NİĞDE ADI NEREDEN GELİYOR:
Niğde’nin antik adı “NAHİTA” dır. Bahçeli buluntuları ve Çamardı-Kestel’de ortaya çıkarılan kalay madeni, Niğde tarihinin M.Ö 5000 yılına kadar uzandığını gösterir. Hitit ve Asur yazıtlarından M.Ö 1800’den itibaren, bölgede 1000 yıl süreyle Hititlerin yaşadığı anlaşılmaktadır. M.Ö 710’da Asurluların Hitit egemenliğine son vermesiyle bölge Friglere geçmiştir.
M.Ö 17 yılında Romalıların bölgeye gelişine kadar, Medler, Persler, İskender’in Helenistik Kapadokya Krallığı ve Bergama Krallığı yörede yaşamıştır. 395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye ayrılınca Niğde, Bizans (Doğu Roma) toprakları içinde kalmıştır.
Türklerin (1071) Anadolu’ya gelişi ile başlayan Selçuklu Devleti egemenliği 1308 yılına kadar sürmüştür. 1470 yılından itibaren Osmanlı İmparatorluğunun kesin hakimiyetine giren bölge Cumhuriyet dönemine kadar gelmiştir.
ROMA İMPR. ZAMANI:
http://www.nigde.gov.tr/image004.jpg
M.Ö. 30 - MS. 395 yıllarını kapsayan Roma devrinde Niğde bölgesi tarihinin en önemli konumlarından birini yaşamıştır. Bu dönemde Tyana(Kemerhisar Kasabası) çevresinde yoğun bir yapılaşma görülür. Saraylar,mabedler,su kemerleri ve yerleşim birimleriyle oldukça büyük bir kent konumuna getirilmiştir.
M.S. 395 yılında ise Anadolu Bizans hükümdarlığı altına girmiştir. Özellikle Kapadokya ve Ihlara Bölgesi bu dönemi yansıtır. Niğde bölgesi Bizans hükümdarlığında iken Sasani,Pers ve Arabların istilalarına uğramıştır. Tyana kenti 931 yılındaki Arap İstilası sonucu büyük ölçüde yıkılmıştır. Bu dönemin en güzel ve görkemli eserlerinden birisi Gümüşler Kasabası yakınındaki Gümüşler Örenyeri ve Manastırıdır.
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ:
Coğrafi konumu itibariyle Niğde, Akdeniz bölgesini Orta Anadolu'ya ve Sivas başyaylasına dolayısıyla Doğu Anadolu'ya, Ereğli ve Ankara yolları ile de Batı ve Karadeniz bölgelerine bağlayan iki çok önemli boğazı kontrol altında tutmakta idi. Bunlardan birincisi Gülek Boğazı, ikincisi ise Zamantı-Yahyalı yolu idi.
Çukurova bölgesi işgale başlanır başlanmaz Niğde’de bulunan 41 nci Tümen’in mevcut askerleri ve Niğde, Bor ve Pozantı gönüllülerinin oluşturdukları Kuvayı Milliye, Pozantı’nın olası bir işgale karşı muhafazası için bölgeye yerleşti. Stratejik noktaları kontrol altına aldı ve buradan gelecek herhangi bir düşman saldırısını bertaraf etmeye hazır bir konuma geldi. Bu iyi tahkimat ve konuşlanma sayesinde bu bölgeden düşman girememiştir.
Pozantı’da alınan bu tedbirlerin diğer bir geçiş yolu olan Zamantı-Yahyalı yolu üzerinde de alınması gerekiyordu. Fransızların Kozan’ı ele geçirdikten sonra yukarıdaki yol ile Aladağlar’ı aşıp Orta Anadolu’ya girecekleri anlaşılınca, hemen bu bölgede faaliyetler başladı. Aladağlar’ın gerek güneyi, gerekse kuzeyinde hızlı bir harekete girişildi.
1920 yılı Kasım ayı başlarında Yahyalı’da adı geçen yolu kontrol altında tutacak 50 kişilik bir birlik oluşturuldu. Bu birliğin komuta kademesi, askerinin bir kısmı ile silah ve mühimmatını Niğde ‘den temin ediyordu.
Fransızların ilerleme ihtimalleri arttıkça bu yoldaki tahkimat ve alınan tedbirlerde artıyordu. Nitekim 20 nci Kolordu Komutanı A.Fuad Bey’in Çukurova Bölge Komutanı Kemal Bey’e verdiği emirde;
“Niğde Bölgesinde tertip edilen müfrezeler, kararlaştırıldığı gibi Karaisalı bölgesine gideceklerdir. Yahyalı’da bir nizamiye bölüğü ile milli müfrezeler, Sis dolaylarına hareket edeceklerdir...”Alınan bu tedbirlere rağmen, bazı Ermenilerin öncülük ettiği bir grup Fransız öncü birliği Ulupınar Köyü yakınlarındaki bir mağraya kadar ulaşabildiler ve burayı karakol yaparak bir müddet burada kalmaya çalıştılar. Bunu haber alan 41 nci Tümen Komutanlığı, Şükrü Efendi komutasındaki bir taburu bölgeye gönderdi. Anılan birlik Yahyalı’ya ulaşınca Ulucami yanındaki medreseyi kendisine karargah yaptı, çevre köyler, aşiretler ve Yahyalı ahalisini teşkilatlandırarak bir strateji hazırlamaya başladı. 41 nci Tümen Komutan Yardımcısı Yarbay Mümtaz Bey’in bölgeye gelip komutayı ele almasından hemen sonra başlayan çatışma kısa sürede başarıya ulaştı, düşman askeri imha edilmişti. Fransızlara yardım eden Ermenilerin pek çoğu bu çatışmada Fransızlarla birlikte muamele gördüler, geriye kalanlar ise bölgeyi terk ettiler.
Stratejik olarak bu askeri tedbirleri başarıyla uygulayan Niğde teşkilatı aynı zamanda bölgede meydana gelebilecek anarşik eşkıya hareketlerine karşı da icabeden tedbirleri aldı. Bu suretle Niğde ve civarında Türkiye geneli itibariyle yüksek bir ortalamada bulunan gayr-i müslimlerin olası taşkınlıkları ve iç isyanlarına karşı da gereken tedbirler alınmıştı.
Bilindiği üzere bu dönemde cephede eksikliği hissedilen yeğane şey, mühimmat ve erzak idi. Bunların temini hususunda Büyük Millet Meclisi tarafından ilan edilen Tekalif-i Milliye Kanunu herkesin malumudur. Bu büyük ihtiyaç, bütün yurt çapında hamiyetperver insanlarımız tarafından karşılanmaya çalışıldı. Bu hususta da Niğde üzerine düşen vazifeyi hakkıyla yerine getirdi. Gıda maddeleri olarak özellikle buğday, arpa, baklagiller, soğan vs. gibi temel besin maddeleri ihtiyaç duyulan yerlere gönderildi. Niğde’den yapılan bu hayiti destek Mustafa Kemal tarafından yollanan takdirnamelerle ödüllendirilmiştir.
Niğde’den yapılan lojistik destek sadece gıda maddeleriyle sınırlı kalmadı. Nakil Vasıtaları, araç-gereç ve giyecek maddeleriyle de devam etti. Niğde’nin yetiştirdiği emekli veya terhis olmuş subay, er vs. askerlerde gönüllü birlikler olarak Batı ve Adana cephelerinde vuruşmuşlardır. Niğde, gerek Heyet-i Temsiliye döneminde, gerekse Büyük Millet Meclisi döneminde Anadolu hareketini gönülden desteklemiş ve bu desteğini Sivas ve Ankara’ya gönderdiği delegelerle de ispatlamıştır.
ATATÜRK NİĞDE'DE
http://www.nigde.gov.tr/Resimler/o1.jpg
Çok sevdiğini ve arzuladığını defalarca dile getirmesine rağmen Atatürk, Niğde'ye bir kez teşrif etmiştir. Onu Niğde'ye getirmek için yapılan teşebbüsler Cumhuriyet’in hemen ilk yıllarına rastlamaktadır.
1924 yılının Sonbaharı'nda (28 Ağustos-18 Ekim) başlayan gezide Kayseri'ye gelindiğinde başta Niğde valisi olmak üzere Niğde'den bir heyet Niğdelilerin selam, muhabbet ve davetlerini iletmek üzere huzura varırlar. Heyet selam ve arz-ı hürmetten sonra, kendisinin bir gecelik olsun Niğde'ye uğramaları yolunda halkın yoğun isteği bulunduğunu beyan eder. Gazi bu davet üzerine: "... Size söz veriyorum, Niğde'ye geleceğim ve aranızda bir gece kalacağım. Yalnız biz elli günden beri seyahatteyiz, merkezi hükümetten çok uzak kaldık. Bu defa bizi affedin, bilahare geleceğiz. Benim Niğde'ye karşı alakam büyüktür. Niğdelileri her zaman sevmişimdir." Bu ilk teşebbüsten sonra, hemen her fırsatta bu yöndeki istekleri tekrarlanmıştır. Çok arzu edilen bu ziyaret ancak 1934 yılı Şubat ayında gerçekleşmiştir.
Atatürk'ün Niğde'yi de içine alan "Orta Anadolu Seyahati" 1 Şubat 1934 tarihinde Kırşehir'den başlar. Yanında Afet inan. Kılıç Ali, Ruşen Eşref inaydın, Falih Rifki Alay bulunuyordu. 31 Ocak 1934 gecesi iki otomobille Çankaya'dan yola çıkan heyetin gezisi, Bala, Kaman üzerinden Kırşehir'e, buradan Yerköy ve Yozgat'a, daha sonra tekrar Yerköy'e ulaşır ve buradan trenle Kayseri, Niğde, Konya, Eskişehir üzerinden Ankara'da sona erer.
31 Ocak 1934 gecesi başlayan gezinin 5. gününde yani 5 Şubat 1934 pazartesi günü saat 18.00 civarında Atatürk'ün içinde olduğu tren istasyona gelir. Niğdelilerin büyük tezahüratları arasında Atatürk trenden iner ve istasyon binasına girer. Bir müddet burada istirahat ettikten sonra otomobillerle şehir merkezinde bulunan halkevi binasına ulaşılır. Gittiği her şehirde halkevlerini görmeyi arzu eden Atatürk: "Bizim halkevlerine büyük ümidimiz vardır. Burası gençliğin yuvaları olacaktır. Milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığım, fitri zekasını, güzel sanatlara ilgisini, ilme bağlılığını ve milli birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vesile ve tedbirle besleyerek inkişaf ettirmek lazımdır, işte bunlar milli kültürümüzdür. Bu da halkevlerinde gelişecektir." sözlerini burada söylemiştir.
Sungurbey binası olarak bilinen bu halkevi (http://www.nigde.gov.tr/eski/eski.htm) binasında yemek yenir ve Niğde üzerine sohbet yapılır. Sohbet , Niğde'nin sosyal ve ekonomik problemleri üzerinde yoğunlaşır. Niğde Halkevi bu sıralarda bir dergi çıkartma hazırlığı içerisindedir. Atatürk derginin adını sorar; "Akpınar" olduğu söylenince sohbet yörenin su kaynaklarına yönelir. Bu sırada Milletvekili Halil, Çiftehan'daki kaplıcalardan (http://www.nigde.gov.tr/ilceler/ciftehan/ciftehan.htm) bahseder.
Atatürk kaplıca hakkında daha çok malumat ister; orada bulunanlar kaplıcanın çok şifalı olduğunu ancak bir o kadar da bakımsız olduğunu söylerler. Bunun üzerine Atatürk: "Bu gibi kaplıcalara ehemmiyet vermek lazım. Ben de tedavimi Avusturya'da Karspat'da yaptım. Bana burada doktor "Türkiye'de Karsbat gibi nice şifalı kaplıcalar var, Türkiye'den niye geldin" diye sordu. Utandım... Yarın gidelim, şu kaplıcayı yerinde görelim" der ve gezi programına Çiftehan da dahil edilir. Yemekten sonra mahfele geçilir. Askeri mahfelde bir eğlence tertip edilir. Çok neşeli geçen bu eğlencede Atatürk'ün zeybek oynadığı söylenir. Eğlencenin akabinden bütün ısrarlara rağmen Atatürk şehirde bir evde kalmayıp kendi kompartımanına dönmüştür. Geceyi trende geçiren, ertesi günü vilayeti teşrif eden Atatürk, Niğde'ye mübadele ile gelen göçmenlerin iskanları hakkında bilgi almıştır. Şehir esnafı ile görüşen Atatürk onların isteklerini dinlemiştir. Saat 9.30'a kadar Niğde'de kalan Atatürk, tekrar istasyona dönmüş buradan yoğun tezahürat ile uğurlanmıştır.
Çiftehan Istasyonunda kısa bir mola verilir. Kaplıcaların bulunduğu mekana varılır ve kaplıcanın hali yerinde tespit edilir. Atatürk, Valiye burada şu talimatı verir: "...Burayı hemen özel idare kanalıyla yaptırın, hem gelir kaynağı olur, hem de halkın sağlığına faydası dokunur. Bunu sizden bekliyorum." Çiftehan ziyaretinden sonra tekrar yola çıkılır ve Ulukışla ve Ereğli üzerinden Konya'ya doğru hareket edilir.
TARİHİN İLK İZLERİ:
http://www.nigde.gov.tr/image002.jpg Niğde'nin tarihi ile ilk buluntular, neolitik döneme(M.Ö. 7250-5500) rastlar. Bunlar Bor Bahçeli Kasabası Roma Havuzu yakınındaki Köşk Höyük'ten ve Bor Pınarbaşı Höyüğünden çıkartılan eserlerdir. Anadolu'da Hitit dönemi olarak isimlendirilen M.Ö. 2000-7000 yıllarına ait eserler ise Kömürcü Köyü Göllüdağ Örenyeri'nden çıkartılmıştır. Helenistik dönemde ise (M.Ö.330-30) Niğde bölgesi Büyük İskender'in komutanlarından Eumenes'in kurduğu Bergama Krallığı'na dahil olmuştur. Tepe Bağları ve Ulukışla Porsuk Höyük kazılarından bu döneme ait eserler çıkartılmıştır.
GENEL BİLGİLER:
Niğde’nin antik adı “NAHİTA” dır. Bahçeli buluntuları ve Çamardı-Kestel’de ortaya çıkarılan kalay madeni, Niğde tarihinin M.Ö 5000 yılına kadar uzandığını gösterir. Hitit ve Asur yazıtlarından M.Ö 1800’den itibaren, bölgede 1000 yıl süreyle Hititlerin yaşadığı anlaşılmaktadır. M.Ö 710’da Asurluların Hitit egemenliğine son vermesiyle bölge Friglere geçmiştir.
M.Ö 17 yılında Romalıların bölgeye gelişine kadar, Medler, Persler, İskender’in Helenistik Kapadokya Krallığı ve Bergama Krallığı yörede yaşamıştır. 395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye ayrılınca Niğde, Bizans (Doğu Roma) toprakları içinde kalmıştır.
Türklerin (1071) Anadolu’ya gelişi ile başlayan Selçuklu Devleti egemenliği 1308 yılına kadar sürmüştür. 1470 yılından itibaren Osmanlı İmparatorluğunun kesin hakimiyetine giren bölge Cumhuriyet dönemine kadar gelmiştir.
ROMA İMPR. ZAMANI:
http://www.nigde.gov.tr/image004.jpg
M.Ö. 30 - MS. 395 yıllarını kapsayan Roma devrinde Niğde bölgesi tarihinin en önemli konumlarından birini yaşamıştır. Bu dönemde Tyana(Kemerhisar Kasabası) çevresinde yoğun bir yapılaşma görülür. Saraylar,mabedler,su kemerleri ve yerleşim birimleriyle oldukça büyük bir kent konumuna getirilmiştir.
M.S. 395 yılında ise Anadolu Bizans hükümdarlığı altına girmiştir. Özellikle Kapadokya ve Ihlara Bölgesi bu dönemi yansıtır. Niğde bölgesi Bizans hükümdarlığında iken Sasani,Pers ve Arabların istilalarına uğramıştır. Tyana kenti 931 yılındaki Arap İstilası sonucu büyük ölçüde yıkılmıştır. Bu dönemin en güzel ve görkemli eserlerinden birisi Gümüşler Kasabası yakınındaki Gümüşler Örenyeri ve Manastırıdır.
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ:
Coğrafi konumu itibariyle Niğde, Akdeniz bölgesini Orta Anadolu'ya ve Sivas başyaylasına dolayısıyla Doğu Anadolu'ya, Ereğli ve Ankara yolları ile de Batı ve Karadeniz bölgelerine bağlayan iki çok önemli boğazı kontrol altında tutmakta idi. Bunlardan birincisi Gülek Boğazı, ikincisi ise Zamantı-Yahyalı yolu idi.
Çukurova bölgesi işgale başlanır başlanmaz Niğde’de bulunan 41 nci Tümen’in mevcut askerleri ve Niğde, Bor ve Pozantı gönüllülerinin oluşturdukları Kuvayı Milliye, Pozantı’nın olası bir işgale karşı muhafazası için bölgeye yerleşti. Stratejik noktaları kontrol altına aldı ve buradan gelecek herhangi bir düşman saldırısını bertaraf etmeye hazır bir konuma geldi. Bu iyi tahkimat ve konuşlanma sayesinde bu bölgeden düşman girememiştir.
Pozantı’da alınan bu tedbirlerin diğer bir geçiş yolu olan Zamantı-Yahyalı yolu üzerinde de alınması gerekiyordu. Fransızların Kozan’ı ele geçirdikten sonra yukarıdaki yol ile Aladağlar’ı aşıp Orta Anadolu’ya girecekleri anlaşılınca, hemen bu bölgede faaliyetler başladı. Aladağlar’ın gerek güneyi, gerekse kuzeyinde hızlı bir harekete girişildi.
1920 yılı Kasım ayı başlarında Yahyalı’da adı geçen yolu kontrol altında tutacak 50 kişilik bir birlik oluşturuldu. Bu birliğin komuta kademesi, askerinin bir kısmı ile silah ve mühimmatını Niğde ‘den temin ediyordu.
Fransızların ilerleme ihtimalleri arttıkça bu yoldaki tahkimat ve alınan tedbirlerde artıyordu. Nitekim 20 nci Kolordu Komutanı A.Fuad Bey’in Çukurova Bölge Komutanı Kemal Bey’e verdiği emirde;
“Niğde Bölgesinde tertip edilen müfrezeler, kararlaştırıldığı gibi Karaisalı bölgesine gideceklerdir. Yahyalı’da bir nizamiye bölüğü ile milli müfrezeler, Sis dolaylarına hareket edeceklerdir...”Alınan bu tedbirlere rağmen, bazı Ermenilerin öncülük ettiği bir grup Fransız öncü birliği Ulupınar Köyü yakınlarındaki bir mağraya kadar ulaşabildiler ve burayı karakol yaparak bir müddet burada kalmaya çalıştılar. Bunu haber alan 41 nci Tümen Komutanlığı, Şükrü Efendi komutasındaki bir taburu bölgeye gönderdi. Anılan birlik Yahyalı’ya ulaşınca Ulucami yanındaki medreseyi kendisine karargah yaptı, çevre köyler, aşiretler ve Yahyalı ahalisini teşkilatlandırarak bir strateji hazırlamaya başladı. 41 nci Tümen Komutan Yardımcısı Yarbay Mümtaz Bey’in bölgeye gelip komutayı ele almasından hemen sonra başlayan çatışma kısa sürede başarıya ulaştı, düşman askeri imha edilmişti. Fransızlara yardım eden Ermenilerin pek çoğu bu çatışmada Fransızlarla birlikte muamele gördüler, geriye kalanlar ise bölgeyi terk ettiler.
Stratejik olarak bu askeri tedbirleri başarıyla uygulayan Niğde teşkilatı aynı zamanda bölgede meydana gelebilecek anarşik eşkıya hareketlerine karşı da icabeden tedbirleri aldı. Bu suretle Niğde ve civarında Türkiye geneli itibariyle yüksek bir ortalamada bulunan gayr-i müslimlerin olası taşkınlıkları ve iç isyanlarına karşı da gereken tedbirler alınmıştı.
Bilindiği üzere bu dönemde cephede eksikliği hissedilen yeğane şey, mühimmat ve erzak idi. Bunların temini hususunda Büyük Millet Meclisi tarafından ilan edilen Tekalif-i Milliye Kanunu herkesin malumudur. Bu büyük ihtiyaç, bütün yurt çapında hamiyetperver insanlarımız tarafından karşılanmaya çalışıldı. Bu hususta da Niğde üzerine düşen vazifeyi hakkıyla yerine getirdi. Gıda maddeleri olarak özellikle buğday, arpa, baklagiller, soğan vs. gibi temel besin maddeleri ihtiyaç duyulan yerlere gönderildi. Niğde’den yapılan bu hayiti destek Mustafa Kemal tarafından yollanan takdirnamelerle ödüllendirilmiştir.
Niğde’den yapılan lojistik destek sadece gıda maddeleriyle sınırlı kalmadı. Nakil Vasıtaları, araç-gereç ve giyecek maddeleriyle de devam etti. Niğde’nin yetiştirdiği emekli veya terhis olmuş subay, er vs. askerlerde gönüllü birlikler olarak Batı ve Adana cephelerinde vuruşmuşlardır. Niğde, gerek Heyet-i Temsiliye döneminde, gerekse Büyük Millet Meclisi döneminde Anadolu hareketini gönülden desteklemiş ve bu desteğini Sivas ve Ankara’ya gönderdiği delegelerle de ispatlamıştır.
ATATÜRK NİĞDE'DE
http://www.nigde.gov.tr/Resimler/o1.jpg
Çok sevdiğini ve arzuladığını defalarca dile getirmesine rağmen Atatürk, Niğde'ye bir kez teşrif etmiştir. Onu Niğde'ye getirmek için yapılan teşebbüsler Cumhuriyet’in hemen ilk yıllarına rastlamaktadır.
1924 yılının Sonbaharı'nda (28 Ağustos-18 Ekim) başlayan gezide Kayseri'ye gelindiğinde başta Niğde valisi olmak üzere Niğde'den bir heyet Niğdelilerin selam, muhabbet ve davetlerini iletmek üzere huzura varırlar. Heyet selam ve arz-ı hürmetten sonra, kendisinin bir gecelik olsun Niğde'ye uğramaları yolunda halkın yoğun isteği bulunduğunu beyan eder. Gazi bu davet üzerine: "... Size söz veriyorum, Niğde'ye geleceğim ve aranızda bir gece kalacağım. Yalnız biz elli günden beri seyahatteyiz, merkezi hükümetten çok uzak kaldık. Bu defa bizi affedin, bilahare geleceğiz. Benim Niğde'ye karşı alakam büyüktür. Niğdelileri her zaman sevmişimdir." Bu ilk teşebbüsten sonra, hemen her fırsatta bu yöndeki istekleri tekrarlanmıştır. Çok arzu edilen bu ziyaret ancak 1934 yılı Şubat ayında gerçekleşmiştir.
Atatürk'ün Niğde'yi de içine alan "Orta Anadolu Seyahati" 1 Şubat 1934 tarihinde Kırşehir'den başlar. Yanında Afet inan. Kılıç Ali, Ruşen Eşref inaydın, Falih Rifki Alay bulunuyordu. 31 Ocak 1934 gecesi iki otomobille Çankaya'dan yola çıkan heyetin gezisi, Bala, Kaman üzerinden Kırşehir'e, buradan Yerköy ve Yozgat'a, daha sonra tekrar Yerköy'e ulaşır ve buradan trenle Kayseri, Niğde, Konya, Eskişehir üzerinden Ankara'da sona erer.
31 Ocak 1934 gecesi başlayan gezinin 5. gününde yani 5 Şubat 1934 pazartesi günü saat 18.00 civarında Atatürk'ün içinde olduğu tren istasyona gelir. Niğdelilerin büyük tezahüratları arasında Atatürk trenden iner ve istasyon binasına girer. Bir müddet burada istirahat ettikten sonra otomobillerle şehir merkezinde bulunan halkevi binasına ulaşılır. Gittiği her şehirde halkevlerini görmeyi arzu eden Atatürk: "Bizim halkevlerine büyük ümidimiz vardır. Burası gençliğin yuvaları olacaktır. Milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığım, fitri zekasını, güzel sanatlara ilgisini, ilme bağlılığını ve milli birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vesile ve tedbirle besleyerek inkişaf ettirmek lazımdır, işte bunlar milli kültürümüzdür. Bu da halkevlerinde gelişecektir." sözlerini burada söylemiştir.
Sungurbey binası olarak bilinen bu halkevi (http://www.nigde.gov.tr/eski/eski.htm) binasında yemek yenir ve Niğde üzerine sohbet yapılır. Sohbet , Niğde'nin sosyal ve ekonomik problemleri üzerinde yoğunlaşır. Niğde Halkevi bu sıralarda bir dergi çıkartma hazırlığı içerisindedir. Atatürk derginin adını sorar; "Akpınar" olduğu söylenince sohbet yörenin su kaynaklarına yönelir. Bu sırada Milletvekili Halil, Çiftehan'daki kaplıcalardan (http://www.nigde.gov.tr/ilceler/ciftehan/ciftehan.htm) bahseder.
Atatürk kaplıca hakkında daha çok malumat ister; orada bulunanlar kaplıcanın çok şifalı olduğunu ancak bir o kadar da bakımsız olduğunu söylerler. Bunun üzerine Atatürk: "Bu gibi kaplıcalara ehemmiyet vermek lazım. Ben de tedavimi Avusturya'da Karspat'da yaptım. Bana burada doktor "Türkiye'de Karsbat gibi nice şifalı kaplıcalar var, Türkiye'den niye geldin" diye sordu. Utandım... Yarın gidelim, şu kaplıcayı yerinde görelim" der ve gezi programına Çiftehan da dahil edilir. Yemekten sonra mahfele geçilir. Askeri mahfelde bir eğlence tertip edilir. Çok neşeli geçen bu eğlencede Atatürk'ün zeybek oynadığı söylenir. Eğlencenin akabinden bütün ısrarlara rağmen Atatürk şehirde bir evde kalmayıp kendi kompartımanına dönmüştür. Geceyi trende geçiren, ertesi günü vilayeti teşrif eden Atatürk, Niğde'ye mübadele ile gelen göçmenlerin iskanları hakkında bilgi almıştır. Şehir esnafı ile görüşen Atatürk onların isteklerini dinlemiştir. Saat 9.30'a kadar Niğde'de kalan Atatürk, tekrar istasyona dönmüş buradan yoğun tezahürat ile uğurlanmıştır.
Çiftehan Istasyonunda kısa bir mola verilir. Kaplıcaların bulunduğu mekana varılır ve kaplıcanın hali yerinde tespit edilir. Atatürk, Valiye burada şu talimatı verir: "...Burayı hemen özel idare kanalıyla yaptırın, hem gelir kaynağı olur, hem de halkın sağlığına faydası dokunur. Bunu sizden bekliyorum." Çiftehan ziyaretinden sonra tekrar yola çıkılır ve Ulukışla ve Ereğli üzerinden Konya'ya doğru hareket edilir.
TARİHİN İLK İZLERİ:
http://www.nigde.gov.tr/image002.jpg Niğde'nin tarihi ile ilk buluntular, neolitik döneme(M.Ö. 7250-5500) rastlar. Bunlar Bor Bahçeli Kasabası Roma Havuzu yakınındaki Köşk Höyük'ten ve Bor Pınarbaşı Höyüğünden çıkartılan eserlerdir. Anadolu'da Hitit dönemi olarak isimlendirilen M.Ö. 2000-7000 yıllarına ait eserler ise Kömürcü Köyü Göllüdağ Örenyeri'nden çıkartılmıştır. Helenistik dönemde ise (M.Ö.330-30) Niğde bölgesi Büyük İskender'in komutanlarından Eumenes'in kurduğu Bergama Krallığı'na dahil olmuştur. Tepe Bağları ve Ulukışla Porsuk Höyük kazılarından bu döneme ait eserler çıkartılmıştır.
GENEL BİLGİLER:
Yüzölçümü7312 km²Nüfusu305.861İl Trafik No.51Telefon Alan Kodu388İlçeleriNiğde (merkez), Altunhisar, Bor, Çamardı, Çiftlik, Ulukışla.Başlıca DağlarıDemirkazik tepesi, Hurç tepesiSıcaklıkEn düsük -27,5 C en yüksek 38,6 CYağış OranıYillik ortalama 347 mm.İlgi Çekici YerleriGüzelyurt, Çiftehan ve Ziga Kaplıcaları, Gökbez Kaya Kabartması, Konaklı Yeraltı Kenti, Andaval Kilisesi, Gümüşler Manastırı, Niğde Kalesi, Bor Ulucamileri, Ak Medrese, Zinciriye Medresesi, Alaeddin, Sungur Bey, Hanım, Paşa ve Şeyh İlyas Camileri, Dış Cami, Sarı Cami, Şah Mescidi, Niğde Bedesteni, Alay, Sultan, Ağzı Kara ve Öküz Mehmed Paşa Hanları, Hüdavend Hatun Kümbeti, Gündoğdu Türbesi, Niğde Müzesi.
Niğde Orta Anadolu’nun güneyindedir. Üç tarafı Toroslar’ın genç kıvrım dağları ile çevrilidir. Batı ucunda ise Konya ovası ile birleşik Emen ovası yer alır. Jeolojik yapıya volkanik tüfler ve bazalt akıntıları hakimdir. Ovalarda ise egemen olan yapı alivyonlardır. Kara iklim kuşağındadır. Doğal bitki örtüsü dağlık alanlarda çam ve köknar, çay ve gölet kenarları da söğüt ve kavak ağaçlarıdır. Düzlükler ise otsu bitkilerle kaplıdır. Meyve üretimi bol ve çeşitlidir. Elma ağacı sayısı ülkede ilk sırayı alır. Türkiye’nin patatesinin ¼ ‘ ü burada yetişir. Halkın esas geçim kaynağı tarımdır. Bu nedenle nüfus kırsal alanlarda yoğunlaşmıştır. Bu alanlarda hayvancılık ve el sanatları bütün canlılığı ile devam eder.
Büyük merkezlere olan yakınlığı, Kapadokya bölgesinde olması, Kayseri ve Nevşehir havaalanlarına yakınlığı Tarihi eserleri, doğa varlıkları ve zengin müzesi ile Türkiye’nin turizm merkezlerinden biri durumundadır
DOĞA TURİZMİ:
Yapılış Tarihi
Bulunduğu Mevkii
Kale ve saat kulesi
Kalenin yapılış tarihi belli değil.
Saat kulesi 19. Yy.
Niğde merkez
Hatıroğlu çeşmesi
1276
Niğde merkez
Akmedrese
1409
Niğde merkez
Bedesten
1559
Niğde merkez
Göllü dağ harabeleri
-
Niğde merkez
Kömürcü köyü
Gümüşler manastırı
10. Yüzyılda yapılmıştır.
Niğde merkez
Gümüşler kasabasi
Tyana su kemerleri ve roma havuzu
Yapılış tarihi kesin olmamakla birlikte hititlere kadar uzanmaktadir.
Bor ilçesi bahçeli ve kemerhisar kasabası
Öküz mehmet paşa kervansarayı
1683
Ulukışla ilçesi
Alaaddin camii
1223
Niğde merkez
Sungurbey camii
1335
Niğde merkez
Dişari camii
16. Yüzyıl
Niğde merkez
Hüdavent hatun türbesi
1312
Niğde merkez
Gündoğdu türbesi
1344
Niğde merkez
Şerif ali türbesi
1865
Niğde merkez
Paşa camii
19. Yüzyıl
Bor merkez
Ulu camii
1410
Bor merkez
Kavlaktepe yeralti şehri
-
Çamardı ilçesi
Kavlaktepe köyü
Değirmenli mağarası
-
Niğde merkez
Değirmenli kasabası
Çiftehan kaplicaları
-
Ulukişla ilçesi
Kasabası
Narligöl
-
Çiftlik ilçesi
Kemerhisar içmeceleri
-
Bor ilçesi
Kemerhisar kasabası
Demirkazik (aladağlar)
-
Çamardı ilçesi
Bolkar dağları
-
Ulukişla ilçesi
Niğde Orta Anadolu’nun güneyindedir. Üç tarafı Toroslar’ın genç kıvrım dağları ile çevrilidir. Batı ucunda ise Konya ovası ile birleşik Emen ovası yer alır. Jeolojik yapıya volkanik tüfler ve bazalt akıntıları hakimdir. Ovalarda ise egemen olan yapı alivyonlardır. Kara iklim kuşağındadır. Doğal bitki örtüsü dağlık alanlarda çam ve köknar, çay ve gölet kenarları da söğüt ve kavak ağaçlarıdır. Düzlükler ise otsu bitkilerle kaplıdır. Meyve üretimi bol ve çeşitlidir. Elma ağacı sayısı ülkede ilk sırayı alır. Türkiye’nin patatesinin ¼ ‘ ü burada yetişir. Halkın esas geçim kaynağı tarımdır. Bu nedenle nüfus kırsal alanlarda yoğunlaşmıştır. Bu alanlarda hayvancılık ve el sanatları bütün canlılığı ile devam eder.
Büyük merkezlere olan yakınlığı, Kapadokya bölgesinde olması, Kayseri ve Nevşehir havaalanlarına yakınlığı Tarihi eserleri, doğa varlıkları ve zengin müzesi ile Türkiye’nin turizm merkezlerinden biri durumundadır
DOĞA TURİZMİ:
03-02-2007, 09:01
Büyük kısımları Niğde ili sınırları içerisinde kalan Aladağlar ve Bolkarlar, Anadolu'yu Güneyden çevreleyen Toros sıradağlarının "Orta Toroslar" bölümünü oluşturur. Büyük bir kısmı Niğde sınırları içinde kalan bu dağlar, dağcılık, yürüyüş ve kış sporları açısından oldukça çekici güzegahlara sahiptir. Aladağlar, ortalama 3500m yüksekliğinde, bindirmeli "Napli" bir yapıya sahiptir. Aladağlar üzerinde, Demirkazık grubu, Yedigöller grubu, Kaldır grubu ve Torasan grubu olmak üzere dört yükselti grubu bulunmaktadır. Yörede, dağ keçileri, vaşak, kurt, yaban domuzu, geyik, tilki ve tavşan bölgede görülen hayvanlardır. Kartal, kergenez ve keklik bölgede görülen önemli kuş türlerindendir. Bu dağlarda genelde yörükler göçerler olarak yaşamaktadır. İklimin müsait olduğu aylarda beraberindeki hayvanlarına bakarak, halı, kilim gibi el ürünlerini yaparak yaşamlarını sürdürürler.
Aladağlar, dağcılık, yürüyüş ve tırmanışlar için Torosların en uygun bölümüdür. Tırmanışlar için en uygun yollar Çamardı ilçesindeki Demirkazık ve Çukurbağ köylerinden başlar. Hemen bu bölgede konaklamak için 85 yataklı modern bir dağ evi bulunmaktadır.
Bolkar dağları da yürüyüş ve kış sporları açısından oldukça cazip bir bölgedir. Özellikle 7 km'yi bulan doğal pisti ile tur kayağına ilgi duyanları memnun etmektedir. Bolkar dağlarına özgü kraker gölleri ve başka yerlerde nadir olan tesbit edilebilen 200'e yakın kır çiçekleri olan bu bölge her zaman ziyaretçilerin ilgi odağı olmuştur. Kış turizmi ve kış sporları özellikle Bolkar Dağlarında büyük gelecek vadetmektedir
KÜLTÜREL DEĞERLER:
Anadolu'daki birçok yerleşim yerinde görüldüğü gibi, Niğde de coğrafi konumu nedeniyle, çeşitli kültürleri bünyesinde bulundurmuştur. Yapılan kazılarda elde edilen bulgular Niğde'nin tarihinin M.Ö. 7000 yıllarına dayandığını göstermektedir.
Niğde ili, bilinen bu tarihten günümüze kadar Anadolu'da yaşamış bütün uygarlıkların eserlerine sahiptir. Niğde Müzesi gezildiğinde, Anadolu'nun 9 bin yıllık tarihinin tüm izleri kronolojik bir sırayla gözlenebilir.
Niğde'de bulunan en eski tarihli buluntu, M.Ö. 7000 yılına tarihlenen Köşk Höyük'tür. Buradan çıkarılan önemli buluntular Niğde Müzesi'nde sergilenmektedir.
M.Ö. 3000 2000 yıllarına tarihlenen, Çamardı İlçesi Celaller Köyü yakınlarındaki GöltepeKestel Ören Yeri'nde, 1990 yılından itibaren yapılan kazılarda elde edilen bulgular Anadolu ve Dünya tarihi açısından çok önemlidir. Eski Tunç Devri'nde Anadolu'nun kalay ihtiyacının Mezepotamya'dan karşılandığı düşünülürken, buradan çıkan bulgular bu kanıyı tersine çevirmiştir.
Geç Hitit dönemine ait en önemli bulgu ise Niğde'ye bağlı Aktaş Köyü yakınında bulunan Andabalis (Andaval) Kilisesi'nde ele geçen, Hitit Hiyeroglifi ile yazılmış kitabedir. Kitabede Niğde'nin eski isminin " Nahita " olduğu tesbit edilmiştir. Bu dönemde Niğde'deki en önemli Hitit şehri ise Göllüdağ'daki Geç Hitit Dönemi şehridir. Diğer önemli Hitit Eserleri ise; Bor Gökbez Kaya Kabartması, Porsuk Kitabesi, Keşlik ve Niğde Stelleridir.
Roma Dönemi'nin en önemli ve görkemli buluntuları ise, bugünkü adı Kemerhisar olan antik Tyana kentinde ortaya çıkmıştır. Bugün toprak üstünde o döneme ait su kemerleri ve Bahçeli Roma Havuzu ile görülebilen antik tyana kenti, 2. 4. yüzyılarda bölgenin en zengin ve en güzel kenti durumundaydı. Roma Dönemi'nin diğer kültürel merkezi ise Karatlı Kasabası Kaya Mezarlarıdır.
Bizans Dönemi'nin en görkemli ve en güzel eseri ise Gümüşler Kasabası'ndaki Gümüşler Ören Yeri ve Manastırıdır. 8. ve 12. yüzyıllara tarihlenen ören yeri 1,5 km uzunlukta bir yerleşim merkezidir. Kapadokya yöresinin en sağlam fresklerine sahip olan manastırda en önemli eser Meryem ve İsa'nın gülümseyen üç boyutlu bakışı olan fresktir. Ayrıca Niğde'de aynı dönemleri ait, korunma ve barınma amacıyla yapılmış 20'ye yakın yeraltı şehri bulunmaktadır.
Niğde'de Türk İslam eserlerinin en güzelleri Anadolu Selçuklularından kalan eserlerdir. Yaz aylarında oluşan Taçlı Kadın Başı görüntüsü ile, dünyada mimari benzeri olmayan Alaeddin Camii, Hüdavend Hatun Türbesi dönemin önemli eserleridir. Ayrıca Akmedrese, Sungur Bey Camii, Mehmet Paşa Kervansarayı, Gündoğdu Türbesi ve Saat Kulesi diğer önemli eserlerdendir.
Şehrin merkezindeki Alaeddin Tepesi üzerinde bulunan Niğde Kalesi'nin yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir; ancak ilk temellerinin Hitit Döneminde atıldığı, Roma, Bizans, Selçuklu,ve Osmanlı dönemlerinde onarımlar gördüğü bilinmektidir.
Niğde'de, Anadolu'da binlerce yıldır hüküm sürmüş uygarlıkların eserlerini, birbirinden olumlu yönde etkilenmiş, kültürel kaynaşmanın en güzel örneği olarak görebilmek mümkündür.
Osmanlı İmparatorluğu'nun son zamanlarında, Müslüman ve Hristiyan halkların aynı yerleşim merkezlerinde birarada oturduklarını ve cami ve türbelerin yanında Ermeni ve Rum kiliselerinin yanyana yapıldıklarını görüyoruz.
Daha sonraki yıllarda, Niğde'de bulunan birçok kilise, Müslüman halk tarafından korunmuş, onarılmış ve cami olarak kullanılmaya başlanmıştır. Fertek ve Yeşilburç kilise camileri bunların en güzel örnekleridir.
Kültürel yönden incelediğimiz Niğde, Yöre ve ülke kültürünü değişik yönlerden etkileyen birçok alim, din adamı, ermiş ve evliya da yetiştirmiştir. Sarı Saltuk, Kemal Ümmi, Ahmet Kuddusi, Galip Bey, Aşık Tahiri ve Aşık Kemali bu kişilerin en önemlilerindendir.
Niğde'yi, Kapadokya Yöresinin tüm özelliklerini taşıyan bu durumundan ve değişik kültürleri bağrında bulundurduğundan, bir " Kültürler Mozayiği " olarak değerlendirmek hiç yanlış olmaz.
KÜLTÜR TURİZMİ:
Niğde'nin kültür turizmi potansiyeli sınırlı gibi görünse de, sahip olduğu son derece önemli ve kendine özgü kültür varlıkları bu sınırı zorlamaktadır.
Niğde'ye, yaklaşık 20 km uzaklıkta, Bor ilçesi Bahçeli ve Kemerhisar kasabalarını içine alan geniş bir bölgede bulunan "Tyana Ören Yeri" bir Antik kent olarak, Kemerhisar Su Kemerleriyle ve Bahçeli Roma Havuzu ile canlılığını korumaktadır.
Roma devrinden kalma Niğde'ye 40 km uzaklıkta Karatlı kasabası yakınında bulunan "Kuşkayası Mezarlığı" önemli kalıntılardır. Niğde'ye 9 km mesafede "Gümüşler Ören Yeri ve Manastırıdır". Kapadokya bölgesi'nin diğer yeraltı şehirleri gibi Bizans dönemine ait olan ve korunmak amacı için yapılmış olan "Kavlaktepe Yeraltı Şehridir".
http://www.nigde.gov.tr/nigde_turizm03.jpgSelçuklular döneminde 1. Alaaddin Keykubat döneminde Niğde merkezinde Alaaddin tepesine yaptırılmış "Alaaddin Camiidir". Niğde il merkezinde Selçuklu sanatının en güzel eserlerinden olan "Hüdavent Hatun Türbesi", İlhanlı Beyliği döneminde yaptırılan "Gündoğdu Türbesi", İlhanlı dönemine ait "Sungurbey Camii ve Türbesi", özellikle griş portalindeki taş işçiliği mükemmel olan Karamanoğlu Alaaddin Ali Bey tarafından medrese olarak yaptırılan "Akmedresedir". Yine il merkezinde "Niğde Kalesi" ve "Bedesten" önemli kültür merkezleridir. Ulukışla ilçesinde, xvıı. Yüzyılda yaptırılan yanında cami ve hamamı bulunan "Öküz Mehmet Paşa Kervansarayıdır
Niğde'ye 80 km. Mesafede Ulukışla ilçesinde E-90 Karayolu üzerinde bulunan "Çiftehan Kaplıcaları", hem banyo hem de içme kürlerine elverişli olan kaplıcalarımızdandır. Kaplıca merkezinde 400 yataklı vasıflı ve 700 yatak cıvarında konaklama tesisi bulunmaktadır. Niğde merkezine 75 km. Mesafede Çiftlik ilçesisindeki Narköy'e oldukça yakın olan "Narlıgöl Sıcaksu Kaynağı" bir krater gölüdür. Bor ilçesindeki Kemerhisar kasabası yakınında "Kemerhisar İçmecesi", içme kürleri ve çamur banyosu için kullanılan termal yerlerimizden biridir. Niğde'nin 2 km batısında romatizmalar ve diğer rahatsızlıklara olumlu etkisi olan "Kocapınar Suyu ve Çamuru" ve Niğde'ye 45 km uzaklıkta İçmeli kasabası yakınında maden suyu olarak kullanılan "Ferhenk Müshil Madensuyu Kaynağı"önemli termal bölgelerindendir.
NİĞDE MÜZESİ:
Niğde Müzesi Niğde bölgesindeki dünün aynasıdır. Niğde gelen misafirleri konukları tanıdıkları müzemize gezdirin. En azından Niğdeli olarak müzemizi tanıyın ve tanıtın. Niğde için ilginç detayları göreceğiniz müzedeki eserler ile dündeki yaşamı düşlemeye ve anlamaya çalışın. Mutlu olacak keyif duyacaksınız.
Niğde tarihi dokudan öte tek başına müze dahi görülmeye değer özellikler taşımaktadır. Niğde Müzesi 2003 yılında Kültür Bakanlığı'ndan Niğde Valiliği'ne gönderilen bir yazıda Niğde Müzesi'nin, İstanbul Topkapı Sarayı Hazine Dairesi Bölümü ile birlikte Avrupa Yılın Müzesi seçimlerine aday olarak gösterildiği bildirilmişti. Denir ya; “yazının daha mürekkebi kurumadı”. O yıllarda Onarım, teşhir ve tanzim işlemleri nedeniyle üç yıla yakın bir zaman ziyarete kapalı olan Niğde Müzesi, 600 milyar liralık harcama ile çalışmaların tamamlanmasının ardından 20 Kasım 2001 tarihinde Kültür Bakanı İstemihan Talay'ın da katıldığı bir törenle yeniden ziyarete açıldı ve modern bir müze oldu.
Niğde Müzesini Müdürü Fazıl Açıkgöz, Fazıl Bey Niğdemiz Kızılca Kasabasında doğmuş, Okumuş, çalışmış, öğrenmiş ve başarılı bir Arkeolog olarak Memleketinde hizmet veriyor. Ondan aldığım bilgiler ışığında müzemiz önemli 6 bölümden oluşuyor.
I.SALON: Niğde Bölgesinde arkeolojik kazı çalışmaları yapılan Bor Pınarbaşı Höyük, Bor Bahçeli Köşk Höyük ve Tepecik Höyüğü ile Türkiye’de ilk defa gerçekleşen Kalatepe Obsidiyen Atölyesi kazısında bulunan obsidiyen aletler 1.nci vitrinde sergilenmekte ve bölgedeki obsidyen kaynakları hakkında bilgi verilmektedir. Niğde Bor İlçesi Bahçeli Roma Havuzu yanında yer alan Köşk höyükte 1982 yılından bu yana devam eden arkeolojik kazılarda elde edilen Neolitik ve Kalkolitik çağlara ait eserler, mezar buluntuları, tanrı ve ana tanrıçalar(Kubaba), Antropomorfik vazo ve Kalkolitik Ev(M.Ö 4883) birebir ölçeğinde adapte edilerek buluntularıyla sergileniyor. Bu nedenle bu salona Köşk Höyük salonu denilmektedir. Yazının ilerleyen bölümlerinde Köşk Höyükte bu yıl yapılan kazı sonuçları ile ilgilide bilgiler vereceğim ama Köşk Salonu gerçek anlamda Müze için ayrı bir hava yarattığını da belirtelim. İlginç dikkat çekici bir çalışma yapıldığını bu salonda göreceksiniz.
II.SALON: Bu salonda Eski Tunç Çağı(M.Ö III Bin) büyük vitrinde, Asur Ticaret Kolonileri Çağı(M.Ö.II Bin) de 2.nci büyük vitrinde tanıtılmaktadır. Niğde ili Çamardı İlçesi Celaller Köyü Göltepe Höyüğünde yapılan kazılarda bulunan Eski Tunç Çağına Ait ve madencilere ait buluntular, höyüğün hemen karşısında bulunan Antik Kestel KlAY Ocağının galeri girişi canlandırması ve maden buluntuları; Aksaray Acemhöyük kazısında bulunan Eski Tunç Çağına ait buluntular ile Niğde Ulukışla İlçesi Darboğaz kazasında bulunan Eski Tunç Çağına ait buluntular 1.nci büyük vitrinde sergilenmektedir.
Anadolu Kültepe’den sonra Asur Ticaret Kolonileri Çağına ait Karum’lardan birisi olan Acemhöyük’te (Puruşhanda) yapılan arkeolojik kazılarda bulunan saray bulunutuları 2.nci büyük vitrinde sergilenmektedir.
III.SALON: (M.Ö 1 Bin) Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra Anadolu’da ortaya çıkan Geç Hitit şehir devletleri olan Nahita ve Tuvanuva Krallıkları Dönemine ait Hitit Fırtına Tanrısı Steli, Hitit Bereket Tanrısı Steli, Hitit Hiyeroglifi Kitabeleri, Göllüdağ Aslanı, Kaynarca Tümülüsü buluntuları, Frig Çağı Seramikleri ve boğa başı kabartmaları, Pithos bu salonda sergilenmektedir. Ayrıca Göllüdağ fotoğraf ve çizimleri de tanıtılmaktadır. Göllüdağ
Niğde’nin 20 km. kuzeyinde, Bozköy ile Kömürcü Köyü arasındadır. Göllüdağ’da Hititlerden kalma bir kentin kalıntıları yanında Surların çevirdiği alanda bir de krater gölü oluşmuştur. Kalıntılar arasında caddeler, yapılar, arslan kabartmaları bulunan 110 x 260 m boyutunda saray ya da tapınak olduğu sanılan bir yapı olması bölgeyi dikkat çekici kılmaktadır.
IV. SALON: İl sınırları içerisinde yapılan Tepebağları, Porsuk Höyük ve Acemhöyük kazılarında bulunan Hellenistik Çağa ait buluntular, müzeye satın alma yoluyla ve kaçak kazılarda ele geçirilen Roma Çağına ait pişmiş toprak ve cam eserler, mühür baskıları; Bizans Çağına ait buluntular, Roma çağına ait heykelcikler bu salonda da ki vitrinde sergilenmektedir.
Salonun diğer bölümünde ise, M.S .II yy. Roma İmparatorluğu dönemine ait Antik Tyana Ören yerinde bulunan Eros, Herakles, Torso, Alınlık parçaları, Gorgo(Medusa) kabartması, lahit parçası gibi yüksek kabartmalı heykeltraş eserleri, Divarlı mezar küpü, Roma Çağı mezar stelleri sergilenmektedir.
V.SALON: A)SİKKE REYONU: Sikke basımı tekniği ve genel tanımlar iki pano ile tanıtılmaktadır. Salonda 6 büyük duvar vitrini içerisinde kronolojik sırayla Grek, Roma İmparatorluk, Kapadokya Bölgesi, Bizans, İslami ve Osmanlı Dönemine ait sikkeler ve Gümüşköy ve Tepebağları defineleri sergilenmektedir.
B)MUMYA REYONU: Aksaray Ihlara Vadisinde bulunan ve M.S. X yy ait Rahibe Mumyası ile Aksaray Çanlı Kilise kaçak kazısı sonucunda bulunan X .yy. ‘a ait tarihlenen 4 adet çocuk mumyaları sergilenmektedir.
Ayrıca; M.S. 19.yy.’a tarihlenen Karamanlıca Mezar Kitabesi ile II Abdülhamit dönemine ait Osmanlı Arması mumya teşhiri karşısında bulunmaktadır.
VI SALON: Bölgemizde kaybolmaya yüz tutan etnoğrafik kültürü tanıtan salonda silahlar, el yazmaları ve yazı takımları, İlhanlı dönemine ait Sungurbey Cami ahşap kapısı ve pencere kanatları, rahle ve mihrap şamdanları, mutfak eşyaları ile kahve kültürüne ait eserler, aydınlatma gereçleri, kapı tokmakları ile kilitler, alemler, mankenlerle teşhir edilen Eski Niğde evi köşesi, kadın takıları, halılar, kilimler, Kaçkar Türkleri’ne ait Kabartmalı sini bu salonda sergilenmektedir. Her salonda Niğde ile ilgili farklı özelliğe ve güzelliğe tanık oluyor ve iyi ki Niğde müzesi var diyorsunuz. Yukarı Kayabaşı Mahallesi Öğretmenler Caddesinde müzemize mutlaka gidin gezin, Pazartesi dışında her gün 08.00-12.00/13.00-17.00 saatlerinde müzemiz ziyarete açık bulunuyor. Nevşehir’e bir saat ötedeki müze 2004 yılında yerli 23.132 ziyaretçi gezmiş 3.149 YTL gelir elde edilmişti. Yabancı Turistlerden gelen ise 1100 kişidir ve 2.200 YTL gelir elde edilmiştir. Ocak-Haziran 2005 ziyaretçi sayısı 14732, yabancı ziyaretçi sayısı 393 toplam gelir 2.338 YTL idi.
Niğdeli olarak müzemize ilgi bölgede yapılacak çalışmalarda katkı ve destek olmak için bir yoldur. Oluşacak ilgi ile en azından yeni kadroların bölgede mevcut çalışanlara destek amacı ile gelmesi de gerçekleşebilir.
http://www.nigde.gov.tr/muze32_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze32.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze31_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze31.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze24_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze24.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze19_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze19.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze2_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze2.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze23_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze23.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze21_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze21.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze5_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze5.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze6_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze6.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze40_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze40.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze4_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze4.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze1_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze1.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze25_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze25.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze26_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze26.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze38_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze38.jpg) http://www.nigde.gov.tr/friz2_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/friz2.JPG) http://www.nigde.gov.tr/friz_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/friz.JPG) http://www.nigde.gov.tr/golluasl_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/golluasl.JPG) http://www.nigde.gov.tr/muze8_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze8.jpg) http://www.nigde.gov.tr/zherakls_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/zherakls.JPG) http://www.nigde.gov.tr/muze41_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze41.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze33_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze33.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze39_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze39.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze20_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze20.jpg) http://www.nigde.gov.tr/zASKER_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/zASKER.JPG) http://www.nigde.gov.tr/zEROS_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/zEROS.JPG) http://www.nigde.gov.tr/zHEYKEL_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/zHEYKEL.JPG) http://www.nigde.gov.tr/muze16_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze16.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze30_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze30.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze34_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze34.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze37_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze37.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze29_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze29.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze36_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze36.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze12_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze12.jpg) http://www.nigde.gov.tr/koskho1_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/koskho1.JPG) http://www.nigde.gov.tr/muze28_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze28.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze22_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze22.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze43_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze43.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze3_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze3.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muzeeser_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muzeeser.JPG) http://www.nigde.gov.tr/muze35_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze35.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze42_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze42.jpg) http://www.nigde.gov.tr/mumya1_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/mumya1.JPG) http://www.nigde.gov.tr/mumya77_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/mumya77.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze17_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze17.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze11_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze11.jpg) http://www.nigde.gov.tr/kafa_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/kafa.JPG) http://www.nigde.gov.tr/koskho1_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/koskho1.JPG)
TARİHİ, TURİSTİK YERLER VE ESERLER:
Tarihi Ve Turistik Varlığın AdıAladağlar, dağcılık, yürüyüş ve tırmanışlar için Torosların en uygun bölümüdür. Tırmanışlar için en uygun yollar Çamardı ilçesindeki Demirkazık ve Çukurbağ köylerinden başlar. Hemen bu bölgede konaklamak için 85 yataklı modern bir dağ evi bulunmaktadır.
Bolkar dağları da yürüyüş ve kış sporları açısından oldukça cazip bir bölgedir. Özellikle 7 km'yi bulan doğal pisti ile tur kayağına ilgi duyanları memnun etmektedir. Bolkar dağlarına özgü kraker gölleri ve başka yerlerde nadir olan tesbit edilebilen 200'e yakın kır çiçekleri olan bu bölge her zaman ziyaretçilerin ilgi odağı olmuştur. Kış turizmi ve kış sporları özellikle Bolkar Dağlarında büyük gelecek vadetmektedir
KÜLTÜREL DEĞERLER:
Anadolu'daki birçok yerleşim yerinde görüldüğü gibi, Niğde de coğrafi konumu nedeniyle, çeşitli kültürleri bünyesinde bulundurmuştur. Yapılan kazılarda elde edilen bulgular Niğde'nin tarihinin M.Ö. 7000 yıllarına dayandığını göstermektedir.
Niğde ili, bilinen bu tarihten günümüze kadar Anadolu'da yaşamış bütün uygarlıkların eserlerine sahiptir. Niğde Müzesi gezildiğinde, Anadolu'nun 9 bin yıllık tarihinin tüm izleri kronolojik bir sırayla gözlenebilir.
Niğde'de bulunan en eski tarihli buluntu, M.Ö. 7000 yılına tarihlenen Köşk Höyük'tür. Buradan çıkarılan önemli buluntular Niğde Müzesi'nde sergilenmektedir.
M.Ö. 3000 2000 yıllarına tarihlenen, Çamardı İlçesi Celaller Köyü yakınlarındaki GöltepeKestel Ören Yeri'nde, 1990 yılından itibaren yapılan kazılarda elde edilen bulgular Anadolu ve Dünya tarihi açısından çok önemlidir. Eski Tunç Devri'nde Anadolu'nun kalay ihtiyacının Mezepotamya'dan karşılandığı düşünülürken, buradan çıkan bulgular bu kanıyı tersine çevirmiştir.
Geç Hitit dönemine ait en önemli bulgu ise Niğde'ye bağlı Aktaş Köyü yakınında bulunan Andabalis (Andaval) Kilisesi'nde ele geçen, Hitit Hiyeroglifi ile yazılmış kitabedir. Kitabede Niğde'nin eski isminin " Nahita " olduğu tesbit edilmiştir. Bu dönemde Niğde'deki en önemli Hitit şehri ise Göllüdağ'daki Geç Hitit Dönemi şehridir. Diğer önemli Hitit Eserleri ise; Bor Gökbez Kaya Kabartması, Porsuk Kitabesi, Keşlik ve Niğde Stelleridir.
Roma Dönemi'nin en önemli ve görkemli buluntuları ise, bugünkü adı Kemerhisar olan antik Tyana kentinde ortaya çıkmıştır. Bugün toprak üstünde o döneme ait su kemerleri ve Bahçeli Roma Havuzu ile görülebilen antik tyana kenti, 2. 4. yüzyılarda bölgenin en zengin ve en güzel kenti durumundaydı. Roma Dönemi'nin diğer kültürel merkezi ise Karatlı Kasabası Kaya Mezarlarıdır.
Bizans Dönemi'nin en görkemli ve en güzel eseri ise Gümüşler Kasabası'ndaki Gümüşler Ören Yeri ve Manastırıdır. 8. ve 12. yüzyıllara tarihlenen ören yeri 1,5 km uzunlukta bir yerleşim merkezidir. Kapadokya yöresinin en sağlam fresklerine sahip olan manastırda en önemli eser Meryem ve İsa'nın gülümseyen üç boyutlu bakışı olan fresktir. Ayrıca Niğde'de aynı dönemleri ait, korunma ve barınma amacıyla yapılmış 20'ye yakın yeraltı şehri bulunmaktadır.
Niğde'de Türk İslam eserlerinin en güzelleri Anadolu Selçuklularından kalan eserlerdir. Yaz aylarında oluşan Taçlı Kadın Başı görüntüsü ile, dünyada mimari benzeri olmayan Alaeddin Camii, Hüdavend Hatun Türbesi dönemin önemli eserleridir. Ayrıca Akmedrese, Sungur Bey Camii, Mehmet Paşa Kervansarayı, Gündoğdu Türbesi ve Saat Kulesi diğer önemli eserlerdendir.
Şehrin merkezindeki Alaeddin Tepesi üzerinde bulunan Niğde Kalesi'nin yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir; ancak ilk temellerinin Hitit Döneminde atıldığı, Roma, Bizans, Selçuklu,ve Osmanlı dönemlerinde onarımlar gördüğü bilinmektidir.
Niğde'de, Anadolu'da binlerce yıldır hüküm sürmüş uygarlıkların eserlerini, birbirinden olumlu yönde etkilenmiş, kültürel kaynaşmanın en güzel örneği olarak görebilmek mümkündür.
Osmanlı İmparatorluğu'nun son zamanlarında, Müslüman ve Hristiyan halkların aynı yerleşim merkezlerinde birarada oturduklarını ve cami ve türbelerin yanında Ermeni ve Rum kiliselerinin yanyana yapıldıklarını görüyoruz.
Daha sonraki yıllarda, Niğde'de bulunan birçok kilise, Müslüman halk tarafından korunmuş, onarılmış ve cami olarak kullanılmaya başlanmıştır. Fertek ve Yeşilburç kilise camileri bunların en güzel örnekleridir.
Kültürel yönden incelediğimiz Niğde, Yöre ve ülke kültürünü değişik yönlerden etkileyen birçok alim, din adamı, ermiş ve evliya da yetiştirmiştir. Sarı Saltuk, Kemal Ümmi, Ahmet Kuddusi, Galip Bey, Aşık Tahiri ve Aşık Kemali bu kişilerin en önemlilerindendir.
Niğde'yi, Kapadokya Yöresinin tüm özelliklerini taşıyan bu durumundan ve değişik kültürleri bağrında bulundurduğundan, bir " Kültürler Mozayiği " olarak değerlendirmek hiç yanlış olmaz.
KÜLTÜR TURİZMİ:
Niğde'nin kültür turizmi potansiyeli sınırlı gibi görünse de, sahip olduğu son derece önemli ve kendine özgü kültür varlıkları bu sınırı zorlamaktadır.
Niğde'ye, yaklaşık 20 km uzaklıkta, Bor ilçesi Bahçeli ve Kemerhisar kasabalarını içine alan geniş bir bölgede bulunan "Tyana Ören Yeri" bir Antik kent olarak, Kemerhisar Su Kemerleriyle ve Bahçeli Roma Havuzu ile canlılığını korumaktadır.
Roma devrinden kalma Niğde'ye 40 km uzaklıkta Karatlı kasabası yakınında bulunan "Kuşkayası Mezarlığı" önemli kalıntılardır. Niğde'ye 9 km mesafede "Gümüşler Ören Yeri ve Manastırıdır". Kapadokya bölgesi'nin diğer yeraltı şehirleri gibi Bizans dönemine ait olan ve korunmak amacı için yapılmış olan "Kavlaktepe Yeraltı Şehridir".
http://www.nigde.gov.tr/nigde_turizm03.jpgSelçuklular döneminde 1. Alaaddin Keykubat döneminde Niğde merkezinde Alaaddin tepesine yaptırılmış "Alaaddin Camiidir". Niğde il merkezinde Selçuklu sanatının en güzel eserlerinden olan "Hüdavent Hatun Türbesi", İlhanlı Beyliği döneminde yaptırılan "Gündoğdu Türbesi", İlhanlı dönemine ait "Sungurbey Camii ve Türbesi", özellikle griş portalindeki taş işçiliği mükemmel olan Karamanoğlu Alaaddin Ali Bey tarafından medrese olarak yaptırılan "Akmedresedir". Yine il merkezinde "Niğde Kalesi" ve "Bedesten" önemli kültür merkezleridir. Ulukışla ilçesinde, xvıı. Yüzyılda yaptırılan yanında cami ve hamamı bulunan "Öküz Mehmet Paşa Kervansarayıdır
Niğde'ye 80 km. Mesafede Ulukışla ilçesinde E-90 Karayolu üzerinde bulunan "Çiftehan Kaplıcaları", hem banyo hem de içme kürlerine elverişli olan kaplıcalarımızdandır. Kaplıca merkezinde 400 yataklı vasıflı ve 700 yatak cıvarında konaklama tesisi bulunmaktadır. Niğde merkezine 75 km. Mesafede Çiftlik ilçesisindeki Narköy'e oldukça yakın olan "Narlıgöl Sıcaksu Kaynağı" bir krater gölüdür. Bor ilçesindeki Kemerhisar kasabası yakınında "Kemerhisar İçmecesi", içme kürleri ve çamur banyosu için kullanılan termal yerlerimizden biridir. Niğde'nin 2 km batısında romatizmalar ve diğer rahatsızlıklara olumlu etkisi olan "Kocapınar Suyu ve Çamuru" ve Niğde'ye 45 km uzaklıkta İçmeli kasabası yakınında maden suyu olarak kullanılan "Ferhenk Müshil Madensuyu Kaynağı"önemli termal bölgelerindendir.
NİĞDE MÜZESİ:
Niğde Müzesi Niğde bölgesindeki dünün aynasıdır. Niğde gelen misafirleri konukları tanıdıkları müzemize gezdirin. En azından Niğdeli olarak müzemizi tanıyın ve tanıtın. Niğde için ilginç detayları göreceğiniz müzedeki eserler ile dündeki yaşamı düşlemeye ve anlamaya çalışın. Mutlu olacak keyif duyacaksınız.
Niğde tarihi dokudan öte tek başına müze dahi görülmeye değer özellikler taşımaktadır. Niğde Müzesi 2003 yılında Kültür Bakanlığı'ndan Niğde Valiliği'ne gönderilen bir yazıda Niğde Müzesi'nin, İstanbul Topkapı Sarayı Hazine Dairesi Bölümü ile birlikte Avrupa Yılın Müzesi seçimlerine aday olarak gösterildiği bildirilmişti. Denir ya; “yazının daha mürekkebi kurumadı”. O yıllarda Onarım, teşhir ve tanzim işlemleri nedeniyle üç yıla yakın bir zaman ziyarete kapalı olan Niğde Müzesi, 600 milyar liralık harcama ile çalışmaların tamamlanmasının ardından 20 Kasım 2001 tarihinde Kültür Bakanı İstemihan Talay'ın da katıldığı bir törenle yeniden ziyarete açıldı ve modern bir müze oldu.
Niğde Müzesini Müdürü Fazıl Açıkgöz, Fazıl Bey Niğdemiz Kızılca Kasabasında doğmuş, Okumuş, çalışmış, öğrenmiş ve başarılı bir Arkeolog olarak Memleketinde hizmet veriyor. Ondan aldığım bilgiler ışığında müzemiz önemli 6 bölümden oluşuyor.
I.SALON: Niğde Bölgesinde arkeolojik kazı çalışmaları yapılan Bor Pınarbaşı Höyük, Bor Bahçeli Köşk Höyük ve Tepecik Höyüğü ile Türkiye’de ilk defa gerçekleşen Kalatepe Obsidiyen Atölyesi kazısında bulunan obsidiyen aletler 1.nci vitrinde sergilenmekte ve bölgedeki obsidyen kaynakları hakkında bilgi verilmektedir. Niğde Bor İlçesi Bahçeli Roma Havuzu yanında yer alan Köşk höyükte 1982 yılından bu yana devam eden arkeolojik kazılarda elde edilen Neolitik ve Kalkolitik çağlara ait eserler, mezar buluntuları, tanrı ve ana tanrıçalar(Kubaba), Antropomorfik vazo ve Kalkolitik Ev(M.Ö 4883) birebir ölçeğinde adapte edilerek buluntularıyla sergileniyor. Bu nedenle bu salona Köşk Höyük salonu denilmektedir. Yazının ilerleyen bölümlerinde Köşk Höyükte bu yıl yapılan kazı sonuçları ile ilgilide bilgiler vereceğim ama Köşk Salonu gerçek anlamda Müze için ayrı bir hava yarattığını da belirtelim. İlginç dikkat çekici bir çalışma yapıldığını bu salonda göreceksiniz.
II.SALON: Bu salonda Eski Tunç Çağı(M.Ö III Bin) büyük vitrinde, Asur Ticaret Kolonileri Çağı(M.Ö.II Bin) de 2.nci büyük vitrinde tanıtılmaktadır. Niğde ili Çamardı İlçesi Celaller Köyü Göltepe Höyüğünde yapılan kazılarda bulunan Eski Tunç Çağına Ait ve madencilere ait buluntular, höyüğün hemen karşısında bulunan Antik Kestel KlAY Ocağının galeri girişi canlandırması ve maden buluntuları; Aksaray Acemhöyük kazısında bulunan Eski Tunç Çağına ait buluntular ile Niğde Ulukışla İlçesi Darboğaz kazasında bulunan Eski Tunç Çağına ait buluntular 1.nci büyük vitrinde sergilenmektedir.
Anadolu Kültepe’den sonra Asur Ticaret Kolonileri Çağına ait Karum’lardan birisi olan Acemhöyük’te (Puruşhanda) yapılan arkeolojik kazılarda bulunan saray bulunutuları 2.nci büyük vitrinde sergilenmektedir.
III.SALON: (M.Ö 1 Bin) Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra Anadolu’da ortaya çıkan Geç Hitit şehir devletleri olan Nahita ve Tuvanuva Krallıkları Dönemine ait Hitit Fırtına Tanrısı Steli, Hitit Bereket Tanrısı Steli, Hitit Hiyeroglifi Kitabeleri, Göllüdağ Aslanı, Kaynarca Tümülüsü buluntuları, Frig Çağı Seramikleri ve boğa başı kabartmaları, Pithos bu salonda sergilenmektedir. Ayrıca Göllüdağ fotoğraf ve çizimleri de tanıtılmaktadır. Göllüdağ
Niğde’nin 20 km. kuzeyinde, Bozköy ile Kömürcü Köyü arasındadır. Göllüdağ’da Hititlerden kalma bir kentin kalıntıları yanında Surların çevirdiği alanda bir de krater gölü oluşmuştur. Kalıntılar arasında caddeler, yapılar, arslan kabartmaları bulunan 110 x 260 m boyutunda saray ya da tapınak olduğu sanılan bir yapı olması bölgeyi dikkat çekici kılmaktadır.
IV. SALON: İl sınırları içerisinde yapılan Tepebağları, Porsuk Höyük ve Acemhöyük kazılarında bulunan Hellenistik Çağa ait buluntular, müzeye satın alma yoluyla ve kaçak kazılarda ele geçirilen Roma Çağına ait pişmiş toprak ve cam eserler, mühür baskıları; Bizans Çağına ait buluntular, Roma çağına ait heykelcikler bu salonda da ki vitrinde sergilenmektedir.
Salonun diğer bölümünde ise, M.S .II yy. Roma İmparatorluğu dönemine ait Antik Tyana Ören yerinde bulunan Eros, Herakles, Torso, Alınlık parçaları, Gorgo(Medusa) kabartması, lahit parçası gibi yüksek kabartmalı heykeltraş eserleri, Divarlı mezar küpü, Roma Çağı mezar stelleri sergilenmektedir.
V.SALON: A)SİKKE REYONU: Sikke basımı tekniği ve genel tanımlar iki pano ile tanıtılmaktadır. Salonda 6 büyük duvar vitrini içerisinde kronolojik sırayla Grek, Roma İmparatorluk, Kapadokya Bölgesi, Bizans, İslami ve Osmanlı Dönemine ait sikkeler ve Gümüşköy ve Tepebağları defineleri sergilenmektedir.
B)MUMYA REYONU: Aksaray Ihlara Vadisinde bulunan ve M.S. X yy ait Rahibe Mumyası ile Aksaray Çanlı Kilise kaçak kazısı sonucunda bulunan X .yy. ‘a ait tarihlenen 4 adet çocuk mumyaları sergilenmektedir.
Ayrıca; M.S. 19.yy.’a tarihlenen Karamanlıca Mezar Kitabesi ile II Abdülhamit dönemine ait Osmanlı Arması mumya teşhiri karşısında bulunmaktadır.
VI SALON: Bölgemizde kaybolmaya yüz tutan etnoğrafik kültürü tanıtan salonda silahlar, el yazmaları ve yazı takımları, İlhanlı dönemine ait Sungurbey Cami ahşap kapısı ve pencere kanatları, rahle ve mihrap şamdanları, mutfak eşyaları ile kahve kültürüne ait eserler, aydınlatma gereçleri, kapı tokmakları ile kilitler, alemler, mankenlerle teşhir edilen Eski Niğde evi köşesi, kadın takıları, halılar, kilimler, Kaçkar Türkleri’ne ait Kabartmalı sini bu salonda sergilenmektedir. Her salonda Niğde ile ilgili farklı özelliğe ve güzelliğe tanık oluyor ve iyi ki Niğde müzesi var diyorsunuz. Yukarı Kayabaşı Mahallesi Öğretmenler Caddesinde müzemize mutlaka gidin gezin, Pazartesi dışında her gün 08.00-12.00/13.00-17.00 saatlerinde müzemiz ziyarete açık bulunuyor. Nevşehir’e bir saat ötedeki müze 2004 yılında yerli 23.132 ziyaretçi gezmiş 3.149 YTL gelir elde edilmişti. Yabancı Turistlerden gelen ise 1100 kişidir ve 2.200 YTL gelir elde edilmiştir. Ocak-Haziran 2005 ziyaretçi sayısı 14732, yabancı ziyaretçi sayısı 393 toplam gelir 2.338 YTL idi.
Niğdeli olarak müzemize ilgi bölgede yapılacak çalışmalarda katkı ve destek olmak için bir yoldur. Oluşacak ilgi ile en azından yeni kadroların bölgede mevcut çalışanlara destek amacı ile gelmesi de gerçekleşebilir.
http://www.nigde.gov.tr/muze32_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze32.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze31_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze31.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze24_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze24.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze19_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze19.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze2_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze2.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze23_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze23.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze21_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze21.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze5_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze5.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze6_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze6.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze40_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze40.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze4_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze4.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze1_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze1.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze25_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze25.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze26_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze26.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze38_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze38.jpg) http://www.nigde.gov.tr/friz2_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/friz2.JPG) http://www.nigde.gov.tr/friz_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/friz.JPG) http://www.nigde.gov.tr/golluasl_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/golluasl.JPG) http://www.nigde.gov.tr/muze8_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze8.jpg) http://www.nigde.gov.tr/zherakls_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/zherakls.JPG) http://www.nigde.gov.tr/muze41_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze41.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze33_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze33.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze39_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze39.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze20_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze20.jpg) http://www.nigde.gov.tr/zASKER_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/zASKER.JPG) http://www.nigde.gov.tr/zEROS_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/zEROS.JPG) http://www.nigde.gov.tr/zHEYKEL_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/zHEYKEL.JPG) http://www.nigde.gov.tr/muze16_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze16.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze30_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze30.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze34_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze34.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze37_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze37.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze29_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze29.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze36_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze36.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze12_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze12.jpg) http://www.nigde.gov.tr/koskho1_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/koskho1.JPG) http://www.nigde.gov.tr/muze28_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze28.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze22_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze22.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze43_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze43.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze3_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze3.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muzeeser_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muzeeser.JPG) http://www.nigde.gov.tr/muze35_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze35.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze42_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze42.jpg) http://www.nigde.gov.tr/mumya1_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/mumya1.JPG) http://www.nigde.gov.tr/mumya77_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/mumya77.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze17_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze17.jpg) http://www.nigde.gov.tr/muze11_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/muze11.jpg) http://www.nigde.gov.tr/kafa_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/kafa.JPG) http://www.nigde.gov.tr/koskho1_tm.jpg (http://www.nigde.gov.tr/muze/koskho1.JPG)
TARİHİ, TURİSTİK YERLER VE ESERLER:
Yapılış Tarihi
Bulunduğu Mevkii
Kale ve saat kulesi
Kalenin yapılış tarihi belli değil.
Saat kulesi 19. Yy.
Niğde merkez
Hatıroğlu çeşmesi
1276
Niğde merkez
Akmedrese
1409
Niğde merkez
Bedesten
1559
Niğde merkez
Göllü dağ harabeleri
-
Niğde merkez
Kömürcü köyü
Gümüşler manastırı
10. Yüzyılda yapılmıştır.
Niğde merkez
Gümüşler kasabasi
Tyana su kemerleri ve roma havuzu
Yapılış tarihi kesin olmamakla birlikte hititlere kadar uzanmaktadir.
Bor ilçesi bahçeli ve kemerhisar kasabası
Öküz mehmet paşa kervansarayı
1683
Ulukışla ilçesi
Alaaddin camii
1223
Niğde merkez
Sungurbey camii
1335
Niğde merkez
Dişari camii
16. Yüzyıl
Niğde merkez
Hüdavent hatun türbesi
1312
Niğde merkez
Gündoğdu türbesi
1344
Niğde merkez
Şerif ali türbesi
1865
Niğde merkez
Paşa camii
19. Yüzyıl
Bor merkez
Ulu camii
1410
Bor merkez
Kavlaktepe yeralti şehri
-
Çamardı ilçesi
Kavlaktepe köyü
Değirmenli mağarası
-
Niğde merkez
Değirmenli kasabası
Çiftehan kaplicaları
-
Ulukişla ilçesi
Kasabası
Narligöl
-
Çiftlik ilçesi
Kemerhisar içmeceleri
-
Bor ilçesi
Kemerhisar kasabası
Demirkazik (aladağlar)
-
Çamardı ilçesi
Bolkar dağları
-
Ulukişla ilçesi
0 yorum: