin hemen güneyinden geçen fay çizgisinin gerisinde bulunan 1100 m. ortalama yükseltili dar plato alanının kıyısında yükselir. Dağın en yüksek noktası İncebel Tepesi’dir (1764 m). Genel görünümü ile üst kesimi hayli düz olan Yellice kütlesinin üzerinde, doğu-batı doğrultusunda dizilmiş bir takım tepeler mevcuttur. Bunlar, İncebel Tepesi’nin doğusundaki İminicik Tepesi (1699 m), batısındaki Bakırtepe (1758 m) dir.
Gümüşdağ: Yellice Dağı’ndan bir plato alanını oluşturduğu boyun noktası ile ayrılan Gümüşdağ’ın en yüksek noktası Nalbant Tepesi’dir (1872 m). Dağın diğer önemli yükseltileri Karlıktepe (1890 m), Arapdede Tepesi (1872 m), Çayırgöztepe (1796 m), Almaalan Tepe (1731 m) ve Çalkıran Tepe (1762 m) dir. Doğu-batı doğrultusunda sıralanan bu tepeler, Kirazlı Köyü doğrultusundan başlayarak daha alçak ikinci bir tepeler dizisi ile güneydoğu-kuzeybatı doğrultusunda uzanır. Böylece, Gümüşdağ kütlesinin asıl yönü olan kuzeybatı-güneydoğu doğrultusu ortaya çıkar. İkinci diziyi oluşturan bu tepelerin başlıcaları, Gölgeliktepe (1760 m) Çatalçamtepe (1758 m),Böğülcektepe (1749 m) ve Oyuktepe (1774 m) dir.
Yeşildağ: Kütahya, Köprüören ve Tavşanlı ovalarının kuzeyindeki en önemli yükselti Yeşildağ kütlesidir. Bu dağın yükseltisi olan Tepelcetepe 1533 m.dir. Diğer önemli tepeler doğudan batıya doğru; Sarıtaştepe (1346 m), Çıplaktepe (1430 m), Kocaeyrektepe(1426 m) ve Küçükhasantepe (1342 m.) dir. Yeşildağ, batıya doğru yükseltisi daha az tepelik bir alana dönüşür. Yeşildağ kütlesi, Porsuk Çayı’nın kuzey ve güneyden gelen kollarınca parçalanmıştır. Kuzey yamacında bu parçalanma daha belirgindir.
Türkmen Dağı: İlin doğu kesiminde olan Türkmen Dağı’nın en yüksek noktası 1826 m dir. Kütlede kuzey-güney doğrultusunda dizilen tepelerin en önemlileri; Tekketepe (1429 m), Kocataştepe (1519 m), Tokmaklıtepe (1395 m), Sansartepe (1669 m), Kalegüneytepe (1693 m), Damlakale Tepesi (1631 m), Deliksınırtepe (1694 m), Yongalıgeyik Tepesi (1682 m), Ardıçlıktepe (1673 m) ve Kızılsivritepe’dir.
Simav Dağları: Simav çöküntü ovasını güneyden sınırlayan bu dağlar, Saruhan-Menteşe eski kütlesinin kuzeyindedir. Bu dağların batı kesimleri Sındırgı’ya kadar uzanmakta ve burada Demirci dağları adını almaktadır. Simav dağları, kütlesel ve yüksek görünümdedir. Dağın Simav çöküntü alanının tabanına göre yükseltisi 800 m’yi bulur. Simav dağlarının doruğu olan Ziyaret Tepesi (1800 m) bu kesimdedir. Eteklerinde çöküntü alanına adını veren Simav ilçesi kurulmuştur. Simav kütlesinin yükseltisi doğudan batıya ve kuzeyden güneye doğru azalır. Bu eğimlere uyan akarsular kuzey yönünde akar. Simav Drenaj Kanalı ve Simav Çayı’nı besleyen bu akarsular dar ve derin vadiler açmıştır.
Murat Dağı: Kütahya İlinin güneyinde, Gediz ve Altıntaş ilçeleri ile Uşak ili arasında doğu-batı yönünde uzanır. İlin en yüksek dağıdır (2309 m). İlin önemli kaplıcalarından olan Murat Dağı Kaplıcaları, dağın batı yamaçlarında ve 1550-1570 m. yüksekliklerinde bulunmaktadır.
Fotoğraflarla Coğrafi Yapı http://www.kutahya.gov.tr/resim/kutahya/cog-2.jpg
Emet Eğrigöz Dağı
http://www.kutahya.gov.tr/resim/kutahya/cog-3.jpg
Şaphane Dağı
http://www.kutahya.gov.tr/resim/kutahya/cog-4.jpg
Simav Gölcük
http://www.kutahya.gov.tr/resim/kutahya/cog-5.jpg
Tavşanlı KAYABOĞAZI Barajı
http://www.kutahya.gov.tr/resim/kutahya/cog-6.jpg
İlimizde Yetişen TOPÇAM

b. Ovalar ve Vadiler :
Kütahya ili toprakları, çok sayıda akarsu vadisiyle parçalanmıştır. İl alanının %11’ni kaplayan ovalar ise geniş tabanlı çöküntü alanları özelliğindedir. Ovalar; Porsuk Çayı Vadisi, Kocasu Vadisi ve Simav Çayı Vadisi içinde değerlendirilebilir.
Kütahya Ovası: İlin kuzeydoğusunda geniş bir çöküntü alanının tabanında yeralan ova, 93 km2 lik bir alan kaplamaktadır. Deniz seviyesinden yüksekliği 930 m’dir. Yer yer genişleyen ve daralan Kütahya Ovası’nın en geniş yeri Merkez İlçenin yer aldığı Plato kıyısı ve Porsuk Çayı’nın ova dışına çıktığı kesim arası olup, yaklaşık 5.5 km’dir. Doğuya doğru gittikçe daralan ovanın genişliği İkizhöyük ve Siner köyleri arasında 1 km’ye iner. Ova ve çevresinde geçim kaynağı tahıl tarımı ve bir ölçüde hayvancılıktır. Ova ve çevresi yağış rejimi ve kurak dönem süresi açısından Marmara Bölgesi, bitki örtüsü bakımından ise Ege, Marmara ve İç Anadolu Bölgesi özelliklerini taşır.
Yoncalı Ovası: Kütahya Ovası’ndan alçak tepelerle ayrılan Yoncalı Ovası’nın ortalama yükseltisi 1000 m’dir. Ovadaki sıcak su kaynakları, orta kesimlerdeki kuzey ve güney doğrultulu kırık hat boyunca sıralanmıştır. Ova düzlüğü, Felent Çayı ve kolları tarafından önce doğu-batı, sonra kuzey-güney doğrultusunda aşındırılmıştır.
Köprüören Ovası: Kütahya Ovası’nın kuzeybatısında ve yine bu ova gibi kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan, buna karşılık daha küçük ve genişliği ile uzunluğu arasındaki fark daha az olan (uzunluğu 6 km, genişliği 4 km) Köprüören Ovası’nın yükseltisi 1000 m civarındadır. Felent Çayı ile sulanan ova, çayın güneyden gelen kollarının oluşturduğu birikinti konileri nedeniyle kuzeye doğru hafifçe meyillidir.
Aslanapa ve Altıntaş Ovaları: Porsuk Çayı tarafından sulanan bu ovalar, kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanır. Aslanapa ve Altıntaş ovaları geniş bir çöküntü alanının tabanında gelişmiştir. Altıntaş Ovası’nın ortasını kaplayan bataklık sonradan kurutulmuştur.
Tavşanlı Ovası: Kütahya’nın kuzeyindeki Tavşanlı Ovası, Köprüören ve Kütahya ovalarından daha alçaktır. Ovanın denizden yüksekliği 840 m’dir. Akarsu ağının sıklığı, Tavşanlı Ovası’nın doğu kesiminin fazla girintili çıkıntılı olmasına yol açmıştır.
Örencik Ovası: İlin orta kesimindeki bir çöküntü alanına yayılan bu ova, Aslanapa Ovası’ndan bir eşikle ayrılır. Kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan bu ovadan Kocasu kaynaklanır.
Simav Ovası: Kütahya’nın güneybatısında yer alan Simav Ovası, bir çöküntü alanının tabanında oluşmuştur. Ova; kuzeyden Akdağ, doğudan Eğrigöz, güneyden ise Simav dağları ile çevrilidir. Uzunluğu 90 km olan ovanın Çaysimav - Kalkan köyleri arasındaki uzunluğu 15.5 km, bu kesimdeki genişliği ise 8.5-9 km’yi bulmaktadır. Ovanın en dar yeri 3 km ile Yeşilköy - Gökçeler köyleri arasındadır. Yükseltisi yaklaşık 800 m olan Simav Ovası’nın en çukur kesimini Simav Gölü’nün tabanı oluşturur.
Platolar
Yeryüzü şekilleri bakımından çeşitlilik arz eden Kütahya yöresinde, üç tane plato vardır.
Sabuncupınar Platosu: Kütahya Ovası ile Eskişehir Ovası arasında bulunur. Bu plato üzerinde Frig Vadisi yer alır.
Yazılıkaya Platosu: Kütahya ile Afyon illeri arasında yer alır. Sabuncupınar ve Yazılıkaya platoları Porsuk Çayı kolları tarafından parçalanıp meydana gelmişlerdir.
Özbek (Sazak) Platosu: Merkez ilçenin güneyinde bulunan Yellice Dağı’nın eteklerinden itibaren başlayan Aslanapa Ovası’na kadar devam eden platodur. Yapısı kalkerli yapıdan meydana gelmiştir.
c. Akarsular:
Kütahya il alanı, Susurluk, Sakarya ve Gediz havzalarında kalmaktadır. Su toplama alanı 22.399 km2 olan Susurluk Havzası’nın yıllık ortalama su hacmi 4.16 milyar m3 dür. 529.455 hektardır. Ovalık alanı bulunan Susurluk Havzası’nda sulanabilecek alan miktarı 396.073 hektardır. Su toplama alanı 58.160 km2 olan Sakarya Havzası’nın yıllık ortalama su hacmi 4.09 milyar m3 tür. Havzanın ovalık alanı 2.075.100 hektar civarındadır. Gediz Havzası’nın su toplama alanı 18.000 km2, yıllık ortalama su hacmi 2.22 milyar m3 tür. 521.172 hektar ovalık alan bulunan havzada 386.013 hektar Sulanabilecek alan bulunmaktadır.
Felent Çayı: Köprüören Havzası’nın kuzeybatısından Şahmelek yöresinde doğar, Enne Baraj Gölü’ne ulaşır. Daha sonra Kütahya’nın kuzeyinden Porsuk Çayı’na ulaşır. Uzunluğu 35 km, ortalama debisi 0.56 m3/s’dir.
Porsuk Çayı: Porsuk Ovası’nın en önemli akarsuyu Porsuk Çayı’dır. Havza dışından doğan ve Çat Tepenin güneyinde havzaya giren Porsuk Çayı havza dahilinde Güvezdere, Çaydere ve Değirmendere’yi alarak Porsuk Baraj Gölü sahasına ulaşır. Porsuk Barajından çıktıktan sonra Kargın Deresi, Uludere ve Musaözü Deresini de alarak havzayı terk eder. Kuzeybatıda bulunan Koca Dere, Güvernaz Dere ve Kapaklı Dere, Yeniköy’de birleşir ve baraj gölü sahasına girer.
Murat Çayı (Oysu): Murat Dağı’nın kuzeyinden doğar. Gediz Çayı’na ulaşır. Uzunluğu 35 km, ortalama debisi 2.5 m3/s’dir.
Kureyşler Deresi: Yellice Dağı’nın batı eteklerinden doğan küçük debili kaynaklardan oluşur. Kuzeyden gelen Mantarlık, Kuruçayır, Oluklu, Eyrek ve Güvem derelerini içine alarak, Kureyşler Köyü’ne ulaşır. Bu noktadan sonra Çukurcaadaköy Boğazından Altıntaş Ovası’na ulaşır. Debisi 0.178 m3/s’dir.
Kokar Çay: Dumlupınar ilçesi civarından başlar, Kızılca, Selkisaray ve Yıldırım Kemal İstasyonuna kadar batı-doğu yönünde akar. Daha sonra yön değiştirerek güneyden kuzeye akmaya başlar ve Beşkarış Köyü’nden ovaya ulaşır. Debisi 0.423 m3/s’dir.
Avşar Deresi: Allıören Köyünün 3 km güneyindeki Karapınar ve Gökpınar kaynaklarından doğar. Zafertepeçalköy’ün doğusunda ani bir dirsek çizerek kuzeye doğru akmaya başlar. Bu noktada Çatak Deresi ismini alır, Karakaya ve Ürkmez Dere ile birleşerek Avşar Deresi ismini alır. Genişler Köyü ve Altıntaş ilçesinin 2 km kuzeybatısından Altıntaş Ovası’na ulaşır. Debisi 0.026 m3/s’dir.
Gediz Çayı: Akkaya Köyü civarından doğar ve Akyarmadenoğlu ve Dereoğlu dereleri ile birleşerek Ege Denizi’ne ulaşır. İl sınırları içersindeki uzunluğu 45 km, ortalama debisi 82.5 m3/s’dir.
Emet Çayı: Saruhanlar ve Aşıkpaşa köyleri yakınındaki kaynaklardan oluşup Kocadere adını alır. Doğanyakası Deresi ile Kayaköy altında birleşip Emet Çayı adını alır. Hisarcık, Emet ilçelerinden geçerek Uluçam Köyü yakınlarından il topraklarını terk eder. Uzunluğu 90 km, ortalama debisi 130 m3/s’dir.
Bedir Deresi: Bedir Deresi güneybatı-kuzeydoğu yönünde akar. Yenisusuz’un 1 km kuzeyinden Çavdarhisar’dan geçerek, Zobu’nun 1 km güneydoğusundan akar. Barağı Deresi, İmam Deresi ve Çat Deresi ile birleşir. Ortalama debisi 0.178 m3/s’dir.
Tavşanlı Çayı: Esatlar Köyü yakınındaki kaynaklardan doğar. Gökler Köyü’nün 2 km batısında Bedir Deresi ile birleşir, buradan kuzeye doğru akarak Tavşanlı Ovası’na ulaşır. İl sınırları içindeki uzunluğu 65 km, ortalama debisi 8 m3/s’dir.
Simav Çayı: Gökçeler ve Muradınlar köylerinin güneyinde Kalkan Çayının bittiği yerden başlar, Beciler Köyünden sonra il sınırlarını terk eder. İl sınırları içindeki uzunluğu 40 km, ortalama debisi ise 68 m3/s’dir.
Hamzabey Çayı (Kocaçay): Naşa kasabasının 5 km güneyinden doğar. Bedirler Köyü yakınlarında il sınırını terk eder, daha sonra Emet Çayı’na dökülür. Uzunluğu 45 km, ortalama debisi 31.46 m3/s’dir.
4. İklimi :
Kütahya ili; Ege Bölgesi’nde yer almasına rağmen, denizden uzaklık ve yükseltiye bağlı olarak iklimi kıyı Ege’den daha farklıdır. Kütahya ve çevresinin iklimi Ege, Marmara ve İç Anadolu Bölgeleri arasında bir geçiş tipidir. İklim ve sıcaklık şartları bakımından, her üç bölgenin özelliklerini taşır. Sıcaklık şartları İç Anadolu, yağış şartları Marmara Bölgesi tesiri altındadır.
a. Sıcaklık : İlde yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve yağışlı geçer. Kütahya ‘da yıllık sıcaklık ortalaması 10,5º dir. En sıcak aylar, temmuz ve ağustos, en soğuk aylar ocak ve şubattır. İlimizde ölçülen en yüksek sıcaklık, 38,6º dir. En düşük ölçülen sıcaklık ise –28,1º dir. Buradan da anlaşılacağı gibi, yıllık sıcaklık 66,7º ile büyük bir fark gösterir.
b. Yağışlar: Kütahya’da yağışlar, karasal iklime bağlı olarak, kış, ilkbahar ve sonbaharda görülür. Yazları genellikle kuraktır. Yıllık ortalama yağış miktarı 565 mm.dir. En yağışlı ay aralık, en kurak ay ağustostur. Yağışların %38,8 i kış, %29,4 ‘ü İlkbahar, %12,5 ‘i yaz, %19,3 ‘ü sonbahar aylarında düşer. Kış aylarında, sıcaklığın düşük ve yükseltinin fazla olması nedeniyle yağışlar, genellikle kar şeklinde, diğer mevsimlerde yağmur şeklindedir. Kar yağışlı günlerin, yıllık ortalama sayısı 19 gündür. Kar kalınlığı ortalama 12 cm civarındadır.
c. Basınç ve Rüzgarlar: Kütahya çevresinde ortalama hava basıncı, 904,7 milibardır. En düşük hava basıncı 873 milibar, en yüksek hava basıncı 928,4 milibardır. Kütahya, yaz aylarında bir alçak basınç merkezi olduğu için, özellikle kuzey sektörlü rüzgarlara açıktır. Kütahya’da hakim rüzgâr yönü, kuzeydir. Yıldız adlı kuzey rüzgârı, her yıl ortalama 2944 kez eser. Bunu kuzeybatıdan esen karayel izler. Daha sonra güneybatıdan esen lodos rüzgârı görülür. İlimizde ortalama rüzgar hızı 1,7 m/sn dir. Ölçülen en yüksek rüzgâr hızı değeri, kuzeybatıdan esen karayele ait olup 27,6 m/sn.dir.
d. Göller ve Baraj Gölleri :
Simav Gölü: İlimizin tek doğal gölüdür. İlçenin kuzeybatısında 5 km2 lik bir alana sahip olan gölün bir kısmı sazlık ve bataklıktır.
Porsuk Baraj Gölü: Sulama ve taşkınları önleme amacı ile Porsuk Çayı üzerine kurulmuştur. Bir bölümü Eskişehir il sınırları içerisinde kalır. Yüksekliği 49,70 m. ve su depolama hacmi 525.000.000 m3 tür.
Enne Baraj Gölü: Porsuk Çayı’nın bir kolu olan, Felent Çayı üzerinde kurulan Enne Barajından içme suyu olarak yararlanılmakta olup, Seyitömer Termik Santrali’nin soğutma ünitelerinde de kullanılmaktadır. Yüksekliği 24,50 m. olup, su depolama hacmi, 7.000.000 m3 tür.
Kayaboğazı Baraj Gölü: İçme ve sulama amaçlı kullanılan baraj göldür.
Söğüt Baraj Gölü: İçme ve sulama amaçlı kullanılan baraj göldür.
Çavdarhisar Baraj Gölü: İçme ve sulama amaçlı kullanılan baraj göldür.
Yukarıda sözü edilen baraj göllerinin kapladığı alanlar iklime bağlı, yağışlar ve kar erimeleri miktarı ile orantılı olarak yıldan yıla değişmektedir.
5. Bitki Örtüsü :
İlimizde yer alan doğal bitki örtüsü Akdeniz, Karadeniz ve İç Anadolu bölgelerinin özelliklerini taşır. Kütahya’da kuru ormanlar çoğunluktadır. Bunu bozkır bitki toplulukları takip etmektedir. İlimiz ormanları, daha çok dağ eteklerindeki platolarda yer alır. Yerleşim birimlerine yakın ormanlık alanlar çeşitli amaçlarla bilinçsizce tahrip edilmiştir. Bu oran %2-3 civarındadır. Kütahya 1.279.000.000 hektarlık yüzölçümüne sahip olup bu alanın 611.592.000 hektarlık bölümü, orman sahasıdır. Sevinerek söyleyebiliriz ki, ilimizin %52,97‘sini ormanlık alanlar oluşturmaktadır. Orman alanlarımızın 296.464.000 ‘lik hektarı, %48’lik ekonomik değeri olan verimli ormanları oluşturur. Geri kalan kısmı ise, bozuk orman özelliği taşır.
Kütahya’da Yer alan Ağaç Türleri
%48 karaçam, %5 kızılçam, %1 kayın %14 meşe (Baltalık), %6 ardıç, %25 karışık orman, %1 sedir, kızılağaç, kestane, Kavak, köknardan ibarettir. Kütahya’da orman altı alanlarında toprak şartlarından dolayı bozkır bitki örtüsü hakimdir. Bozkır bitkileri içerisinde gelincik, yavşan, kuzukulağı, çoban çantası, aslanağzı gibi doğal bitkiler yer almaktadır.

DOĞA TURİZMİ:
Kütahya topraklarının % 53'ü ormanlarla kaplı olduğu için ilin her köşesi zengin doğa güzelliklerine sahiptir. Bu güzellikler güçlü bir çevre bilinciyle korunmakta, günübirlik olduğu ka dar uzun süreli dinlenme ve kamp imkanları içinde faydalanılabilmektedir. Yayla turizmi için önemli imkanları olan ilimiz, trekking için de aynı potansiyele sahiptir.

Çamlıca:
Kütahya'nın batısında, şehir merkezine 5 km. uzaklıktaki Çamlıca, orman içi dinlenme yeri olarak düzenlenmiştir. Orman İşletmesince yapılan altyapısı, piknik yerleri ve hizmet birimleri özelleştirilmiştir. Çamlıca çam ağaçları, soğuk suları, temiz havası ve insanı rahatlatan manzarası ile geniş bir mesire yeridir.

1000 Yıllık Kestane Ağacı:

Kütahya'nın 7 km. güneyindeki Kumarı Köyü Boyacılar mevkiinde bulunan üç adet kestane ağacı halen meyve vermekte olup özellikle birisi 8 metreyi bulan çevresi ve 20 metreye ulaşan yüksekliği ile 1000 yıldır ayakta durmaktadır.

Hıdırlık : http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/hıdırlık.jpg Kütahya merkezdeki en önemli mesire yerlerinden birisidir. Aynı isimle anılan mescidin de, bulunduğu mesire yerinin altyapısı ve çevre düzenlemesi yapılmıştır. Hıdırlık Mescidi'nin restorasyonu 2003 yılında Vakıflar tarafından yaptırılmıştır.

Gölcük Yaylası: Kütahya'nın güneybatısındaki Gölcük Yaylası, Simav'a 10 km. uzaklıktadır. Çam ormanları arasındaki yayla, her türlü altyapıya sahip olup, 1450 m. yükseklikte harika bir piknik yeri olarak hizmet vermektedir.

Vakıf Ormanları: Kütahya - Tavşanlı karayolunun güneyinde, Kütahya'ya 40 km. uzaklıktadır. Piramidial Karaçamlar'ın orman oluşturduğu Vakıf Çamlığı koruma altındadır.

Muratdağı : Kütahya'nın güneyindeki Muratdağı Gediz'e 30 km. uzaklıktadır. 23l2 m. yükseklikteki Muratdağı, Kütahya'nın olduğu gibi İç Ege'nin de en yüksek dağıdır. Kestane, meşe ve çam ormanlarından oluşan zengin bir bitki kuşağına sahip olan Muratdağı, temiz havası, soğuk suları ve özellikle zengin termal kaynaklarıyla çok önemli bir merkezdir. Muratdağı yayla turizmi için uygun bir merkezdir.

http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif
Porsuk Barajı :
Kütahya'nın kuzeydoğusunda şehir merkezine 20 km. uzaklıktadır. Porsuk Çayının taşkınlarından çevreyi korumak amacıyla yapılmış olan baraj son yıll arda balıkçılığın da önemli bir merkezi haline gelmiştir. Porsuk Barajında, Sofça Köyü civarında su sporları (sörf, kürek, yelken vb.) için sabit iskele ve yüzey iskele çalışmaları yapılmıştır.
Mızık Çamı:Domaniç'in Domur Köyü'ndedir. Osmanlı İmparatorluğunun kurucusu Osman Gazinin bebeklik beşiğinin kurulduğu bu çam koruma altına alınmıştır. Zaman içinde yıkılan bu tarihi ve anıtsal çam ağacı özel bir kaide üzerine alınarak üzeri örtülmüştür
Domaniç Ormanları: Kütahya'nın kuzeyindeki Domaniç Ormanları ilçenin çevresinde çok geniş bir alana yayılmış durumdadır. Çok zengin bir bitki örtüsüne sahip olan Domaniç Ormanlarında pek çok endemik tür ve anıtsal değerde birçok ağaç bulunmaktadır.

Kuruçay Göleti: Tavşanlı'nın güneyinde, ilçeye 7 km. uzaklıktadır. Sulama amaçlı yapılmış olan gölet, asıl işlevinin yanı sıra temiz çevresi ile önemli bir piknik Enne Barajı: http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/Enne2.jpg Kütahya'nın batısında şehir merkezine l8 km. uzaklıktadır. Seyit Ömer Termik santralının su ihtiyacını karşılamak için yapılan baraj zamanla olta balıkçılığının da yapıldığı güzel bir mesire yeri haline gelmiştir.
Dağ ve Doğa Yürüyüşü Kütahya topraklarının % 54 'ü ormanlarla kaplı olduğu için her köşesi zengin doğa güzelliklerine sahiptir. Bu güzellikler güçlü bir çevre bilinciyle korunmakta, günü birlik olduğu kadar uzun süreli dinlenme ve kamp imkanları içinde faydalanılabilmektedir.Kütahya 'da Eğrigöz Dağı, Muratdağı, Akdağ, Simav dağı, Frigya vadisi, Çamlıca, Göçlük Yaylası ve Domaniç ormanları gibi pek çok yerde doğa yürüyüşü yapılabilecek alanlar vardır.

SAĞLIK TURİZMİ:
Sağlık Turizmi 6 Termal Turizm Merkezi ile Türkiye'nin en zengin termal kaynaklarına sahip olan Kütahya, romatizmadan, felç hastalıklarına, kadın hastalıklarından, sinirsel rahatsızlıklara kadar bir dizi hastalığa derman olan termal suları ile yerli ve yabancı ziyaretçilere şifa dağıtmaktadır

Ilıca-Harlek Kaplıcaları:
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/harlek1.jpg Kütahya'nın kuzeyinde yer alan Ilıca Harlek Kaplıcaları Kütahya - Eskişehir karayolunun 2l.km.sinden 4 km. içeridedir. Altyapısı ve çevre düzenlemesi tamamlanmış olan Ilıca Harlek Kaplıcaları Bakanlar Kurulu tarafından 23.03.1989 tarihinde "Termal Turizm Merkezi" ilân edilmiştir. Kaplıca suları 25-43 C derece sıcaklıkta olup oligometalik sular grubuna girer. Kalsiyum, magnezyum ve bikarbonat içeren kaplıca suları muhtelif hastalıklara iyi gelmektedir. Kaplıca merkezinde 10 apart, 57 oda ve 168 yatak kapasiteli Harlek Otel, Belediye Belgeli diğer otel ve moteller, 3 hamam, 2 kapalı 4 açık havuz, spor tesisleri ve konferans salonu bulunmaktadır:

Yoncalı Kaplıcaları:
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/tutav1.jpg Kütahya'nın batısında yer alan Yoncalı kaplıcaları merkeze 16 km. uzaklıktadır. Altyapısı ve çevre düzenlemesi tamamlanmış olan Yoncalı Kaplıcaları 17.09.1993 tarihinde "Termal Turizm Merkezi" ilan edilmiştir. Kaplıca suları 42 C derece sıcaklıkta olup bikarbonatlı sular grubuna girer. Kalsiyum, magnezyum ve kükürt içeren kaplıca suları muhtelif hastalıklara iyi gelmektedir. Ayrıca parafin banyosu, seliluit tedavisi vb. uygulanmaktadır. Yoncalı Termal Turizm Merkezi'nde S.S.K' ya ait 200 yataklı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi bulunmaktadır. Kaplıca merkezinde 73 oda ve 180 yatak kapasiteli 4 yıldızlı Yoncalı TÜTAV Termal Otel ve kür merkezi ile 4'er kişilik 37, 2'şer kişilik 20 apart, Belediye belgeli otel ve moteller, 4 hamam, 3 kapalı, 2 açık havuz bulunmaktadır
Emet-Yeşil ve Kaynarca Kaplıcaları:
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emet3.jpg Kütahya'nın batısında bulunan kaplıcalar Emet ilçe merkezindedir. Altyapısı ve çevre düzenlemesi tamam olan Yeşil ve Kaynarca Kaplıcaları 17.09.1993 tarihinde "Termal Turizm Merkezi" ilân edilmiştir. Kaplıca suları 43-56 C derece olup, hipotonik sular grubuna girer. Sülfat, bikarbonat, kalsiyum ve magnezyum içeren kaplıca suları muhtelif hastalıklara iyi gelmektedir. Kaplıca merkezinde Belediye Belgeli 4'er kişilik 36 apart, 3 hamam, 3 kapalı havuz, 1 açık havuz, Osmanlı Hamamı, sauna, özel banyolar, spor tesisleri, botanik parkı ve bir karavan parkı (kamping) bulunmaktadır.

Simav Çitgöl Kaplıcaları:
Simav'a 5 km. uzaklıkta olan kaplıca suyunun sıcaklığı 162 C olup, muhtelif hastalıklara iyi gelmektedir. Kaplıca merkezinde Belediyeye ait 60 daireli moteller ve spor kompleksi vardır.

Dereli Kaplıcaları: Dereli Kaplıcaları Emet-Tavşanlı yolu üzerinde olup, Günlüce Beldesine 20 km. uzaklıktadır. Kaplıca suları 38-40 C olup, muhtelif hastalıklara banyo yolu ile iyi gelmektedir. Kaplıca merkezinde 3 adet havuzlu hamam, özel banyolar ve moteller mevcuttur.

http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/emty.gif Gediz-Ilıcasu Kaplıcaları:
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/gediz3.jpg Kütahya'nın güneyinde Gediz'e 18 km. uzaklıktadır. Altyapısı ve çevre düzenlemesi tamamlanmış olan Ilıcasu Kaplıcaları 18.03.1897 tarihinde "Termal Turizm Merkezi" ilan edilmiştir. Kaplıca suları 65-98 C derece sıcaklıkta olup hipotonik sular grubuna girer. Sülfat, bikarbonat, sodyum ve magnezyum içeren kaplıca Suları muhtelif hastalıklara iyi gelmektedir. Kaplıca merkezinde Belediye belgeli 4'er kişilik 40 apart, 3'er kişilik 52 apart, 22 ahşap baraka, 10 betonarme baraka, 1 buhar banyosu, 1 çamur banyosu, 2 hamam ve 2 havuz bulunmaktadır. Kaplıca merkezinde seracılık yapılmaktadır.

Gediz-Muratdağı Kaplıcaları:
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/gediz2.jpg Kütahya'nın güneyinde Gediz'e 30 km. uzaklıktadır. Altyapısı ve çevre düzenlemesi tamamlanmış olan Muratdağı Kaplıcaları 18.03.1987 tarihinde"Termal Turizm Merkezi" ilan edilmiştir. Kaplıca suları 29-50 C derece sıcaklıkta olup, meteorik vadoz sular grubuna girer.

Simav-Eynal Kaplıcaları
http://www.kutahyakultur.gov.tr/images/eynal.jpg Kütahya'nın güney batısında Simav'a 4 km. uzaklıktadır. Altyapısı ve çevre düzenlemesi tamamlanmış olan Eynal Kaplıcaları 23.03.1989 tarihinde "Termal Turizm Merkezi" ilan edilmiştir. Kaplıca suları 70-90 C derecedir. Kalsiyum, sodyum, bikarbonat ve sülfat içeren kaplıca suları muhtelif hastalıklara iyi gelmektedir. Kaplıca merkezinde, Belediye belgeli biri 37, diğeri 30 odalı iki otel, 440 yataklı 125 apart, özel banyolar, 2 hamam ve l kapalı havuz bulunmaktadır. Kaplıca Merkezinde seracılık gelişmiş olup ilçe merkezi Jeotermal enerji ile ısıtılmaktadır.

Hisarcık - Esire Kaplıcaları: Kütahya'nın batısında Hisarcık'a 10 km. uzaklıktadır. 51 C derece sıcaklıktaki kaplıca suları içme uygulamaları ile değişik rahatsızlıklara iyi gelmektedir.

Tavşanlı-Göbel Kaplıcaları Kütahya'nın batısında Tavşanlı'ya 7 km. uzaklıktadır. Altyapısı ve çevre düzenlemesi yapılmıştır. Kaplıca sularının sıcaklığı 32 C derece olup muhtelif hastalıklara iyi gelmektedir. Kaplıca merkezinde moteller ve 2 hamam bulunmakta olup, yöre havasında oksijen oranı yüksek olduğundan astımlı hastalar kış aylarında dahi motellerde konaklamaktadırlar.

Diğer Kaplıcalar:
Kütahya'da başka termal kaynaklar da mevcuttur. Bunlar; Emet'te Samrık Ilıcası, Hisarcık'ta Sefaköy Kaplıcaları ve Yukarı Yoncaağaç Mürdesenk Suyu, Simav'da Naşa Kaplıcalarıdır.

0 yorum: